Nursima KESKİN- Kerim BURUCU/ERZURUM, () - ERZURUM Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut, kişisel cep telefonunu aynı zamanda 'yüzen ada ihbar hattı' olarak kullandığını söyledi. Bu konuda çok ilginç mesajlar aldığını anlatan Prof. Dr. Bulut, "Bir kız mesaj yazmış: 'Benim arkadaşımın adı Ada. Rica etsem onu da yüzdürebilir misiniz? İhbar hattında bunun gibi değişik ve güzel şeyler de oluyor" dedi.
Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye'de yüzen ada araştırmaları' konulu konferansa Coğrafya Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Dr. İhsan Bulut, verdiği konferansta gülümseten anılarını aktardı. Prof. Dr. İhsan Bulut, kişisel cep telefonununun aynı zamanda 'yüzen ada ihbar hattı' olduğunu söyleyerek "Telefonda çok ilginç diyaloglar yaşanıyor ve mesajlar geliyor. Bir kız mesaj yazmış 'Benim arkadaşımın adı Ada. Rica etsem onu da yüzdürebilir misiniz?' Bunun gibi değişik ve güzel şeyler de oluyor" dedi.
Anısı salondakileri kahkahaya boğarken Prof. Dr. İhsan Bulut, yüzen adaların Antik çağlardan beri Batı Anadolu Göllerinde dini bir merasimin bir parçası olarak kullanıldığını kaydetti. Halkın yüzen adaları 'saz, adalı göl, giden ada, hopal, posti 'diye adlandırdığını ifade eden Prof. Dr. Bulut, Türkiye'de yüzen adalara çokça rastlandığını belirtti. Coğrafya Bölümünden mezun olacak öğrencilerden de gördükleri doğal güzellikleri öğretim üyeleri ile paylaşmalarını isteyen Prof. Dr. Bulut, dünyada ilk defa yüzen adaların İtalya'da 1671 yılında bir din adamı tarafından tespit edildiğini, 330 yıl sonra bu bilimsel konunun Türkiye'de tanındığına dikkati çekti. Yüzen adaların değişik şekillerde kullanıldığını işaret eden Prof. Dr. Bulut, "Burma'da bir gölün kıyısında bambu kazıklar üzerine yaptıkları evlerde yaşayan köylüler yüzen adaları motora yükleyip evlerinin önüne bağlıyorlar. Adanın üstünde fasulye, domatas, biber, patlıcan yetiştiriyorlar" diye konuştu. 
Prof.Dr. İhsan Bulut konuşmasına şöyle devam etti:
"Yaylada çobanlık, kır bekçiliği yapanlar yüzen adaların yerini çok iyi biliyor. Ve çok güzel koruyorlar. Yüzen ada işini Türkiye'de başlatmasa mıydık diye bazen pişmanlık duyuyorum. Çünkü biz tanıdıktan sonra yok ediyoruz. Doğa bilimcilerden çok mülki amirler her yeri biliyorlar. Bingöl'deki yüzen ada artık eski görüntüsünden güzelliğinden oldukça uzaklaşmış. Artık kuraklık diye yağmur duasına çıkanlar gibi ben de yüzen ada ihbar duasına çıkıyorum ama arayan yok. Ancak biyolog, hidrobiyolog, zoolog, sistem analizcilerinin, peyzajcıların özellikle bunlarla ilgilenmesi gerekiyor. Avrupa'daki gibi doğal görüntüyü hiç bozmadan koruma önlemleri alması gerekiyor."

NK(KS/BT) (FOTOĞRAFLI)