SON yıllarda yapılan yasal düzünlemelerle ormanlarda özel mülkiyet ve yapılaşmanın önünün açıldığını açıklayan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, doğal varlıkların yok edilmek istendiği uyarısı yaptı. Meslek odaları da ormanları korumak için yapılan değişikliklerin iptali için dava açmaya hazırlanıyor.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, düzenlediği basın toplantısıyla yasalarda yapılan değişiklikler sonucu özel mülkiyet ve yapılaşmanın önünün açıldığı ormanların tehlike altına girmeye başladığını duyurdu. Kurul’un Dönem sözcüsü Melih Yalçın, Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer’in de yeraldığı toplantısında basın açıklamasını Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helin Kınay okudu.
Kınay, dünyanın ormanların karbon emisyonunun azaltılması ve su kaynaklarının verimliliğinin ve kullanılabilirliğinin korunması ve insanların yaşam kalitesine olumlu katkısı nedeniyle orman varlığının korunmasında çok duyarlı olduğunu söyledi. Kent içi yeşil alanların 'kentin geleceğini kurtaracak alanlar' olarak görüldüğünü belirten Kınay “Dünyada artık yapılacak her türlü kamusal yatırım orman alanlarının dışında yapılmakta, yapılacak işlerde ormanlara en az zarar verecek yöntemler seçilmektedir. Ayrıca, kent içi yeşil alanlar da ormanlar gibi korunma konusu olarak önemini korumaktadır” dedi.
URLA VİLLALARI, 3'ÜNCÜ KÖPRÜ, ATATÜR ORMAN ÇİFTLİĞİ, ODTÜ ORMANI
Türkiye’de ise hemen hergün kent içi yeşil alanlar ve kentin içinde veya çeperlerinde bulunan önemli orman alanlarına yapılan yeni bir acımasız saldırı haberiyle karşılaşıldığına dikkat çeken Kınay, “İzmir Aliağa’da sanayi alanlarının ve liman işletmelerinin tehdidi altındaki orman alanımız, Çeşme Yarımadası’nda Urla Villaları’yla yapılaşmaya açılan orman alanımız, İstanbul’da Gezi Parkı, 3'üncü Köprü, Havaalanı, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği ve ODTÜ Ormanı çok yakın zamanlarda ardı ardına karşılaştığımız örneklerden birkaçıdır” dedi.
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARSA OFİSİNE DÖNÜŞMÜŞ
Orman varlığının yaklaşık yüzde 99’u devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, Anayasa’nın, devlete ve onun kurumsallaşmış birimi olan Orman Genel Müdürlüğü’ne bu ormanların korunması ve geliştirilmesi görevini verdiğine belirten Kınay, bugün her türlü kamusal yatırım için 'ormandan alan tahsisi' noktasına gelindiğini söyledi. Bedelsiz olarak yapılan tahsis ve çok sayıda şahısla uğraşmak yerine sadece orman idaresiyle muhatap olmanın getirdiği bürokratik kolaylığın orman alanına tesis yapmayı cazip hale getirdiğine dikkat çeken Kınay, “Kurumlar, bir yatırım yapılacaksa yakında orman alanı olup olmadığına bakmakta. Özetle, Orman Genel Müdürlüğü 'Arsa ofisi'ne dönüşmüş durumdadır. Kamu sektörü ve özel sektör işbirliğiyle yapılan tesisler için tahsis edilmiş olan alanlarda üst hakkı tesisiyle de, Anayasa’nın ormanların mülkiyeti devredilemez’ hükmü delinmiş olmaktadır” dedi.
ORMANLARA BUNLAR YAPILABİLİYOR
Helin Kınay, Orman Kanunu’nundaki değişiklikler ve Torba yasayla değiştirilen düzenlemelerle ormanlarda yapılabilecek müdahaleleri şöyle sıraladı:
“Yol, liman geri hizmet alanı, havaalanı, demiryolu, teleferik hattı, tünel, patlayıcı madde emniyet alanı, yer altında patlayıcı madde deposu, savunma ve güvenlik tesisleri, enerji nakil hattı, trafo binası, enerji üretim santrali, ölçüm ve gözlem istasyonları, telefon iletim hattı, iletişim panosu, ölçüm istasyonu, radyo-televizyon verici istasyon ve anteni, elektronik haberleşme sistemlerine ait baz istasyonları, su, jeotermal kaynak ve doğal mineralli su arama, su kuyusu, kaptaj, su isale hattı, su deposu, atık su tesisleri, petrol ve doğalgaz boru hattı, alt yapı tesisleri, katı atık aktarma istasyonu, katı atık bertaraf ve düzenli depolama tesisleri, ruhsata dayalı petrol ve doğalgaz arama, işletme ve depolanması tesisleri,baraj, gölet, sokak hayvanları bakımevi, mezarlık tesisleri, sağlık ocağı, hastane, ilk, orta ve lise ve dini eğitim tesisi, futbol sahası, kapalı spor salonu, atış poligonu, gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri ya da vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları hariç olmak üzere; yükseköğretim kurumlarının eğitim ve araştırma maksatlı tesislerine ve bunların yurtları, yer altında inşa edilecek tesislerin yüzeye isabet eden izdüşümlerine; karayolu sınır çizgisi içinde kalmak kaydıyla, erişme kontrolü uygulanan karayollarındaki ulaştırma yapıları ve müştemilatı olan hizmet tesisleri ile bakım işletme tesislerine; balık üretim tesislerine; odun kömürü gibi işletilmesinde ağaç kullanılan ocaklara, define aramasına, arkeolojik kazı ve restorasyon yapılmasına; baraj, gölet, göl ve deniz yüzeyinde yapılan balık üretimi ile ilgili olarak ormanlık alanda bekçi kulübesi, depo, ağ serme yeri ve kuluçkahane yapımına izin verilebiliyor.”
ANAYASAYA AYKIRI ORMAN ÖZEL MÜLKİYETE KONU EDİLİYOR
Kınay, en çarpıcı değişikliğin ise “Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ve gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine sağlık, eğitim ve spor tesisi yapımı maksadıyla izin verilmez. Ancak kamu özel işbirliği modeli çerçevesinde yapılacak sağlık ve eğitim tesislerinde ilgili bakanlıkların talebi üzerine yüklenici adına üst hakkı tesis edilebilir” şeklinde yapıldığını söyledi. Bununla 'Anayasaya aykırı olarak' orman sınırlarının daraltılması ve orman alanlarının özel mülkiyete konu edilmesinin önü açıldığına açıklayan Kınay, orman alanlarının korunması için daha sıkı tedbirler yerine İdareler tarafından mevzuat değişikliğiyle ormaların yapılaşmaya açılmasının önündeki engellerin tek tek kaldırıldığını söyledi. TMMOB olark doğal varlıkların yok edilmesine yönelik her türlü çalışmanın karşısında olacağız” dedi.

UB(İÖ/AK) (FOTOĞRAFLI)