Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Vuslat Platformu tarafından Üsküdar'da düzenlenen etkinlik kapsamında “Büyümede Birlik ve Liderliğin Rolü” konulu konferans verdi.

Türkiye'de bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin yasama ve yürütme üzerinde egemen olduğu bir sistemin mevcut olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

BAKANI AVUÇLARININ İÇİNE ALIYORLAR: "Türkiye'de 'kabineter sistem' var. Nedir bu kabineter sistem? Bakanlıkların ve bakanlık bürokrasilerinin kutsandığı, onların yasama ile yürütme üzerinde egemen olduğu sistem. Sen istediğin kadar yasama yap, istediğin kadar yürütmeye hakim olduğunu düşün. Bunlar bakanı öyle bir avuçlarının içine alıyorlar ki, 'sayın bakanım bunu yaparsak mahvoluruz, bunu yaparsak yanarız.' Bizim sistem hakikaten bakanlık bürokrasilerinin egemenliğinde olan bir sistem.

KAVGA ETMEYEN CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN YOK
Şimdi bizim bu bakanlık bürokrasilerini tam anlamıyla halka hesap veren yürütmenin güdümüne almamız lazım. Bu sistemde bugüne kadar kavga etmeyen başbakan ile cumhurbaşkanı yok. Bu sistemde koalisyon hükümetlerinin üremesi normal. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan döneminde iyi lider, güçlü lider gördük diye bu sistemin tek parti iktidarı üreteceğini sanmaya başlayanlar oldu. Özellikle gençlerde bunu görüyorum. Bu sistem tek parti iktidarı üretmiyor. 7 Haziran'da bunu yaşadık mı? Yüzde 41 oy ile bile tek parti iktidarı üretmeyen bir sistemimiz var."

“TAYYİP ERDOĞAN'DAN SONRA NE OLACAK”

"Sadece ümmetin birliğini sağlamak için değil. Çünkü dünya şu anda bilinmeyen sulara ilerliyor. Dünya karışıyor, Avrupa karışıyor, Rusya, Çin, Amerika karışıyor" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Şimdi dünya karmaşık bir döneme giderken bizim yeniden koalisyonlar dönemine dönmek, yeniden kendimizi böyle riske atmak gibi bir lüksümüz yok. Tayyip Erdoğan döneminde iyiyiz ama Tayyip Erdoğan'dan sonra ne olacak bunu iyi düşünmemiz lazım.

HER SENE DARBE Mİ OLACAK?

Tayyip Erdoğan'dan sonra kim gelecek değil, her sene darbe mi olacak, koalisyon mu olacak bunu düşünmemiz lazım. Kim gelirse gelsin ülkeyi yönetebilsin. İyi kötü ülkede istikrar sağlayabilsin. Milletin ferasetine de biraz güvenmemiz gerekiyor. 'Türkiye'de darbeciler anayasa yapınca 'tamam' hepimiz içimize sindiriyoruz, yutkunuyoruz. 'Milletin oyuyla gelmiş olan, iyi kötü gayret eden adama ve meclisine anayasa yaptırmayacağız.' Demokratik olgunluk diyoruz ama bazen takıldığımız bir şeyi çok fazla büyütüp onu bozduracak şekle getiriyoruz."