Ali ÇEVİKBAŞ- Mehmet ERÇAKIR/ISPARTA, () - TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Isparta'da katılacağı konferans için yer tahsis etmeyen Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, salonun normalde uygun olmadığını ancak bu kararda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yapılmış hareketin de etkili olduğunu söyledi.
SDÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun katılımıyla 17 Mayıs Cumartesi günü Isparta'da düzenleyeceği konferans için üniversite yönetiminden Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nin tahsis edilmesi için talepte bulundu. Ancak üniversite yönetimi, öğrencilerin bu talebini, 14-16 Mayıs tarihleri arasında yapılacak 17'nci Uluslararası Bilim ve Bahar Şenlikleri nedeniyle tüm personelin görevli olacağını, salonun hazırlanamayacağını gerekçe göstererek geri çevirdi. Duruma tepki gösteren Atatürkçü Düşünce Topluluğu, konferansı Isparta Belediyesi Kültür Sineması salonunda yapmaya karar verdi.
REKTÖR: KARARIMIZDA BAŞBAKANA KARŞI YAPILAN HAREKETİN ETKİSİ DE VAR
Salon kriziyle ilgili muhabirine açıklama yapan SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, üniversitenin bilim ve bahar şenliği programı olduğunu bu süreçte salonu daha etkin kullanmaları gerektiğini açıkladı. Bu program nedeniyle sıkıntılar olacağı için salonu verme imkanları olmadığını kaydeden Rektör İbicioğlu, ancak bu kararlarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı yapılmış hareketin de etkili olduğunu kaydetti.
ÜLKEDEKİ İSTİKRAR ÜNİVERSİTELERİ DE ETKİLER
Danıştay'ın 146'ıncı kuruluş yıldönümü töreninde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile Başbakan Erdoğan arasında yaşanan olayın kararlarında etkisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İbicioğlu, şöyle dedi:
"Sayın Başbakana karşı yapılan hareket bizi tabii ki etkilemiştir. Üniversiteler bir özgürlükler ortamı. Ama aynı zamanda biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bir üniversiteyiz. Bunu da unutmamak lazım. Ülkedeki ekonomik ve siyasal istikrar ülkedeki her birimi etkilediği gibi üniversitemizi de etkileyecektir. İşin doğrusu milli iradeyi temsil eden makamlara karşı yapılan bir hareketi kabul etmiyoruz. Her hangi bir konuda iş yapan insanlar, belirli bir temsil makamında olan insanlar, hangi erk olursa olsun yargı olsun, yürütme olsun, yasama olsun her hangi bir kurumda konuşurken ülkenin kurumsal hassasiyetlerini dikkate almaları gerekir. Biz yargının bağımsız olması gerektiği kadar aynı zamanda tarafsız olması ve siyasallaşmaması gerektiğine inanıyoruz. Belirli yerlerde belirli konuşma imkanına sahip kişiler, başka erkleri temsil eden kurumsal düzeydeki o pozisyondaki zevata karşı konuşmalarında hassas olmadığı takdirde, herkes kafasına göre konuştuğu takdirde, kendi alanının dışında durumdan vazife çıkarırsa bu Türkiye açısından ayrı bir tartışma ortamı ve kaosa neden olur."
MİLLİ İRADEYİ TEMSİL EDENLERE YAPILAN DAVRANIŞLAR HALKA YAPILMIŞTIR
Milli iradenin Türkiye'de tam anlamıyla temsil bulduğu ve milli iradeyi temsil eden makamlara karşı yapılan davranışların aynı zamanda halka karşı da bir davranış anlamına geldiğini savunan Prof. Dr. İbicioğlu, "Üniversiteler özerk kuruluşlardır. Süleyman Demirel Üniversitesi de özerkliğini defalarca ispatlamıştır. Fikir özgürlüğü demek bir takım fikirleri dile getirirken başka makamları rencide edilmesi anlamına da gelmez. Fikir özgürlüğünün de bir sınırı vardır. Sonuç olarak salonla ilgili üniversitemizin tabii ki başka programları var ama işin arka planına da baktığımız zaman tabii ki Sayın Başbakanımıza karşı yapılmış hareketleri de tasvip etmiyoruz" diye konuştu.

AÇ(SU/AAA) (FOTOĞRAFLI)