AK Parti’nin İzmir’deki atom karıncası Rifat Sait, "İzmir’i ideoloji ve ön yargılar bitiriyor" dedi.
Ona kimileri Atom karınca diyor, kimileri İzmir’in gülen yüzü. Hangi partiden olursa olsun kapısını çalan herkese yardım etmeyi seven, zaman zaman farklı çıkışlarıyla ismini duyuran bir milletvekili. Ak Parti İzmir milletvekili Rifat Sait, doğma büyüme İzmirli olması nedeniyle, 'İzmir’in öz evladı' lakabını taşıyor, ancak ona çalışkanlığı nedeniyle Atom karınca diyenler de var. İzmirliler onu günde 12 farklı programa giden, bir günde 5 ayrı düğüne birden katılan, bir gün içerisinde 386 kilometre yol kateden, geçen yıl uçakla 70 Bin kilometre seyahat eden milletvekili olarak tanıyorlar. Rıfat Sait, çözüm sürecinin ilk başlangıcında İzmir’den çeşitli STK ve basın temsilcilerinden oluşan 100 kişiyi Diyarbakır, Mardin ve Batman’a götürerek dikkat çekti. Sait’in bu çalışmasından kısa bir süre sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve 3 ay sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Diyarbakır’a gittiler.
Türkiye’nin 3'ncü büyük şehri olan güzelim İzmir, ideolojik siyaset, ön yargılar ve kişisel çıkarlar yüzünden yok ediliyor diyen Rıfat Said, "Denizi, tarihi, tarımsal özellikleri, coğrafyası ile avantajlı olduğu halde, yerel yönetimlerdeki kimi zaman ısrarlı başarısızlık veya kimi zaman becerisizlik İzmir’i öldürüyor. Aynı başarısız yerel yönetim, elindeki iktidar nimetlerini kaybetmemek için acımasız bir siyaset izliyor. Sürekli Cumhuriyet elden gidiyor, laiklik bitiyor, Atatürk’e saygısızlık yapılıyor iddiaları ile siyaset güdüp, yerel yönetimdeki başarısızlık örtbas edilmeye çalışılıyor. Aslında yok edilen ne Cumhuriyet ne Atatürkçülük. Resmen İzmir yok ediliyor. Sözde 3'ncü büyük kent olan İzmir sanayide Denizli ve Bursa’nın gerisinde kalmış. İzmir’e karayolu ile girdiğinizde çarpık ve her an üstünüze yıkılmaya hazır eski bir kent sizi karşılıyor. Şehrin içinde binaların arasında adeta boğulur gibi oluyorsunuz. Resmi kayıtlara göre İzmir’deki bir milyon binanın en az 600 bini çürük durumda. İzmir’e uçakla geldiğinizde havada gördüğünüz İzmir korkunç. Burası adeta büyük bir köy gibi. İzmir’deki sanayici İstanbul’a veya hatta komşu Manisa’ya kaçıyor. Daha geçen gün açıklanan bir raporda Türkiye’deki en fazla boşanma vakası İzmir’de yaşanmış. Bütün bunlar çirkin, korkutucu ve kabul edilemez. Bir yanda iş yapmayan bir yerel yönetim, diğer yanda bunu gizlemek için yayılan korkular."
Rıfat Said, "Atatürkçülük, çalışmak demektir, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak demektir diyoruz; hayır diyorlar siz burayı İran gibi yapacaksınız. On bir yıldır iktidardayız, Türkiye ne İran oldu ne Suudi Arabistan diyoruz, yine aynı tas aynı hamam" dedi.
Merkezi hükümetin yardım etmiyor, engelliyor iddialarının asılsız olduğunu söyleyen Said, "İzmir Büyükşehir Belediyesinin 2012 yılı bütçe raporlarına bakıyoruz, İzmir için ayrılan yaklaşık 136 katrilyon para iller bankasında kalmış. Neden diye araştırıyoruz, yatırım için verilen para deniyor, yani para yatırım şartı ile ayrılmış, yatırım için kullanılmadığı için geri gitmiş. İller bankasının İzmir’in yatırımı için ayırdığı paralar belediyenin becerisizlikleri nedeniyle kullanılamamış sonra da Ak Parti hükümeti bizi engelliyor, yardım etmiyor şeklinde veryansınlar" diye konuştu.
Yerel yönetimlerde partiden ziyade yereli yönetecek kişilerin önemli olduğunu söyleyen Said, "Takım tutar gibi bir partiye oy vermek yerine, iş yapacak, becerikli adaylara imkan verilmelidir. Metroyu 10 yıldır bitirememiş, çöp sorunu ile cebelleşen, trafiği felç durumda, otopark sorunu olan, teleferiği yapamamış, nostaljik İzmir fuarını tarihe gömen, kentsel dönüşümde bir santim ilerleyememiş, kısacası İzmir’in sonunu getiren hatta katleden bir belediye zihniyeti var" dedi.