Adıyaman'ın Kahta ilçesinde, bipolarbozukluk hastalığından dolayı,  babasını bıçaklayarak öldüren oyuncu Orhan Şimşek, tutuklanarak cezaevine konulmasının ardından, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine gönderildi, Şimşek hastalığından dolayı tedavi görecek, cezaevinde yatmayacak.


Babasını öldürmesinin ardından teslim olan ve tutuklanarak cezaevine konulan Şimşek, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Bölümü'nden alınan heyet raporunun ardından Adana Dr. Ekrem Tok Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevk edildi.

BATIDA "SANATÇI HASTALIĞI" DENİYOR

Orhan Şimşek'in rahatsızlığına Batı'da 'sanatçı hastalığı' deniliyor. Oyuncu Orhan Şimşek, 2 Nisan'da Kahta İlçe Jandarma Komutanlığına giderek babası Ali Şimşek'i öldürdüğünü itiraf etmişti.

orhan-simsek.jpg 
ORHAN ŞİMŞEK KAYBOLMUŞTU

STV ekranında yayınlanan "Küçük Gelin" dizisinin başrol oyuncusu Orhan Şimşek, geçen Ocak ayında kaybolmuş ve iki gün sonra evine dönmüştü.

PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK

Oğlunun “Bipolar Bozukluk” adı verilen psikolojik rahatsızlığı olduğunu belirten anne Müyesser Şimşek, o dönem yaptığı açıklamada “Kendisinin bipolar bozukluk rahatsızlığı var. Üç aydır ilaçlarını kullanmıyordu. Hastalığı nüksetti. Atakları vardı. Evde çıktı ve gitti. Şu an nerede biz de bilmiyoruz. Emniyet araştırıyor. Çok üzgünüz, bir an önce bulunur inşallah” diye konuşmuştu.

ORHAN ŞİMŞEK KİMDİR?

Ünlü oyuncu 1985 yılında doğdu. 2000-2002 arasında Kadıköy Halk Eğitim Deneme sahnesinde oyunculuğa adım attı. 2004-2005 Müjdat Gezen Sanat Merkezinde oyunculuk eğitimi aldı ve Haliç Üniversitesi Konservatuar Tiyatro Bölümünü bitirdi.

Orhan Şimşek hangi dizilerde rol aldı?

- 2007 - Genco (Ahmet)
- 2008 - Karamel (Ömer)
- 2009 - Nefes (Uygar)
- 2012 - Sultan (Yılmaz)
- 2013 - Küçük Gelin

orhan-simsek-1.jpg

Öldürülen Ali Şimşek'in cesedi Kahta ilçe merkezine birkaç kilometre mesafedeki Salkımbağ Köyü'ndeki bir tarlada bulunurken, oyuncu Orhan Şimşek'in ise güvenlik güçlerine teslim olduğu öğrenildi.

ORHAN ŞİMŞEK 'İN HASTALIĞI BİPOLAR BOZUKLUK NEDİR?

Halk arasında manik depresif olarak bilinen, iki uçlu duygu durum bozukluğu olanbipolar bozukluk hastalığına dikkat çekmek için 30 Mart, tüm dünyada Dünya Bipolar Günü olarak kutlanıyor.

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Gökben Hızlı Sayar, bipolar bozukluk hastalığını anlattı.

Bipolar afektif bozukluk ya da diğer isimleriyle manik depresif, iki uçlu duygudurum bozukluğunun psikiyatrinin en gizemli hastalıklarından birisi olduğunun altını çizen Sayar, gizemin iki sebebin ilkinin hastalığın getirdiği duygusal dalgalanmalar olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

DUYGU HALLERİ ANİDEN DEĞİŞEBİLİYOR

Hastalığın depresyon döneminde neredeyse elden ayaktan düşen, kendine güvensiz, karamsar, çökkün olan kişi, hastalığın manik dönemine girdiğinde aşırı canlanır, kendine güveni başını belaya sokacak kadar artar, bir anda yatırımlar yapmaya, riskli kararlar almaya başlar.

Depresyon döneminde parmağını kıpırdatmaya takati olmayan kişi gider, yerine geceleri bir iki saat uyuduğu halde sürekli koşturan, enerjisi bitmek bilmeyen bir kişi gelir. Bu değişkenlik hastanın yakın çevresindekiler için oldukça şaşırtıcı olur.”

Hastalığın ikinci gizeminin ise hekimleri şaşırttığına vurgu yapan Dr. Gökben Hızlı Sayar, tıp dünyasında yaşanan bütün gelişmelere rağmen, bipolar afektif bozuklukta beyinde neler olup bittiğinin tam olarak bilinememekte olduğunu ancak araştırmaların beyinde bozulan mekanizmalarla ilgili ipuçları verdiğini ifade etti.

BEYİN KİMYALARINDA BOZULMA

Dr. Gökben Hızlı Sayar, şöyle devam etti:

“Beynin çalışmasında, sinir hücrelerinde “reseptör” adı verilen, hücrenin diğer hücrelerden gelen sinyalleri algılayan “antenleri” ve “nörotransmiter” adı verilen, bir sinir hücresinden diğerine mesajlar taşıyan “kimyasal postacılar” büyük önem taşır. Yapılan araştırmalarda bipolar afektif bozuklukta bu iki yapının bozulduğu gösterilmiştir. Kimyasal postacılar hastalığın gelişiminde önemli rol oynadıkları için tedavide de kimyasal düzenleyiciler oldukça önemlidir.

Beyin sistemlerindeki bozuk çalışma nedeniyle birbiriyle yarışan düşünceler, bir konuya odaklanamama, konuşurken konudan konuya atlama sık olarak izlenir. Kimyasal iletimdeki bozulma aynı zamanda duygusal dalgalanmalara da sebep olur. Mani, depresyon, hipomani ve normal ruh hali dönemleri sarkaç gibi birbirini takip eder.P