PİR Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, Bolu'nun Göynük İlçesi'ndeki termik santral inşaatında çalışırken uğradığı saldırı sonucu yaralanan Hüseyin Doğan'ı hastanede ziyaret etti. Bülbül, "Son zamanlarda bu tür saldırılar sıklaşmaya başladı. Bize göre bu münferit bir saldırı değil. Başbakan ve hükümetin tavrı sonucu ortaya çıkan bir saldırı" dedi.
Geçen salı günü Göynük'te termik santral inşaatında meydana gelen olayda, taşeron firmaya bağlı olarak çalışan 5 işçi, aynı firmada çalışan diğer bir grup işçinin saldırısına uğradı. Kavgada ağır yaralanan Hüseyin Doğan, Bolu Köroğlu Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Olayın ardından gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen M.A. ve K.A. mahkemece haftada bir gün adli kontrol kararı ve yurt dışına çıkış yasağı verilerek tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül, İnsan Hakları Derneği'nin yönetim kurulu üyesi Cengiz Mendillioğlu ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bolu Şubesi Başkanı Sezai Koçyiğit, Köroğlu Devlet Hastanesi'nde tedavisi devam eden Hüseyin Doğan'ı ziyaret etti. Gazetecilerin Hüseyin Doğan'ın bulunduğu kata girmelerine izin verilmedi.
'BU FAŞİZMDİR'
İşçilere yapılan saldırıyı sistematik bir saldırı olarak nitelendiren Kemal Bülbül, şunları söyledi:
"Bu bir faşizmdir. Saldırıya uğrayan arkadaşlardan aldığımız bilgiye göre sözleşme sonucu işe alınanlar saldırıya uğruyor. Saldırıda 'Kızılbaş komünistler, defolun gidin' deniliyor. Bu saldırı sonucu arkadaşlarımız darp ediliyor. Beyin travması geçiren bir arkadaşımız var şu an hastanede. Hayati tehlikesi yok, tedavisi devam ediyor. Son zamanlarda bu tür saldırılar sıklaşmaya başladı. Ne yazık ki hükümet yetkilileri, mülki idare amirleri, yargı yetkilileri bu tür saldırılara münferit diyorlar. Bize göre bu münferit bir saldırı değil. Başbakan ve hükümetin tavrı sonucu ortaya çıkan bir saldırı. Bu arada sayın valinin bunu münferit bir saldırı olarak görmesi ve 'İş anlaşmazlığından dolayı oldu' diye ifade etmesi doğru bir tutum değil. Vali beyin en azından burada konuk olarak bulunan ve saldırıya uğrayan arkadaşları ziyaret etmesi gerekirdi ya da yardımcı olması gerekirdi. Hiçbiri yapılmamış. Bu saldırılar sistematik bir saldırı. Başbakan'ın ve hükümetin ifade ettiği alevilik konusunda ve farklı kimlikler konusundaki düşüncelerini sokakta ipini koparmış kişiler bir talimat olarak algılıyorlar ve bu talimatı bir saldırıya dönüştürüyorlar. Masum insanlara saldırmak ve yaralamak faşizmdir."
İNSANLARI MEZHEBİNDEN DOLAYI YARGILAMAYALIM
Saldırıya uğrayan işçiler arasında yer alan ekip sorumlusu Mazlum Dündar ise şunları anlattı:
"O an birden 25- 30 kişi oldular. O an saldırırken kullandıkları 'Kızılbaş komünistler' ve küfürler neticesinde böyle bir saldırıya maruz kaldık. Bugün Türkiye'de yaşanan bu olaylar ne ilk ne de son olacak. Ama buna rağmen kardeşlik ve barışın bir arada yaşamasından yanayız. İnsanların mezhebinden, kültüründen ve farklılıklarından dolayı yargılamayalım. Maalesef sistemli bir şekilde son yıllarda, son günlerde aleviler ucubeymiş, alevilerin bu ülkede yaşam hakkı yokmuş gibi bir algı oluşturuldu. Bu kadar da olmamalı. Ben nasıl sünni arkadaşımın ibadetine saygı duyuyorsam, ben de onun benim inancıma saygı göstermesini beklerim. Sayın vali bir açıklama yapmış. Açıkçası ben bizim de fikrimizi sormasını beklerdim. Ben orada üstünlük sağlamaya çalışmışım. Kime üstünlük sağlayacağım. Biz daha üç gün olmuş başlayalı. Ben ve arkadaşlarıma hunharca saldırmalarını kınıyorum."