Taylan YILDIRIM- Mücahit BEKTAŞ/İZMİR, () - İZMİR'in turizm cenneti ilçesi Çeşme'de, şirketlerin kuracağı Rüzgar Enerji Santralleri (RES) için hazırladıkları projelerin sayısı yeni eklenenlerle birlikte 12'ye çıktı. Siyasilerden vatandaşlara, turizmcilerden çevrecilere kadar tüm kesimin tepkisini çeken projelerin hayata geçirilirse Çeşme'nin tüm çevresinde RES türbinleri yükselecek.
Onlarca metre uzunluğundaki türbinler, şehir merkezine 400 metreye kadar yaklaşmış olacak. Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Dalgıç, temiz enerjiye karşı olmadıklarını, ancak projenin ilçeyi tehdit etmeye başladığını söyledi. Çevreci Esen Fatma Kabadayı ise kamulaştırmalar için mahkemelerden alınan durdurma kararlarının Bakanlar Kurulu'nun aldığı 'acele kamulaştırma kararlarıyla' aşıldığını, ilçenin kendine özel ikliminin katledileceğini dile getirdi.
RES'LER SANKİ EVLERİN İÇİNE GİRECEK
Türkiye turizminin son yıllarda yıldızı iyice parlayan merkezi Çeşme'nin, bir diğer özelliği ise yıl boyunca hiç kesilmeyen rüzgarı. Çeşme'nin rüzgarından enerji elde etmek isteyen şirketler, son yıllarda peş peşe projelerini hayata geçirmek için çalışma başlattı. Türkiye'deki ilk rüzgar Enerji Santrali'nin kurulduğu Çeşme'nin Alaçatı bölümündeki, projeler zamanla Çeşme'ye de yaklaştı.
Şu ana kadar sayıları 12'ye çıkan projelerle, ilçe merkezini de içine alan yarım adanın hemen tüm tepelerinde RES türbinleri, kurulacak. Onlarca türbinin, yerleştirilmesinin planlandığı yerler, kent merkezine sadece 400 metre uzaklıkta yer aldı. Adeta evlerin içerisine kadar girecek RES projelerine, belediye başkanından vatandaşlara, turizmcilerden çevrecilere kadar tüm kesim tepki gösterdi.
'ACELE KAMULAŞTIRMA' KARARLARI
Çevreciler ile arazilerine türbin kurulması planlanan vatandaşlar da hukuk mücadelesi başlattı. Vatandaşların başvuruları üzerine idari yargı yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak bu karar da Bakanlar Kurulu'nca alınan 'acele kamulaştırma kararlarıyla', etkisiz kaldı.
Şu ana kadar şirketlerin 12 projeyi hayata geçirmek için Çeşme Yarımadası'nda onlarca türbin kurmak için faaliyetlerini sürdürdükleri öğrenildi. Bunun yanı sıra Sadece Çeşme ve Alaçatı bölgesinde ise, şu anda üç RES projesinin faaliyette olduğu ve bunlara ait de 25 türbinin, elektrik üretiminde kullanıldığı hatırlatıldı.
BAŞKAN'IN İSYANI
Rüzgar Enerji Santralleri'ne (RES) destek vermesinin yanı sıra en büyük tepkiyi de gösteren isim ise Çeşme Belediye Başkanı CHP'li Muhittin Dalgıç oldu. Temiz enerjiye karşı olmadıklarını bunu kendilerinin de savunduğunu, firmaların da böyle projeleri hayata geçirebileceklerini dile getiren Muhittin Dalgıç, şunları söyledi:
"Ancak bu projeler yarımadanın doğu taraflarına yapılsa zaten kimsenin itirazı olmaz. Zaten o bölgelere Türkiye'nin ilk projeleri yıllardır faaliyette. Ama artık projelerle yeni yerler, kentin içerisine kadar yaklaştı. İnsanlar evlerinden bu santralleri izleme konumuna geldi. Kentin tek yeşil alanı, marinanın hemen üstünde bu türbinler kurulacak. Evet bunlar temiz enerji ama ya onların metrelerce uzunluktaki kanatlarının yaptıkları ses etkisi? Onlar insanları rahatsız etmeyecek mi? Kentin içindeki tepeye bu türbinlerin kurulması kabul edilemez. Turizmi, kentte yaşamı her şeyi olumsuz önde etkileyecek."
Muhittin Dalgıç, sadece RES'lerin değil, ilçenin tek su havzasına taş ocağı kurulmasına, yine kent güzelliğini bozacak şekilde de TOKİ binaları için yüksek katlı inşaatlara izin verilmesine karşı çıktı. Dalgıç tepkisini, bu kararların da yerel yönetimlere hiç danışılmadan alındığı sözleriyle dile getirdi.
ÇEVRECİLER PLATFORM KURDU
Çeşme'ye yönelik RES projelerinin yanı sıra, taş ocaklarının açılmaya başlanması, TOKİ inşaatlarının yapılmasının planlanması ilçedeki çevrecileri de harekete geçirdi. Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu'nu kuran çevreciler, ilçe halkını bilgilendirdikleri gibi hukuk mücadelesi de vermeye başladı. Birçok proje için Danıştay'dan durdurma kararı alınmasını sağladı.
