Ramazan YAVUZ/DİYARBAKIR,()-DİYARBAKIR'da İslami görüşlü sivil toplum kuruluşları, Mısır'da 529 kişiden sonra 683 kişi hakkında da idam kararı verilmesini, 1925 yılındaki isyancı Şeyh Said'in idam edildiği Dağkapı Meydanı'nda sembolik dar ağacı kurarak protesto etti.
Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi'ndeki tarihi Ulu Camii önünde Cuma namazından sonra, İslami görüşlü 72 sivil toplum kuruluşunun çağrısı üzerine bir araya gelen ve aralarında kadınlarında bulunduğu yaklaşık 2 bin kişi, Mısır'da 529 kişiden sonra 683 kişi hakkında da idam kararı verilmesini protesto etti. Ellerinde, 'Darbeci tiran ve işbirlikçileriyle, uluslararası destekçileri döktükleri kanda boğulacaktır', 'Şeyh Said'in torunlarından Mısır'ın kutlu direnişine selam olsun' pankartları ile 'Şeyh Said'in torunlarından İhvan'a bin selam' dövizleri taşıyan protestocular camii önünden 1925 yılındaki Kürt isyanının lideri Şeyh Said'ın 46 arkadaşı ile birlikte asıldığı yer olduğu için 'Şeyh Said Meydanı' diye adlandırılan Atatürk Anıtı'nın bulunduğu Dağkapı Meydanı'na kadar Türkçe ve Kürtçe Mısır'ı protesto eden sloganlar atarak yürüdü.
"ASILAN ŞEYD SAİD VE KÜRDİSTAN'IN EVLATLARINI UNUTMADIK"
Burada üzerinde kefeni simgeleyen beyaz bezle kurulan sembolik darağacındaki ipi boynuna geçirerek 72 sivil toplum örgütü adına Mehmet Duyu, açıklamada yaptı. Duyu, Mısır'da zulüm piramitlerinin inşasına devam edildiğini, hukuk denen kavramın insanı yutan bir girdaba döndüğü ülkede 529 Müslüman hakkında verilen idam cezasından sonra sözde mahkemeler tarafından 683 Müslüman'a daha idam cezasının verildiğini belirterek şunları söyledi:
"Bugün Mısır özelinde gördüklerimiz, aslında geçmiş tarihlerde yaşadıklarımız ve yabancısı olmadığımız acı dolu sahnelerin tekerrürüdür. Filmin hep başa sarmış halidir. Bizler de toprakları idam sehpası ve darağaçlarıyla hemhal olmuş bir coğrafyanın çocuklarıyız. Yaşadığımız toplum, İstiklal Mahkemelerinin verdiği kararların, yaşattığı zulümlerin hala travmalarını yaşıyor. Şeyh Said ve Kürdistan'ın izzetli evlatlarının darağaçlarında nasıl da asıldıklarını, İskilipli Atıf Hoca'yı, Şeyh Esad Erbilli ve ömrü sürgünlerde geçen üstat Saidi Nursi hazretlerini unutabilirmiyiz? Hayır unutmadık. Bu zulüm silsilesi daha fazla yaygınlaşmadan İslam dünyasının tüm kurum ve kuruluşları daha etkin, caydırıcı ve engelleyici tepkiler vermek zorundadır. Türkiye'deki Twitter yasağına tepki verip de darbeler, katliamlar ve idam fermanlarına karşı sessiz kalanlar gelecek nesilleri için büyük bir utanç kaynağı, alınlarında kara bir leke ve elbetteki travmaya sebep olacaktır."

RY(GG/AAA)(FOTOGRAFLI)