İZMİR'de 10'u muvazzaf asker, 15'i tutuklu 357 sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasına devam edildi. Operasyonun devam ettiği dönemde, 'Özgürlükler hakimi' sıfatıyla tutuklama kararları veren daha sonra da bu davaya bakmaya yeni başlayan 5'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görevlendiren hakim ise heyette yeralmadı.
TMK 10'uncu maddesiyle görevli mahkemelerin kaldırılmasının ardından kapatılan İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nden 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilmesine karar verilen davaya, İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri Konferans salonunda devam edildi. Duruşmaya, 15 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Daha önce bu davadaki bazı sanıklara tutuklama kararı verdiği için sanık avukatlarının “Hukuki olmaz” diye karşı çıktıkları hakimin heyette yeralmadığı görüldü.
Orhan Kızıltaş’ın başkanlığındaki mahkeme heyeti Hülya Babadağ, Tamer Bulam'dan oluştu. Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç de duruşma savcısı olarak görev yaptı. Sanık avukatı Aykanat Kaçmaz, görevsizlik kararı ya da görevsizlik uyuşmazlığı kararı çıkarılmasını ve asker sanıkların askeri mahkemede yargılanmasını talep ettiklerini, sivil sanıklarla ilgili talebinin olmadığını söyledi. Görev yeri değişen eski TMK 10uncu maddesiyle görevli Zafer Kılınç'ın hazırladığı ek iddianamenin, kaldırılan 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanki “yangından mal kaçırır gibi” ilk iddianameyle birleştirildiğini belirten avukat Kaçmaz, ek iddianamenin bu davadan ayrılmasını istediklerini ifade etti. Avukat Murat Ergün, davada epey mesafe kat edilmiş olduğunu, yeni mahkemenin dosyayı incelemiş olsa da sıfırdan başladığını, dolayısıyla avukatlar olarak daha önce söylediklerini tekrar tekrar belirtme durumunda olduklarını belirtirken, Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, “Dinleriz, bizim işimiz bu” karşılığını verdi.
Tutuklu sanıkların 4 aydır hakim yüzü görmediğini, davanın aşama kat edebilmesi için sanıkların tahliyesine karar verilmesini talep eden Ergün, davaya ara verilmemesini, tahliye ve diğer taleplerinin alınabilmesi için davanın devam ettirilmesini istediklerini söyledi.
Sanık avukatlarının 400 klasör dolusu evrağın bulunduğu dava dosyasının bu mahkemeye henüz 3 Nisan’da gönderildiğini, yeni heyetin bunları inceleyip karar veremeyeceği yolundaki yakınmaları nedeniyle Mahkeme Başkanı Kızıltaş, “Mahkememizin 350 civarında dosyası var, bu davalarımız devam ediyor. Bu nedenle yarın 13.30 gibi buraya gelebiliriz. Gece yarısına kadar bu davanın devam etmesi şu aşamada mümkün görünmüyor. Zaten, HSYK'dan ikinci bir heyet talep ettik. Bu ikinci heyet geldiğinde sabah 09.00'da başlayıp akşama kadar bu dava görülebilecektir” dedi.
TAHLİYE EDİN BİRBİRİMİZİ GÖRMEYELİM
Avukat Ergün'ün, “Tahliye edin sanıkları, 6 ay birbirimizi görmeyelim” sözleri üzerine, Kızıltaş, “Bizim 6 ay 1 sene birbirimizi görmeyelim gibi bir derdimiz yok. Dosyayı dün gece yarılarına kadar inceledik. Adliyenin kamera kayıtlarında da vardır, adliyeye giriş çıkışlarımız. Yasalar çerçevesinde dosyaya bakmaya çalışıyoruz” karşılığını verdi.
Avukat Nevzat Güleşen, bu davada elle tutulur hiçbir somut delil olmadığını, kurulan kumpasla sanal ve dijital birtakım iddiaların bulunduğunu, kendisinin tutuklu müvekkilinin olmamasına rağmen tutuklu sanıkların tahliyesini, adli kontrol tedbiri uygulanan müvekkilleri için de bu tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, mahkemenin görevsizliğinin ötesinde yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın askeri Yargıtay'a verilmesini istedi. Bazı avukatlar da, içeriye cep telefonlarının sokulmasını talep etti.
Diğer avukatlar da benzer taleplerde bulunarak, tahliye taleplerini tekrarladı. Mahkeme heyeti, görevsizlik ve yetkisizlik taleplerinin ve tutuklu sanıkların tahliye taleplerini yarın değerlendireceğini, avukatların duruşmaya cep telefonları ile girmelerine izin verip duruşmayı yarına erteledi.
NELER OLMUŞTU
TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.
12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2013 yılı nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 64 kişi tahliye edilmişti.
TMK 10'uncu maddesiyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından dosya 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

BK(İÖ/AAA)(FOTOĞRAFLI)