BURSA'da iplik boyama fabrikasında çalışırken, geçen haziran ayında buhar kazanının patlaması sonucu vücudunun yüzde 80'i yanarak ölümden dönen 18 yaşındaki Şehriban Aktaş, yaşamını yatağa bağımlı olarak sürdürüyor. Sağlıklı en son fotoğrafını, çalıştığı fabrikada kazadan bir saat önce çektiren Şehriban Aktaş, yürümek ve eskisi gibi çalışabilmek için kendisine sahip çıkılmasını istedi.
Merkez Yıldırım İlçesi Samanlı Mahallesi'nde yaşayan 5 çocuklu Zinet ve Selahattin Aktaş çiftinin dördüncü çocukları olan Şehriban Aktaş, lise eğitimini yarıda bırakarak mahalledeki bir iplik boyama firmasında 13 ay önce işçi olarak çalışmaya başladı. Şehriban'ın hayatı, geçen haziran ayında çalıştığı firmadaki boyama kazanının basınç nedeniyle patlaması sonucu kabusa döndü. Çalışma arkadaşı Havva Taş'ın öldüğü 6 arkadaşının da yaralandığı kazada, Şehriban Aktaş'ın yüzü hariç, vücudunun kalan bölümü yüzde 80 oranında üçüncü derece yandı. Şehriban Aktaş, olayın ardından kaldırıldığı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde toplam 5.5 ay yattıktan sonra, tedavisinin kalan bölümünün evinde sürdürülmesi için taburcu edildi.
YATAĞA BAĞIMLI, ACILAR İÇİNDE
Yatağından kalkamayan ve tedavi giderleri SGK tarafından karşılanan Şehriban Aktaş'ın kapanmayan yaraları Yıldırım Belediyesi'nin evde bakım sağlık ekibi tarafından iki günde bir pansuman edilirken, muayenesi ise ayın belirli günlerinde büyükşehir belediyesine ait ambulans ile sağlık görevlileri kontrolünde hastaneye götürülerek yapılıyor. Yüksek dozda ağrı kesicilerin dahi çektiği acılarını dinderemediğini belirten Şehriban Aktaş, kaza sonrası 70 kilodan 35 kiloya düştü. Sağlıklı en son fotoğrafını, çalıştığı fabrikada olaydan bir saat önce çektirdiğini söyleyen Şehriban Aktaş, en büyük özleminin arkadaşları gibi gezmek ve çalışmak olduğunu anlattı.
Kaza sonrası annesinin de kendisine bakması için işten ayrıldığını belirten Şehriban Aktaş şunları söyledi:
"Bu yaşta yatalak kalmak istemiyorum. Annemin beni telli duvaklı gelin olarak evimizden uğurlamasının hayali ile yaşıyorum. Rüyalarımda, arkadaşlarımla gezip dolaştığım günleri görüyorum. Uyanınca gerçeğin bu olmadığını anlayıp ağlıyorum. Birilerinin bana sahip çıkıp en azından ayağa kalkmamı sağlamasını istiyorum."
'DÜNYA GÜZELİ KIZIM BİR ANDA ERİDİ'
Çektiği acılara dayanamayan kızını gördükçe kahrolduğunu söyleyen anne Zinet Aktaş da duygularını şöyle dile getirdi:
"Şehriban ağrıları yüzünden sabaha kadar uyumadığı günler oluyor. En kuvvetli ilaçlar bile acılarını dindirmiyor. Dünya güzeli kızım bir anda eridi ve bu hale geldi. Yavrumun eski sağlığına kavuşması için her gün dua ediyorum. Biz kendi imkanlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama başaramıyoruz. Yavrumun sağlığına kavuşması için destek bekliyorum. Benim yaşadıklarımı ancak anneler anlar."
Baba Selahattin Aktaş ise, kızının sakat kalmasına neden olan iş kazası nedeniyle, çalıştığı firmaya avukatı aracılığı ile dava açtığını ve bu işin peşini bırakmayacaklarını söyledi.