Ferit ASLAN/DİYARBAKIR,() - TUTUKLU  Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker, cezaevlerindeki ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası olan yaklaşık 2 bin PKK'lının durumunu önce Anayasa Mahkemesi'ne sonra AİHM'e taşıyacaklarını belirterek, "Başta Abdullah Öcalan olmak üzere cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler bırakılmadan dağdan, Avrupa'dan, Mahmur'dan geri dönüşlerin olmaz" Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Abdullah Öcalan'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle Türkiye'yi mahkum etmesinden sonra Türkiye'deki cezaevlerinde PKK ve KCK'dan hüküm giyenler konusunda bir çalışma başlatıldı. Çözüm süraci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti'nde de yer alan Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker, çalışmaları kapsamında Adalet Bakanlığı'ndan veriler aldıklarını, PKK ve KCK davalarının bu ülkenin 30 yıldan fazladır gündeminde olan davalar olduğunu söyledi. Teker, Adalet Bakanlığı'ndan aldıkları rakamlara göre, PKK'dan 3 bin 801 kişinin hüküm giydiğini, 852 kişinin tutuklu olduğunu, KCK'dan 160 kişinin hüküm giydiğini ve şu anda son tahliyelerle birlikte yaklaşık 20 kişinin tutuklu kaldığını belirtti. "2 BİN MÜEBBETLİK İÇİN ÖNCE AYM SONRA AİHM'E GİDECEĞİZ" Teker, KCK davalarında ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis alanlar hem de örgüt yöneticiliğinden 20 yılın üzerinden ceza alanlar, aynı zamanda PKK davalarından neredeyse 30 yıldır içeride olanların bulunduğunu belirterek, şöyle dedi: "Bunların 101'i ağırlaştırılmış müebbet alıp ağır koşullarda cezaevinde bulunuyor. İki bine yakın bir sayıda müebbet olarak cezaevinde bulunuyor. Ağırlaştırılmış müebbet, dünya hukukunda tanımlanmış bir yere sahip değil. Bu sadece Türkiye devlet hukukunda yeri var. Vatandaşlık hakkını gasp eden bir yaklaşım ile yasa maddesi olarak ortaya konulmuş. Buradaki koşul şu; her ne şartla olursa olsun şartlı tahliye olmanın önünü kapatıyor. Sizi cezaevinde ölünceye kadar tutmayı esas alan bir madde. Bu uluslararası hukuka aykırı. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının açtığı Öcalan davasını AİHM haklı buldu ve bunun insan hak ihlali olarak ele alınması gerektiğini, hiçbir devletin ve yasanın böylesi uzun bir süre hiç kimseyi cezaevinde tutamayacağını söyledi. Bu konuda Türkiye mahkum oldu. Bu temelde biz Asrın Hukuk bürosu ile bir çalışma yürütüyoruz.  Bahsettiğimiz 2 bin müebbet ve sayın Öcalan'ın da dahil olduğu 101 ağırlaştırılmış müebbet dahil olmak üzere önce Anayasa Mahkemesi'ne itiraz başvurusu yapmak ve iç hukuk yollarını tükettikten sonra AİHM'e başvurarak bunların gasp edilmiş haklarının geri verilmesi ve bu temelde serbest bırakılmalarına yönelik bir çalışma yürütüyoruz." Müebbet meselesinin Türkiye'de sorunlu olduğunu öne süren Teker, "Yasal tanımlamaları içerisinde dünyada İngiltere bu konuda ceza aldı. 20 yılın üzerinde bir müebbeti dünya hukuku insani ve kabul edilebilir olarak görmüyor. Bize gelen listede, 2 bin arkadaşımızın 20 yıl ve daha fazladır cezaevinde olduğu görülüyor. 2004'te yapılan yasal değişiklik ile yaklaşık 5 binin üzerinde bir PKK'lı çıktı. Bunun dışında içerde yatmaya devam eden 3 bin 500'ün üzerinde bir sayı zaten vardı. Ağırlaştırılmış müebbetter hücrede tutuluyor. Düşünün siz resmen canlı canlı tabuta konulmuş olarak cezaevinde tutuluyorsunuz. Orada sizi tamamıyla çürüten bir mekanizma var. Bu mekanizma için Türkiye'de şu anda 101 kişi yaşıyor. Onun dışında 2 binin üzerinde 20 yıldan fazladır kalan siyasi tutsak var" dedi. "ÖCALAN VE SİYASİ TUTSAKLAR BIRAKILMADAN KİMSE GERİ DÖNÜŞ BEKLEMESİN" TUHAD-FED Başkanı Zübeyde Teker, çözüm sürecinin önemli başlıklarından biri olan geri dönüşlerle ilgili hem federasyon hemde başka kurumlarla birlikte çalışma yşürüttüklerini söyledi. Teker, "Şunun net algılanması gerekiyor, hem sürgüne gidenler, hem Mahmur'a gitmek zorunda kalanlar, hem de yıllardır gerillada mücadele yürütenler için temel şartlar var geri dönüşler için. Bir sayın Öcalan'ın bırakılması, iki, siyasi tutsakların bırakılması. Biz federasyon olarak hem sayın Öcalan hem de siyasi tutsaklar için kampanyalar yürütüyoruz. Yaklaşık 10 milyon imza hedefimiz var. Çünkü toplumun temel beklentisi eğer bir çözüm olacaksa bir geri dönüş olacaksa bunun birinci şartı sayın Öcalan ve siyasi tutsakların bırakılmasıdır. Onlar bırakılmadan kimse geri dönüş beklemesin. Ama şu olabilir geçmişte Öcalan'ın sembolik olarak dönemsel çağrıları oldu, sembolik grupların gelişi olabilir. Belki bu temelde ileri böylesi bir durum olabilir mi bilmiyorum ama görüştüğümüz bütün alanların net olarak söylediği şu; Sayın Öcalan ve siyasi tutsaklar bırakılmadığı sürece geri dönüşü kabul etmiyorlar" diye konuştu.     FOTOĞRAFLI