AK Parti'nin Sarıyer'de düzenlediği mitingde Başbakan'ın danışmanı Mustafa Varank'ın şikayeti üzerine gözaltına alınan Zaman Gazetesi muhabiri Derviş Genç, ifade verdikten sonra serbest 

İstinye Muhsin Batur Polis Merkezi'nde ifade verdikten sonra serbest bırakılan Zaman Gazetesi muhabiri Derviş Genç, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Genç, şunları söyledi:

“Her zamanki gibi Başbakan'ın mitingini takip ediyorduk. Başbakanlığın basın için tahsis ettiği 3 minibüsle Sarıyer'deki miting alanına geldik. Bütün basın mensupları platformun arka kısmından alana alındık. O sırada Başbakanın Başmüşaviri Mustafa Varank beyi gördüm. Bir gazeteci olarak, gazeteci refleksiyle, görevim gereği 4 kare fotoğrafını çektim. Daha sonra miting alanına geçtim. O sırada biri yanıma gelerek kolumdan tuttu. Gazeteci olup olmadığımı sordu. Ben de Zaman Gazetesi muhabiri olduğumu izah ettim. Başbakanlık Basın Merkezi'nden mitingi takip etmek için bize verilen kartı kendisine gösterdim. Daha sonra Mustafa Varank geldi ve kolumdan tutarak, 'Sen neden benim fotoğraflarımı çekiyorsun? Sen beni neden dinliyorsun?' dedi. ' Ben de ona, 'Ben bir gazeteciyim. Kamuya açık bir alanda Başbakan'ın basın müşavirini çekmem çok doğal' dedim. 'Ama sen beni dinledin' dedi. Ben de, 'Kamuya açık bir alanda ben sizi neden dinleyeyim?' dedim. Buradaki şikayet dilekçesinde bahane bulamadı herhalde ki, fotoğraf çektiğimin komik olacağını düşündüğü için olacak, 'özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğim' şeklinde beni şikayet etmiş. Bu kadar kalabalığın olduğu bir alanda, yanı da kalabalıktı. Bu durumda böyle bir iddia çok saçma. Bugün basın özgürlüğüne bir darbe vurulmuştur. Kamu görevi yapıyorum, bu görevim engellenmiştir. Bundan dolayı Başbakan'ın mitingini takip edemedim. Kendisinin polislere 'Alın bunu' talimatı üzerine gözaltına alındım. İfademde kendisinden şikayetçi olduğumu belirttim. Kendisiyle aramızda herhangi bir sözlü sataşma olmadı."

CHP MİLLETVEKİLİ KARAKOLDA

Polis merkezine gelerek olayı takip eden CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da, gazetecilere, "Bu olay, hiçbir vatandaşımızın çalışma özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerinin güvencede olmadığını gösteriyor. Anayasamızın 137'nci maddesi uyarınca kanunsuz emrin yerine getirilmemesi gerekiyordu. Arkadaşımızın bu saate kadar tutulması kanunsuz emrin yerine getirilmesidir. Ceza Kanunu'nun 26'ncı maddesi diyor ki, 'Bir kişi eğer görevini ifa ediyorsa, bu suç teşkil etmez'. Arkadaşımız bir basın mensubu olması dolayısıyla kamuoyunu aydınlatması lazım. Kamuya açık bir toplantıyı izlemesi ve fotoğraf çekmesi kadar doğal bir şey yok.Zaten bu onun görevi. Bu saate kadar onun burada tutulması, hem hürriyetinin kısıtlanması, hem çalışma özgürlüğünün kısıtlanması nedeniyle suç işlemiş durumundadırlar. Şikayetçi olan kişinin polis üzerinde fiili baskı kurmasıyla bu saate kadar gözaltında tutulması ve onun neticesinde görevinin engellenmesi ayrı bir suç. Ben sizin aracılığınızla cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunuyorum. Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum" şeklinde konuştu.



MA (İY) (FOTOĞRAFLI)