KONYA'da işçi emeklisi 58 yaşındaki Ferit İnce, 1993 yılında Mardin'deki 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'nda vatani görevini yapan oğlu Piyade Er Yaşar İnce'nin kalorifer kazanının patlaması sonucu yaşamını yitirmesi ardından 20 yıldan bu yana sürdürdüğü hukuki mücadeleye rağmen oğlunun şehit sayılmasını sağlayamadı. Baba İnce, son olarak oğlunun şehit sayılabilmesi için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Mardin'deki birliğinde vatani görevini yapan 20 yaşındaki Yaşar İnce, 1993 yılı eylül ayında terhisine 3 ay kala kalorifer kazanı patlaması sonucu yaşamını kaybetti. Piyade er Yaşar İnce'nin cenazesi memleketi Konya'da askeri törenle toprağa verildi. Olaydan iki ay sonra 24 Kasım 1993'te aileye 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'ndan Piyade Kıdemli Binbaşı Yavuz Doğutepe imzasıyla olayla ilgili soruşturmanın hiç bir şüpheye yer bırakmayacak biçimde tazminatla ilgili işlemlerin başlatıldığına dair yazı gönderildi. Aynı yılın 30 Eylül tarihinde nakdi tazminat alabilmeleri için varis dilekçesi, veraset ilamı, nüfus cüzdanı örneği gibi evraklar istendi.
Aradan 1 yıl geçmesine rağmen iddiaya göre şehitlik tazminatının verilmemesi üzerine baba Ferit İnce, 70'inci Mekanize Tugay Komutanlığı'na dilekçe yazdı. Ancak, sonuç alamadı. Milli Savunma Bakanlığı'na dilekçe yazan Ferit İnce, oğluna şehitlik payesi verilmesi ve tazminat ödenmesini istedi. Ancak, yine sonuç alamadı. İnce, ailesinin oğullarına 'Şehitlik payesi' verilmesi ve tazminat ödenmesi isteğiyle yazdığı dilekçeler, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ve buradan da Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığı'na gönderildi.
Bu arada Ferit İnce bir çok kez Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na da yazı yazarak oğullarına şehitlik payesi verilmesi ve şehit ailelerine sağlanan yardımlardan yararlanma isteminde bulundu. Ancak, 2 Eylül 2009 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan aileye Piyade Er Yaşar İnce'nin kalorifer kazanın patlaması sonucu vefat ettiği için Şehitlik Yönergesi kapsamı dışında değerlendirildiğinden 'şahadet belgesi' tanzim edilemeyeceğini bildirdi.
"KOVUŞTURMAYA YER YOK"
Ferit İnce, bunun üzerine 2010 yılında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na oğlunun askerlik yaptığı dönemde görev yapan komutanlar hakkında suç duyurusunda bulundu.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevsizlik kararı vermesi üzerine dosya, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Diyarbakır'daki, 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderildi.  O dönemde görev yapan askerlerin ve tanıkların ifadelerini dinleyen askeri savcılık tanıklardan Ömer D. ve Mehmet A.'nın beyanlarına göre memuriyet görevini ihmal veya resmi belgede sahtecilik suçlarının işlenmiş olma ihtimallerinin bulunduğu ancak, beyanlar dışında somut başka bir delil bulunmadığına dikkat çekti. Olayla ilgili zaman aşımının olması nedeniyle askeri savcılık olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Aile savcılığın kararına itiraz etti ancak 2013 yılı ocak ayında Diyarbakır Askeri Mahkemesi, itirazi reddetip, kavuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar verdi.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3'üncü Daire Başkanlığı'nda 15 Eylül 2011 tarihinde buhar kazanının işletilmesiyle görevli olan Yaşar İnce'nin kazanın vanalarını kapatmasına rağmen kazanın ateşini söndürmemesi nedeniyle buhar basıncının artmasına bağlı olarak kazanın patlaması sonucu vefat ettiği için şehitlik statüsünde olmadığı kararını verdi.
'SON ÇARE ANAYASA MAHKEMESİ'
Oğlunun şehit sayılması için her türlü hukuku yollara başvurduğunu belirten Ferit İnce, geçen 10 Aralık günü Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunduğunu söyledi. İnce, şöyle konuştu:
"Askeri mahkemeden bize gelen belgede zaman aşımın nedeniyle şehitlik haklarından yararlanamayacağımız belirtildi. Biz oğlumuzun şehit olduğuna inanıyoruz. Oğlumun şehit sayılmasını istiyorum. Vatan için bayrak için hepimiz şehit olalım. Son çare olarak Anayasa Mahkemisne başvurduk. Onlar ne karar verirse razıyız."
"OĞLUM BENİM GÖZÜMDE ŞEHİTTİR"
Oğlunun acısıyla 20 yıldan bu yana yaşadığını belirten anne Fatma İnce, şöyle dedi:
"Oğlum ihmal sonucu şehit olmuştur. Ölmeden önce konuştuğumda bana kalorifer vanalarının arızalı ve daha önceden de patlama olduğunu söyledi. Bana oğlumun iş kazası sonucu öldüğünü söylüyorlar. Oğlum benim gözümde şehittir. Bu ölünceye kadar böyle olacak. Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk. Onlara güveniyoruz."