Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul, () - HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin (DİAYDER) Fatih'te verdiği iftar yemeğine katıldı. 

Demirtaş, konuşmasına, İsrail'in Gazze operasyonunu kınayarak başladı. Demirtaş, şunları söyledi:

"Bütün Müslümanların Ramazan orucuyla ibadet ettiği, duaların göğe yükseldiği bu ayda, mazlum Filistin halkına dönük İsrail saldırısını burada bir kez daha açıkça kınamak istiyorum. Böylesi bir zulmü, dünyanın gözleri önünde, büyük bir cüretle, katliamı hiçbir insani değeri umursamadan gerçekleştiriyor olması, insanlık tarihi açısından kara lekelerden biridir. 200'e yakın mazlum Filistinli daha, son günlerdeki saldırılarda yaşamını yitirdi. Bunların yüzde 70'i sivil. Ve 30'dan fazlası maalesef ki çocuk Filistinliler. Umut ediyorum ki, vicdanı olanlar, yeryüzünde hâlâ insanlığın ölmediğini ispat etmek isteyen bütün halklar, bu zalim saldırı karşısında bütün illerde sesini yükseltirler."

"3 ADAY EŞİT YARIŞMIYOR"

10 Ağustos'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin tam anlamıyla bir demokrasi seçimi olmayacağını belirten Selahattin Demirtaş, şöyle devam etti:

"Ortada eksikler, anti-demokratik tutumlar var. Birincisi, adayların belirlenme süreci anti-demokratik olmuştur. Bir adayı, iki genel başkan kafa kafaya verip belirlemiştir. Bir aday, kendi kendisini belirlemiştir. Bir tek halka danışarak bizim kesimimizden aday gösterilmiştir. Peki üç aday eşit şekilde yarışabiliyor mu? O da yok. Başbakan'ın imkanında sınır yok. Devletin bütün olanakları, kendi serveti, etrafındaki işadamları var. Biz de kendi çabamızla kampanya yürütüyoruz."

"PARA İLE İMANIN KİMDE OLDUĞU BELLİ DEĞİLDİR"

Demirtaş, "Ne demişti bir zamanlar? Kendisi henüz Belediye Başkanı olmadan önce. Başbakan olmadan önce. Kendi sözüdür: 'Recep Tayyip Erdoğan çok zenginse, bilin ki hırsızlık yapmıştır." 1993... Kendi lafı. Şu anda çok zengin mi, bilemem. Çünkü para ile imanın kimde olduğu belli değildir."

"ACABA NEYLE ÜNLÜDÜR?"

Selahattin Demirtaş, TRT'nin kendilerine yeterince zaman ayırmadığını vurgulayarak, "Eleştiriler karşısında ise son birkaç gündür biraz daha vicdana geldiler, sesimizi duyurmamıza biraz daha olanak tanıdılar. Ama bu yetmez, eşit olması lazım. Şimdi, RTÜK Başkan Vekili diyor ki, "Efendim TRT haklıdır, çünkü adaylardan biri dünyaca ünlü bir adaydır. O yüzden onu çok vereceğiz tabii." Ben de diyorum ki, ey RTÜK'ün Başkan Vekili, ey TRT Genel Müdürü. Tamam, AKP'nin adayı dünyaca ünlüdür de, acaba neyle ünlüdür?"

KUTUPLAŞMAYA KARŞI UYARDI

Demirtaş, halkı kutuplaşmaya karşı uyararak, "AKP'ye oy verdi diye insanları düşmanlaştırmayın. Asla. Veya başka bir partiye oy verdi diye insanları düşmanlaştırmayın. Bunu yapanlar devlet yöneticilerinin kendisidir. Bu düşmanlaştırmayı yapanlar hükümet sözcülerinin kendileridir" dedi.

"BENİM ERMENİ KARDEŞİM" DİYEMİYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki tutumunu eleştiren Demirtaş, şöyle devam etti:

"Başbakan'ı dinleyin, her konuşmasında kendisine oy vermeyen herkesi düşman ilan ediyor. Hedef gösteriyor. Özellikle altını çiziyorum, Başbakan olduğundan beri etnik kimlikleri sayıyor, 'Benim Kürt kardeşim, Laz kardeşim, Çerkez kardeşim, Arap, Gürcü kardeşim. Hepsini sayıyor. Tek bir tane örneği yoktur, 'Benim Ermeni kardeşim' dememiştir. "Benim Rum kardeşim' dememiştir. Diyemez. Hem 'Yaradılanı yaradandan ötürü severiz' diyor, hem de Hıristiyan diye 'Kardeşim' demeye dili varmıyor. 13 yıldır Başbakan'dır. Ve 13 yıldır kardeşlerini tek tek sayıyor, aralarında tek bir Müslüman olmayan yoktur. Ona göre kardeşlik, kendisine oy verenlerin kardeşliğidir. Allah -haşa- ona göre sadece AKP'ye oy verenleri yaratmıştır. Mantık bu, kafa bu. Sen nasıl 76 milyonun Cumhurbaşkanı olacaksın? Bu dili kesinlikle siyasetçilerin terk etmesi lazımdır. Bizim ortak dilimiz, yoksulluğumuzdur, ezilmişliğimizdir, fukaralığımızdır. Bu topraklarda emeği sömürülüyor olmamızdır. Bizim ortak dilimiz budur. Ve bu mevzular çözülmedikçe hiçkimse huzura kavuşamaz. En çok da Müslümanların Başbakan'ın bu diline itiraz etmesi lazımdır. Başbakan, Müslümanlar adına Berkin Elvan'ın anasını yuhalatıyor. Başbakan, Müslümanlardan aldığı destekle, krediyle sokaklarda kadınları coplatıyor. Türkiye'de bir İslami anlayış falan iktidarda değil. Bu, İslamiyet'e hakarettir. Başbakan ve AKP yönetimi, klasik kapitalist, paraya tapan, sermayeden başka hiçbir gücü ilah olarak kabul etmeyen bir iktidardır. Müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur. İslamiyet zulüm emri vermez. Yüreğinde Allah korkusu olan bunları yapamaz."

KAHRAMANMARAŞ'TAKİ OLAY

Toplumdaki kışkırtıcı ve düşmanlaştırıcı söylemin bugün Kahramanmaraş'a yansıdığını belirten Demirtaş, "Esad'dan kaçmış, insanlık dışı koşullarda yaşayan kardeşlerimizi Maraş'ta linç etmeye çalışıyorlar. Bu mudur Müslümanlık? İnsanlık mı bu? Bunlar siyasetçilerin kışkırtmalarının sonuçlarıdır" dedi.

Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"İnşallah hiçkimseyi mahcup etmeyeceğiz. İnşallah boynumuz bükülmeden, sizin duruşunuza yakışır bir temsiliyetle sonuna kadar götüreceğiz. Yeter ki bu mücadeleyi birlikte sürdürmeye devam edelim. Herkesin yapabileceği bir şey vardır. Hiçbir şey yapamıyorsanız, dua edin. Kalbinizden dua edin. Göreceksiniz, kazanan biz olacağız."