Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan kanaat önderlerini ağırladığı iftar programında konuştu..

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Terörün karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz. Asla teröre taviz veremeyiz. Operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor, devam edecek. Yılmak yok.

Devletin görevi can güvenliğini, mal güvenliğini sağlamaktır. Bunların hepsi devletin görevidir. Bu görevi yerine getirmek için bütün gücümüzle seferber olduk ve buna devam edeceğiz.

Bugün vatan topraklarımızın birliğine, bütünlüğüne yönelik çok ciddi tehditlerle karşı karşıyayız.

Kim der ki bu coğrafyada asimilasyon işareti vardır, vallahi iftira ediyordur.

Sorunlar, sıkıntılar yaşanmamış mıdır? Elbette yaşanmıştır. Ama bunların hiçbiri bir kökene, bir meşrebe yönelik olmamıştır. Dönem değişmiş, sıkıntıların sebepleri ve muhatapları da değişmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde dikensiz gül bahçesi misali bir devlet yönetimine rastlayamazsınız.

Bugün Almanya'da olanları duydunuz. Fransa'nın ne halde olduğunu görüyorsunuz. ABD'de olanları gördünüz. Dünya farklı bir geleceğe doğru, bir arayışın içerisinde yürüyor. Terörü savunmak mümkün mü? Ama şunu özellikle söyledik; Türkiye'ye sessiz kalanlar şunu bilmelidir, bir gün bu terör bumerang gibi döner onları da vurur dedik. Sen eğer teröristlere yataklık yaparsan, onların cezalarını anında vermezsen, onlara mali destek verirsen, kapılarını açar, onların paçavralarını AB binasının duvarlarına asmaya kalkarsan bilesin ki bunlar iyi günlerindir, daha beter günler gelecektir.

Son 14 yıldır, geçmişte sancıları çekilen sorunların büyük ölçüde ortadan kalktığı bir ülkede yaşıyoruz. O yüzden hep birlikte ülkemize sahip çıkmalıyız.

Bu ittifakın emrine girerek, ülkemizi ve bölgemizi yönetmek isteyenler, topraklarımızı sömürge haline getirmek peşindeler.

Şimdi biz göz göre göre aynı senaryonun ülkemizde oynanmasına izin mi vereceğiz? DAEŞ içindeki yabancı teröristlerin hangi ülkelerden geldiklerini siz de biliyorsunuz. Bu işleri organize eden, kaynak sağlayan o yabancıların ne işi var oralarda? Batı'nın değişik ülkelerinden gelenleri görüyorsunuz değil mi?

Bir süredir terör örgütü de güdümündeki parti de, bölgedeki hadiseleri uluslararası platformlara taşıyabilmek için uğraşıyorlar. Cizre ile ilgili bir kitapçık hazırlamışlar, utanmadan devletin yakıp yıktığını öne sürüyorlar. Bölücü terör örgütü suç üstü yakalanmıştır. Vatandaşlarımıza zulmederken, evlerini yıkarken, çocuklarını zorla ellerinden alırken devletin müdahalesiyle karşılaşmıştır.

Ama bunlar ne yapıyor? Akıl almaz bir yüzsüzlükle kendi yedikleri haltları devlete mal ederek üste çıkmaya çalışıyorlar. Milleti de, dünyayı da kandırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? O günler geride kaldı.

HDP'li belediyeler, eline geçen parayı 'Dağa nasıl ulaştırırım, Kandil'e nasıl ulaştırırım?' bunun gayreti içindeler. Elinde silahı olan karşısında güvenlik güçlerimizi bulacak, bunu böyle bilsinler. Silahıyla can alanın arkasında duran siyasetçi, karşısında idari birimlerimizi, savcılarımızı, hakimlerimizi bulacak. Hiçbir yalan gerçeğin ışığından kaçırılmayacak.

Şehitlerimiz oldu. Şu anda yaklaşık 600 civarında şehidimiz var, ama 8 bine yakın da etkisiz hale getirilen terörist var. Bu bir mücadelenin sonucudur. Şehit niye vardır? Dini için, vatanı için. Bu uğurda mücadelesini verir. Ve kuru toprak vatan olmaz, şehit kanlarıyla yoğrulursa vatan olur. Onun için hep ne dedik? Tek millet dedik.

İşte görüyoruz ki bu örgüte silah bıraktırmak için çalışması gerekenlerin kendileri ellerine silah almışlar. Onlara anladıkları dilden konuşmak gerekirdi, nitekim öyle yaptık.

Lice'de 8 bin kişiyle yapılan operasyonda bütün tarlalar temizleniyor. Çünkü terör örgütünün en büyük gelir kaynağı oldu. Bölgeye yaptığımız tüm yatırımlar, bunların engellemeleriyle karşılaştı.

Arabasının arkasında terör örgütüne silah taşıyanlar bu ülkede milletvekili olamaz. Sözde mezarlarda yargı ofisleri kuranlar bu ülkede samimi olamaz. Çok yakında yargının önüne çıkacak hesabı verecekler."