GAZETECİ-Yazar Abdurrahman Dilipak, çocukların ana dilinin dışında lisedeyken Arapça ve İngilizceyi öğrenmesi gerektiğini belirterek, "Eğer dünyayı fethe çıkacaksak ‘Hadi gidelim’ demekle olmuyor. Dil öğrenmek öyle zor değil.  Biz öğrenememek üzere eğitildik. Yoksa Suudi Arabistan’daki 10 yaşındaki tımarhanedeki geri zekalı çocuklar da Arapça konuşuyor, İngiltere’deki  geri zekalı 10 yaşındaki tımarhanedeki çocuklar İngilizce konuşuyor" dedi.
Çağrı Eğitim Öğretim Sosyal Araştırmalar Derneği’nce Zonguldak Belediyesi Nikah Salonu’nda ‘Küresel vesayet karşısında müslümanlar’ konulu konferans düzenlendi. Kuranı Kerim okunmasıyla başlayan konferansta konuşan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, dünyayı fethetmek için batı tarihinı, batı medeniyetinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Dilipak, gençlere ise şu tavsiyelerde bulundu: "Batı tarihini, batı medeniyetini bilen kaç kişimiz var. Biz kendi tarihimizi, medeniyetimizi öğreneceğiz, bir de onlara cevap vereceğiz. Kaç dil biliyoruz. Biz Arapçayı da bilmiyoruz. Çocuklarımız lisedeyken Arapça ve İngilizceyi öğrenmesi lazım. Ana dili Türkçeyi saymıyorum. Bir kendi medeniyetinin dinin temel ve kavramlarını öğrenecek, liseyi bitirene kadar ilahiyat seviyesinde dini bilgiye sahip olması gerekiyor. Üniversite de iken İspanyolca, Çince, Rusça bir iki dil daha seçmesi gerekiyor. Eğer dünyayı fethe çıkacaksak ‘Hadi gidelim’ demekle olmuyor. Dil öğrenmek öyle zor değil. Yoksa Suudi Arabistan’daki 10 yaşındaki tımarhanedeki geri zekalı çocuklar da Arapça konuşuyor, İngiltere’deki geri zekalı 10 yaşındaki tımarhanedeki çocuklar da İngilizce konuşuyor. Köylerden gelen liseyi bitirmiş herkes Arapça da konuşuyor, Fransızca’da konuşuyor. Türkmense Türkçe’de konuşuyor. Dünyanın en iyi lisesi şuan benim için açık lise. Biz yeter ki Allah’ın ipine sımsıkı tutunalım ve istikametimizi şaşırmayalım."
Batının kavramlarıyla ve kurumlarıyla çöktüğünü de vurgulayan Dilipak, sözlerini şöyle tamamladı: "Batının maskesi düştü. İçimizdeki işbirlikçileriyle, derin devletiyle, darbecileriyle, teröristleriyle, paralel yapılarıyla, her şeyiyle şimdi gözler önünde. Düne göre bugün kurtuluşa daha yakınız."