Alkol ve uyuşturucu almadığı belirlenen mühendisin vücudunda darp izine rastlanmadı, “gaz zehirlenmesinden öldüğü” saptandı. Polis, Uğur’un yanında bulunan mutfak tüpünü 2 gün önce telefonla sipariş ettiğini belirledi, dosyaya “intihar” notu düştü ama ihtimalleri araştırmak için Uğur’un cep telefonu kayıtlarını da incelemeye aldı. Mühendisin cenazesi, otopsinin ardından toprağa verilmek üzere İzmir’e götürüldü. Uğur’un ailesi genç mühendisin kısa süre önce Ankara’da aldığı eve taşınmayı planladığını anlattı, olayın aydınlatılması için suç duyurusunda bulundu.
MECLİS GÜNDEMİNDE

Uğur’un ölümünü Meclis’e taşıyan ve Başbakan Davutoğlu’na yönelik soru önergesinde, “Erdem Uğur’un ölümü şüpheli midir?” diye soran CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, kurumda daha önceki şüpheli ölümleri de hatırlatarak “Ölüm sebepleri nelerdir?” sorusuna da yanıt istedi. ASELSAN yetkilileri kurumda 5 bin kişinin çalıştığını ve 2007’den bu yana bir psikoloğun tam zamanlı görev yaptığını belirtiyor. Kurum içi spor ve sanat kulüpleriyle de personelin sosyalleşmesi hedefleniyor.

BTK DA İNCELEMİŞTİ

Aselsan’daki 4 ölüme ilişkin spekülasyonlar üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) da inceleme yapmıştı. Kurul “intihar” sonucuna varmış ancak mühendislerin zihin kontrol yöntemiyle psikolojileri bozularak intihara sürüklenmiş olabilecekleri değerlendirmesine yer verilmişti.

‘Oğlum gibi o çocuğu da öldürdüler'

2006’da aracında bilekleri ve boğazı kesilmiş olarak bulunan ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen’in babası Vehbi Başbilen, “Oğlum gibi bu çocuğu da öldürdüler” dedi. Davalarının 8 yıldır sürdüğünü belirten Başbilen, “Bu çocukların her birinin ölüm şekli farklı. Ancak cinayete kurban gittiler. Dosya hâlâ açık. Bu olayı da intihar diye kapatacaklar” dedi.