Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları bugün ikinci kez hakim karşısında. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce büyük salonda yapılan duruşmaya tutuklu ile tutuksuz sanıklar katıldı.
Dün yapılan ilk duruşmada Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Musa Kart savunma yapmıştı.
BELGELERİNE EL KONULMUŞTU
Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu dünkü oturumda savunma yapamamıştı. Gerekçesi ise savunmasına jandarma tarafından el koyulmasıydı.
Bugün savunmasına başlayan Sabuncu şu ifadeleri kullandı:
“Bu davanın başladığı 24 Temmuz günü, yani dün Türkiye'deki gazeteciler için önemli bir gün. Çünkü bu gün gazetecilerin bayramı. Ama biz bu bayramı kutlayamıyoruz çünkü 150'nin üstünde gazeteci hapiste.
Bugüne kadar 24 Temmuz'da sansür kaldırıldığı için bayram yapıldı, biz Cumhuriyet çalışanları da bundan sonra bugünü otosansürün yıkılması olarak anacağız. Çünkü Cumhuriyet davası tüm gazetecilere bir gözdağı davasıdır.
Türkiye'de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak ve cezaevine konmak. İddianamenizi 5 ay boyunca cezaevinde beklemek ve ilk kez savunma için 9 ay mahkemenin başlamasını beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık."
KİM İÇİN NE KADAR CEZA İSTENİYOR?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan 274 sayfalık iddianamede, sanıklar Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, sanıklar Bülent Utku, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını öngörülüyor.

Cumhuriyet gazetesi davasında ilk duruşma neler oldu?
İddianamede, sanıklar Güray Tekinöz ve Turhan Günay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'nun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla, firari sanık İlhan Tanır'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, Ahmet Şık'ın "PKK ve DHKP/C'' silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
İddianamede, sanıkların FETÖ mensubu olduğu ve ByLock kullandığı gerekçesiyle tutuklanan veya firari durumda olanlarla yoğun irtibatları bulunduğu belirtilerek, Ahmet Kadri Gürsel'in 92 ByLock kullanıcısıyla, Aydın Engin'in FETÖ/PDY İştişare Heyeti Üyesi ve "İsrail İmamı" Harun Tokak, Mehmet Orhan Erinç'in FETÖ/PDY İştişare Heyeti Üyesi Halit Esendir, Can Dündar'ın Önder Aytaç, Ekrem Dumanlı, meslekten ihraç edilen eski savcı Muammer Akkaş ve 10 ByLcok kullanıcısıyla iletişim kaydının bulunduğu kaydediliyor.
FUAT AVNİ PAYLAŞIMLARI 
Twitter'daki "Fuatavni" hesabının paylaşımlarının gazetede haberleştirildiği anlatılan iddianamede, şu değerlendirmede bulunuluyor:
"15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün yaşanmasından sonraki dönemde, sosyal medya üzerinden aynı yöntemi izlemeye devam eden silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin darbe girişimini bastıran kahraman Türk halkının birlik ve beraberliğini bozarak, toplumsal fay hatlarını harekete geçirmek amacıyla Ahmet Kemal Aydoğdu'ya ait 'jeansbiri' isimli profilden başlatılan 'Ak Silahlanma' etiketini gazete ve internet sitesinde haberleştirmiştir. Aydın Engin tarafından bu paylaşımın müstakil bir yazı konusu edilerek, kamuoyu nezdinde doğru ve inandırıcı olduğu yönünde kanaat oluşturmaya çalıştığı, böylece FETÖ/PDY'nin amaçlarına hizmet ettiği görülmüştür. Ahmet Kemal Aydoğdu'nun yaptığı sosyal medya paylaşımlarının başladığı andan itibaren Cumhuriyet gazetesi ve internet sitesinde yer bulduğu, bu nedenle Aydoğdu ve Cumhuriyet gazetesi yöneticisi bazı şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri anlaşıldığından dosyası birleştirilmiştir. Ayrıca bu şahsın Bylock kullanıcısı olduğu tespit edilmiştir."
Cumhuriyet gazetesinin manipülasyon yaparak gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket ettiği belirtilen iddianamede, 2013 sonrasında Türkiye'ye yapılan uluslararası açık ve örtülü operasyonlarda aktif rol alan gazetenin, terör örgütleri FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C'nin eylemlerini perdeleyerek, basın özgürlüğü ve evrensel hukukun sağladığı ağır eleştiri içeren haber ve yorum yapma hakkının çok ötesinde geçmiş, kayıt dışı illegal siyasete zemin hazırlayarak Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı asimetrik savaş yöntemleriyle hedef tahtası haline getirmek üzere yoğun algı operasyonu başlattığı kaydediliyor.
"Atatürk tarafından ismi verilen ve Atatürk ilkelerinin savunuculuğunu yapmış bir gazetenin, son birkaç yıldır Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etmeyi amaçlayan silahlı terör örgütlerinin amaçlarına aracı olmasının basit bir yayın politikası değişikliğiyle açıklanması mümkün değildir." denilen iddianamede, gazetenin manipülasyon yoluna gitmeyi tercih ettiği kaydedilerek, psikolojik harekatın en önemli gizli aracı olarak kullanılan manipülasyonla devletleri zayıflatmanın, terörle mücadeleyi etkisizleştirmenin, meşru olarak seçilmiş siyaseti ve siyasetçileri tartışılır hale getirerek kaos ortamı yaratmanın amaçlandığı aktarılıyor.
Cumhuriyet gazetesinde çıkan bazı haberlere yer verilen iddianamede, gazetenin 2013'ten sonra terör örgütleri FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C ile ittifak halinde olduğu vurgulanıyor.