Özgür ALTUNCU -Özkan ARSLAN/İSTANBUL, ()  RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, "Dizi süreleri önemli bir problem. Dizilerden gelen şikayetlere bakıldığında şiddet ve cinsellik ögesinin önde görünüyor olması ve benzeri gibi marjinal bir takım ilişkilerin izleyiciyi tahrik etmek amacıyla tercih ediliyor olması, önemli bir problem" dedi.

Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul TV Forumu ve Fuarı'nın açılışında konuşan RTÜK Başkanı Davut Dursun geçen yıl düzenledikleri Karasal Yayın ihalesinin yargı tarafından iptal edildiğini hatırlatarak," Bu durum, bu alandaki kaosun sürmesine neden olmaktadır " diye  konuştu.

 RTÜK'ün yayıncının önünü açması gereken bir kuruluş olduğunu düşündüğünü söyleyen Dursun, " Ne var ki bu fonksiyonu icra etmesi için sadece RTÜK'ün çaba göstermesi gerekmiyor. Ülkenin siyaset ve yargı erkleri tarafından bir biçimde desteklenmesi gerekiyor. Yargı bir taraftan, ' 20 senedir niye ihale yapmadınız, niçin yayıncıların ifade özgürlüklerinin önünü açmıyorsunuz' diye eleştiriyor. Haklıdır. Ama diğer taraftan yapılmış olan ihaleleri iptal etmekle meşgul. Bunu da anlamak zor oluyor" dedi.

SİYASETİ İKNA EDEBİLİRSEK
Daha makul bir yöntemle frekans tahsisi yapılmasının tartışılması gerektiğini söyleyen RTÜK Başkanı Davut Dursun, " Siyaseti de ikna edebilirsek makul bir yasa değişikliğiyle belki böyle bir şey de gündeme getirilebilir" diye konuştu.

 

KARASAL YAYIN LİSANSI
Türkiye'nin Radyo ve TV kuruluşlarına 1994 yılından beri lisans vermezken Avrupa ülkelerinin pek çoğunun karasal -sayısal yayıncılığa geçiş sürecine girdiğini hatırlatan RTÜK Başkanı Dursun, şunları söyledi:

 "Türkiye üyesi olduğu Uluslararası Telekomünikasyon Kurumu tarafından 2006 yılından imzalanmış olan Bölgesel Radyo Komünikasyon Konferansı sonuç sözleşmesi çerçevesinde 2015 ortalarına kadar sayısal yayıncılığa geçme konusunda taahhütte bulunmuştu. Yasa koyucu bu çerçevede 2 sene içerisinde ihalenin yapılmasının öngörmüştü. Karasal - sayısal yayına geçiş bir bakıma zorunlu olmasına rağmen bu konu üst kurulunun herhangi bir keyfi yaklaşımı söz konusu olamaz. Bu zorunluluğun bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. 'Karasal yayın alan izleyici sayısı azalıyor. Dolayısıyla karasal frekans üzerinden yayın yapmaktan tamamen vazgeçelim. Uydudan ve kablodan izleyiciler yayınları alsınlar. Karadan yayın için alınmış frekansların başka amaçlarla kullanması için Ulaştırma Bakanlığına devredilsin' diye bir görüş tekrarlanmakta. Elbette siyasetin vereceği bir karardır. Şu kadar belirtmek gerekir ki, Dünyada baktığımız zaman duruma. Avrupa'da da ortalama 283 milyon tv izleyicisi var. Bu haneler içerisinde televizyon yayınlarını karasaldan alanların oranı yüzde 29. Uydudan alanları oranı yüzde 33. Kablodan alanların oranı yüzde 30. Dolayısıyla kablo, uydu, karasal izleyici dağılımına bakıldığı zaman birbirine yakın bir oranla karşı karşıyayız. Türkiye'de elimizde çok sağlıklı veri olmamakla birlikte karasaldan yayın alanların yüzde 10'la yüzde 25 arasında farklı sayılar verildiğini görüyoruz. Uydudan yayın alanların giderek arttığını görüyoruz. Kablo her tarafta test edilmediğinden bir yatırım gerektirdiğinden dolayı az."

TORBA YASADA 10 YIL TAKSİT İMKANI
Alt komisyondan geçip torba yasaya girecek olan lisans gelirlerinin 1 yıl içinde 6 taksitle ödenmesi şeklindeki düzenlemenin eğer yasalaşırsa 10 yıllık süreyle 10 taksite bölünerek alınması şeklinde bir düzenlemeye dönüşeceğini kaydeden RTÜK Başkanı Davut Dursun, "Yine sayısal yayıncılık sektörünün geliştirilebilmesi için RTÜK gelirlerinden belli bir oranının bu sektörün iyileştirilmesine aktarılması gibi konular üzerine çalışmalar devam ediyor. Bu da yayıncılığın geliştirilmesi için önemli bir adım olacaktır" dedi.

RTÜK BAŞKANINDAN TÜRK DİZİLERİNE ELEŞTİRİ
Yayın kuruluşlarının teknik olarak yatırımlar yaptıklarını ama içeriklerini de düzenlemelerini gerektiğini kaydenen Dursun, şöyle konuştu:

 "Bunun da unutulmaması gerekiyor. Dizi sektöründeki gelişme hepimizi gururlandıran bir durumdur. Ama unutmamak gerekir ki bu dizi furyasının bir bakıma bütün TV kuruluşlarını yatırım olarak ciddi bir zorlukla karşı karşıya bırakıyor. Aynı zamanda önemli sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. Dizi süreleri önemli bir problem. Dizilerden gelen şikayetlere bakıldığında şiddet ve cinsellik ögesinin önde görünüyor olması ve benzeri gibi marjinal bir takım ilişkilerin izleyiciyi tahrik etmek amacıyla tercih ediliyor olması, önemli bir problem. Türk dizilerinin yurtdışında iş yapmaları, elbette alkışlanacak bir husus ama dizilerdeki mevcut temaların iyileştirilmesi gerekir diye düşünüyorum."

(FOTOĞRAF)