Mustafa ÖZDABAK/İSTANBUL,() VARDİYA Bizde Platformu tarafından düzenlenen Sessiz Çığlık eyleminde, Soma Maden Şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. “Kayıplar kaybımızdır, Acımızdır. Soma” yazılı pankart açılırken, ilahiyatçı Profesör Zekeriya Beyaz, Milli Merkez Meclisi adına Sessiz Çığlık eylemine katıldı.
Beşiktaş Meydanı’nda düzenlenen 86’ncı sessiz çığlık eyleminde, baretli ve yüzleri kömür rengine boyanmış eylemciler dikkat çekti. "Yüz karası değil, kömür karası" yazılı döviz açıldı.
"Maden şehitlerimiz için birkaç cümle söylemek istiyorum" diye konuşan Zekeriya Beyaz, “Önce kendilerine Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dilerim. Bir defa, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir, maalesef adına şehit deyiniz, cinayet deyiniz, ne derseniz deyiniz. Böyle bir felaket görülmemektedir. Yüzlerce yıldan beri görülmemektedir. Maalesef sayın başbakan diyor ki ‘1860’larda da, filanca ülkede İngiltere’de de yüz tane maden işçisi ölmüştür. Onun için sizin ölmeniz normaldir’ diyor. Böyle basiretsiz ve de günün ortamın şartlarına uymayan nezaket kurallarını çiğneyen bir konuşma, maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nde olmaktadır. Bir cenazenin dahi olduğu eve gideceksiniz. 'Bu ölümler normaldir' efendim diyeceksiniz. O cenazeye de o cenazenin sahibine de tokat çekmekten, küfretmekten daha farklı değildir. Onun için maalesef böyle bir dönem yaşıyoruz” dedi.

Başbakanın konvoyu geçtiği sırada protesto

Zekeriya Beyaz’ın konuşması sürerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde bulunduğu konvoy, Beşiktaş Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne gitmek üzere, Barbaros Bulvarı’ndan geçti. Konvoyu fark eden Vardiya Bizde Platformu üyeleri Başbakan'ı protesto etti.
Basın açıklamasını okuyan Balyoz tutuklusu emekli Tümgeneral Deniz Kutluk’un eşi İrem Kutluk, “Bizler için 13 Mayıs 2014 asla unutulamayacak, kömür karası bir facia olarak hafızamızda yerini koruyacaktır. Hala bu facianın gerçek nedeni ve kaybettiğimiz kaç insanımızın olduğu belirsizdir. Adalet ve vicdan eksikliği bir kez daha can almıştır. Soma’da karın tokluğuna çalışan o emekçilerin çalınan yaşam haklarının sorumlularının bulunup cezalandırılacağına, ailelerin yüreğine düşen o kor ateşin hak yerini buldu duysusuyla teskin olacağına, ailelerin mağdur edilmeyeceğine inanmak istiyoruz. Tartışmasız Soma’da acının en büyüğü, en zoru yaşandı. Sözümüz hangi acı daha büyük sözü değil. Sadece bir benzerlik bir deneyim tespitidir. Balyoz Davası’nda bizim canlarımızın sayısı da az değildi. 237 suçsuz, 237 aile idik. O hükümsüz hükümler, mesnetsiz ve pervasızca kesilirken, mesulleri onların yerin altına değil, ama cezaevinin betonuna gömülmekte olduğunu tabii ki biliyorlardı. Bu da bir başka vicdansızlık değil mi” dedi.
(BB) (FOTOĞRAFLI)