Silivri’de önümüzdeki hafta görülmeye başlacak KCK basın davası öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan Sadık İpekçi, “Bu ülkede güç sahipleri hukuk dışı eylemleriyle gündeme gelen bürokratlarına sahip çıkıyorlar. Dolayısıyla mücadele veren, bedel ödeyen, hak, hukuk içerisinde kalan bizim gibi emekçiler her zaman ezilmek zorunda kalıyorlar.” dedi.
Silivri’de 28 Ekim-1 Kasım tarihlerinde görülmeye başlanacak olan KCK basın davası öncesi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan Sadık İpekçi, ETHA editörü ve TGS İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Arzu Demir, aynı davada 13 ay tutukluluğun ardından tahliye edilen DİHA muhabiri Çağdaş Kaplan ile birlikte basın toplantısı düzenledi.  KCK davası ve diğer uzun tutukluluk sürelerinin olduğu davalarda karar aşamalarına gelindiğini belirten TGS Başkanı Ercan Sadık İpekçi, “Kanunlar yüzünden mahkumiyetler çıkıyor. Ama bizim mahkumiyetler de çıksa uzun tutukluluk süreleriyle arkadaşlarımız mağdur da edilse onların mesleki faaliyetlerinin yargılandığını biz biliyoruz. Onun için onları savunuyoruz.  31 Ekim’de Silivri’de meslektaşlarımızla olacağız.” dedi.
“BU ÜLKEDE GÜÇ SAHİPLERİ HUKUK DIŞI EYLEMLERİYLE GÜNDEME GELEN BÜROKRATLARINA SAHİP ÇIKIYORLAR”
KCK basın davasında 20’si tutuklu 46’ meslektaşının yargılandığı söyleyen İpekçi,  “Hapisten çıkan arkadaşlarımız da dahil olmak üzere herkesin biraz daha hassasiyet göstermesi lazım. Meslektaşlarımıza sahip çıkmak adına birazcık vakit ayırabilmeliyiz. Hepimiz hepimize sahip çıkamazsak bu ülkede güç sahipleri hukuk dışı eylemleriyle gündeme gelen bürokratlarına sahip çıkıyorlar. Dolayısıyla mücadele veren, bedel ödeyen, hak,  hukuk içerisinde kalan bizim gibi emekçiler her zaman ezilmek zorunda kalıyorlar. Bizim birbirimize daha fazla sahip çıkmamız gerekiyor. Biraz daha özverili olmamız gerekiyor. Evet görevimizi yapılam ama başka misyonlarımız da var.” dedi.
“BU DAVALAR BİZİM İÇİN ONUR MÜCADELESİ”
Toplantıda söz alan DİHA muhabiri Çağdaş Kaplan ise, “Tutuklu meslektaşlarımızın yanında olmamız ve bu davalar bizim için bir onur mücadelesi  ama Türkiye açısından büyük bir utanç. 2011 yılında Türkiye tarihinde hiç görülmedik şekilde 46 gazetecinin evlerine, bürolarına operasyon yaparak büyük bir ayıba utantırıldık. Basın ve ifade özgürlüğü açısından. Bunu mahkemede verdiğimiz savunmalarımızda da söyledik. İddianamelerimiz ortada. Yargılandığımız günden bu yana defalarca  söyledik. 46 gazeteci yaptıkları röportajlardan, yaptıkları makalelerden, takip ettikleri haberlerden, haberlerde çektikleri  fotoğrafları  suç delili olarak’ terör örgüü faaliyeti yürütmekle’ suçlanıyor, delil olarak sunulmaya çalışıyor.” dedi. Kaplan sözlerine şöyle devam etti:  “Bunların yapılması çok bir mesajı  bize veriyor. Buradaki haberlerimiz, röportajlarımız, iddianamedeki hepsi bir gerçeği yansıtıyor. Bu ülkenin gerçeğini. Bu ülkenin  en yakıcı olan Kürt sorununa  ilişkin söylenmiş gerçek sözleri yansıtıyor. İddianamenin tamamı bunlardan oluşuyor  ve bunların bu dosyada suç delili olmasıda gerçeği karartma operosyonu olduğunun açık kanıtıdır.” dedi.
Toplantı TGS Başkanı Ercan Sadık İpekçi’nin KCK basın davasında tutuklu bulunan gazetecilerin yolladığı mektuplardan bazılarının okunmasının ardından sona erdi.  Öte yandan İtalya Ulusal Muhabirler Sendikası'nın (UNCI) basın ve ifade özgürlüğü alanında bu yıl TGS'na verdiği uluslararası ödül de toplantının yapıldığı masanın üzerine konuldu.