Taner BAYAR- Ayşenur YAMAN/DÜZCE,() – ABANT Platformu toplantısında konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Doç.Dr. Ahmet Atıl Aşıcı, son 10 yıl içerisindeki büyüme modelini sürdürme inadının facialara davetiye çıkardığını belirterek, “Böyle bir inat varken düzenlemelerin ileriye götürülmesi hayalden öte değildir. Bu bozuk ekonomik yapı, kurumsal yapının da çökmesiyle birleşince, faciaya davetiye çıkartıyor” diye konuştu.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen 33’üncü Abant Platformu toplantısı Düzce'nin Akçakoca İlçesi'nde bulunan Sky Tower Otel'de sürüyor. 'Türkiye’nin yönü' konu başlığıyla toplanan Abant Platformu toplantısına aralarında gazeteciler, yazarlar, akademisyenler ve siyasetçilerinde bulunduğu yaklaşık 100 kişi katıldı. Toplantının ikinci günündeki sabah oturumunda 'Soma faciası sürdürülemez bir büyüme modelinin krizi' başlıklı bir sunum yapan Doç.Dr. Aşıcı, Soma’da yaşanan faciayı yaratan asıl etkenin Türkiye’nin son 10 yıl içerisinde içine girmiş olduğu sürdürülemez bir ekonomik büyüme modelindeki inat olduğunu söyledi.
YERLİ ENERJİNİN TEŞVİKİ
Doç.Dr. Aşçı, “Bu sürdürülebilir olmayan büyüme modelinde inat edildiği müddetçe, doğanın ve emeğin haklarını gasp etmek zorunda kalıyorsunuz. Bunu mümkün kılabilmek için de var olan düzenlemeleri birer birer ortadan kaldırmanız gerekiyor. Ben bu yapının sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Türkiye’nin bir takım belgeleri var, vizyon 2023 gibi. Vizyon 2023’te Türkiye’nin kendisini görmek istediği yer dünyanın en büyük 10’ncu ekonomisi. Ve tabi bunun da gerektirdiği bir enerji ihtiyacı var. Ama Türkiye’nin enerjisi yok, enerjide dışa bağımlı. O zaman bunun neticesinde bir de yerli enerji kaynaklarının teşvik edilmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor” dedi.
Doç.Dr.Aşıcı, 2014 yılı 1’nci çeyreğinin sonundaki cari açık rakamın gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 7.4’ü olduğunu belirterek açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu çok büyük bir rakam. Ekonomi büyürken her zaman cari açık vermek zorunda kalıyorsunuz. Cari açığı kapatmak istediğinizde, ona uygun önlemler almak istediğinizde de ekonomi yavaşlıyor, işsizlik artıyor. Böyle bir cari açık işsizlik salıncağında sallanan Türkiye var. Ara ve yatırım mallarında inanılmaz dışarıya bağlıyız. Son rakamlara baktığınızda toplam ithalatın yüzde 88’i ara malı ve yatırım malı. Bu sürdürülebilir bir yapı değil. Devamlı büyürken aynı şekilde cari açık vermek zorunda kalıyorsanız ekonomik olarak bunu sürdürebilmeniz mümkün değil.”
SİSTEM O MADENİ KAPATTIRAMADI
Ekonomik büyüme inadının Soma faciasının ortaya çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri olduğunu söyleyen Doç.Dr. Aşıcı, “Soma faciasının bence değdiği önemli yerlerden birine gelmek istiyorum, o da çözülen kurumsal yapı. Burada neyi kastediyorum, var olan düzenlemelerin tespit edilmesi, içlerinin boşaltılması ve 100 tane ülkenin imzaladığı Türkiye’nin imzalamaktan imtina ettiği uluslararası sözleşmelerden bahsediyorum. Bununda arkasında yatan şey aslında son 10 yılda içine girilmiş olan büyüme modeline ne pahasına olursa olsun sürdürme inadı. Böyle bir inat varken düzenlemelerin ileriye götürülmesi hayalden öte değildir. Bu bozuk ekonomik yapı kurumsal yapının da çökmesiyle birleşince faciaya davetiye çıkartıyor. Bu sistem bir türlü o madeni kapattıramadı. Sinop’ta radyasyon sızıntısı olsa halkın nasıl haberi olacak” şeklinde konuştu.

FOTOĞRAFLI