Platform sözcüsü Esen Fatma Kabadayı, Çeşme'nin kendine özgü endemik bir ikliminin bulunduğunu söyledi. Kabadayı, şöyle dedi:
"Bu santraller, maalesef mahkeme kararlarına rağmen hala devam ediyor. Kimse bu kararları dinlemiyor. Bu türbinlerin etkisiyle, yaydıkları sel dalgaları ve hava akımlarıyla, gözle fark edilmese de, insanların sinir sistemleri etkileniyor. Çok yakında okul var. Oradaki öğrenciler etkilenecek en önemlisi. Bu ilçenin tarımından doğal hayatına kadar her şeyi etkilenecek. Hayat değişecek yani. En basiti arılar bile bal yapmayacak, çünkü bal için gerekli tozlar olmayacak o hava akımlarından dolayı, bugün Karaburun'da bunun etkileri görülüyor. Yarın o etkiler Çeşme'de de yaşanacak. Çeşme'nin bir güzel rüzgarı var o da başına bela oldu."
TURİZMCİLERDEN DE YER TEPKİSİ
Çeşme Otelciler Birliği Başkan Vekili Yakup Demir ise, bir turizmci olarak RES'lere karşı çıkmalarının mümkün olmadığını söyledi.
İtirazlarının kuruldukları alanlara olduğunu belirten Demir, "Kentin içine kadar bunların gelmesi anlamsız. Bakın Karaburun dağlarında var. Çeşme girişinde var. Kimsenin itirazı da yok zaten. Hatta kentin sembolü bile oldu. Ama kent içerisine kurulması insanları etkiler. Yazın o türbinlerin gölgeleri bile burada insanların yaşamlarını etkiler. Karşı değiliz ama kurulan alanlara karşıyız" dedi.
ÇEŞME HALKI BİZE DUACI OLACAK
Çeşme'de RES projelerinden birini gerçekleştiren ABK Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Barış Tansever de kendilerine yönelik suçlamaların haksızlık olduğunu söyledi. Barış Tansever, "Bizim projemiz Çeşme Limanı'na 4.5 km uzaklıkta ve biz sadece 8 türbin dikeceğiz. Her bir türbinden 300 metrekarelik alandan başka bir yer kaplamaz. Üstelik bizim orada ne tarım var ne yeşillik var. Biz bu projeye başlamadan önce, 40 kurumdan izin aldık, sonra inşaata başladık. Bunlar arasında, bitki örtüsünden, kuş göçlerine, çevreye olan etkilerine kadar bir süre inceleme vardı. Üniversitelerden bilim adamlarına raporlar hazırlattık. İnsana zarar verip vermediğini anlamaya çalıştık. Çünkü biz burada 49 yıl, Çeşme halkıyla birlikte yaşayacağız. onlara vereceği zararlar konusunda çok hassasız" dedi.
Kendilerine tepki gösteren kişiler kadar en az çevreci olduklarını da vurgulayan Barış Tansever, proje bölgelerindeki arsa rantçılarının ve konut projesi yapmak isteyenlerin hayallerini suya düşürdüklerini, Çeşme halkının ileride kendilerine duacı olacağını, çünkü bu RES alanlarının 49 yıl daha konut yapılmadan yeşil kalacağını dile getirdi.
TÜRBİNLERİN SESİ VE GÖLGESİ RAHATSIZ EDİCİ
RES projeleriyle ilgili önemli çalışmalara imza atan İzmir Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyelerinden Mustafa Çınarlı ise RES türbinlerinin, insanlar için iki önemli etkisinin bulunduğunu söyledi. Mustafa Çınar, şöyle konuştu:
"Türbinlerin yerleşim yerlerine yakınlığı konusunda Türkiye'de belirlenmiş bir kural yok. Türbinlerin insanlar için rahatsız edici iki faktörü var. Bunlardan birisi, ses kaynağı olmaları. Çünkü havayla dönen devasa kanatlardan bahsediyoruz. Özellikle Avrupa ülkelerinde bununla ilgili daha hassas davranıyorlar. Türkiye'de belli bir standart yok. Çünkü Söke'de tarlaların arasında serpiştirilmiş biçimde bir santral var. İkinci önemli etkisi ise gölge yaratması. Bununla ilgili uyarılar da var. İnsanlar, psikolojik reaksiyon gösteriyor, sürekli belli bir saniyede evinizin önünden pencerenizden gölge geçiyor. Türkiye'de düzenleme sadece ÇED raporu üzerinden yapılıyor. ÇED süreci iyi işlenecek olsa, pek çok sorun çözülecek. ÇED şunu tarif ediyor, çevreye zarar veriyorsa, halk kitleleri bunu istemezlerse bu proje hayata geçirilmez ya da geçirilmemelidir. Bizde bu tutmuyor. Doğaya minimum zarar verirse, yöre halkı kabul ederse, tarihi kültürel dokuya özen gösterilirse, rüzgardan elektrik enerjisi üretme politikalarının geliştirilmesi lazım."

FOTOĞRAFLI