DURUŞMADA GERGİNLİK YAŞANDI
Geçen hafta tahliye olan milletvekillerinin de izlediği Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki KCK ana davasının 61'inci duruşmasında gerginlikler yaşandı. Duruşmaya aralarında Hatip Dicle'nin de bulunduğu 11 tutuklu sanık raporlu oldukları gerekçesiyle katılmazken, 13 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada söz alan sanık avukatı Mehmet Emin Aktar, savunma yapmak istedi. Mahkeme Başkanı ise sanık Selanik Öner'in delil ikamesi yapılacağını söylemesi üzerina avukat Aktar, "Savunma yapmak istiyoruz biz buranın süsü değiliz" dedi. Çıkan gerginlik üzerine konuşan Mahkeme Başkanı, "Biz de buranın süsü değiliz" diyerek cevap verdi. Avukat Emin Aktar, "Bu iktidar kavgası Kürtlerin ölüleri üzerinden yapılıyor. Bizler burada bir oyunun oyuncuları gibi sahne alıyoruz. Buna bir son verilsin, sizler kendinizi bağlı hissettiğiniz Anayasa Mahkemesi kararlarında uymuyorsunuz. Bizler ya ölüyoruz ya özgürlüğümüzden yoksun kalıyoruz. Bir iktidar kavgası yürüyecekse bizim üzerimizden yürümesin artık. Bu delilleri okumanın bir anlamı yok" dedi.
BEŞTAŞ: DAVADAN ÇEKİLİN
Daha sonra söz alan BDP Genel Başkan Yardımcısı ve sanıkların avukatı Meral Danış Beştaş, KCK davalarıyla Kürt siyasal hareketine yönelik bir operasyona başlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Şu anda darbe, çete, paralel devlet tartışmaları gündemin doruğunda ama bu davalar Kürt siyasal hareketine karşı bir darbedir. Bugün AKP'ye karşı bir yolsuzluk operasyonu yapıldı, kıyamet koptu. Kürtlere karşı yapılınca herkes sustu hatta onayladı. Burada bir yargılama yapılmıyor. Çok sayıda delil sunduk hiçbiri kabul edilmedi. Burada keyfi kararlar verdiniz, Anayasa Mahkemesi kararına karşı tutuklu vekillerin tahliyesine ret kararı vermeniz bardağı taşıran son damla oldu. Bu kararınız tarihe geçecek biz sizinle delil tartışması yapmadık. Bu kararı neye göre verdiğiniz anlayamadık. Anayasa Mahkemesi kararını dinlemek zorundaydınız. Bilinçaltınızı karar gerekçesi olarak yazdınız. Keyfi bir karar verdiniz ve Anayasa Mahkemesi 4 saatte sizin bu kararanınıza karşılık verdi. Anayasa Mahkemesi hukuksuz bir karar verdiğinizi söyledi. Sonunda bıraktınız, siyasi bir karar verdiğinizi zaten kendiniz yazdınız. Artık yargı var mı, yok mu onu mu tartışıyoruz. Bu paralele yapılanmada en büyük zararı Kürtler gördü. Biz bu bedeli ödemeyi reddediyoruz. Yargı içindeki örgütlenme temizlenmeden tarafsız bir yargılama yapılamaz. Biz mahkemenizin bu davaya bakmaması gerektiğini düşünüyoruz. Siz tarafsız olmadığınızı gösterdiniz bizce davadan çekilmelisiniz. Biz bu davaya sizin açınızdan bakma koşullarının kalmadığını söylüyor ve çekilmenizi talep ediyoruz" dedi.
Daha sonra söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bunun politik bir yargılama olduğunu belirterek, "Bu mahkeme hiçbir asgari iyi niyet ve hukuki bakışla olaya yaklaşmıyor. 5 yıllık tutukluluk süresini hiç kimse izah edemez. Yargılama zulüm üretiyorsa bunu yargılama faaliyeti olarak göremeyiz. Artık toplumun yargıya hiç saygısı kalmamıştır. Müvekkillerimizi tahliye etmek zorunda kaldınız. Yüzde 1 bile başka imkanınız olsa tahliye etmeyecektiniz" dedi.
Sanık avukatlardan Mustafa Özer söz alarak mahkemenin Türk milleti adına yargılama yaptığını ancak buradaki insanların duygularını anlayamadığını söyledi. Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı, "İddianamenin hangi kısmında bu söyledikleriniz var. Savunmanın dışına çıkamayın"dedi. Avukat Özer ise "Neden benimle polemiğe giriyorsunuz, burada hiçbir şeyi sanıklar lehine yorumlamadınız. Bu hukuksuzluktur. Artık buna son verin. Kürtleri bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak görün. Ya evrensel hukukun gereğini yerine getirin ya da bu davadan çekilin" dedi.
SANIĞIN MİKROFONU KAPATILDI, ALKIŞLI PROTESTO YAPILDI
Daha sonra sanıklardan Hasan Hüseyin Erdem söz alarak, savunma yapmak istediğini söyledi. Kendilerinin 5 yıldır rehin tutulduğunu ileri süren Erdem, "1920'de Kürdistan'da kurulan İstiklal Mahkemeleri gibi yargılama yapılıyor" dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı okunanların savunma kapsamında olmadığını belirterek sanığın mikrofonunu kapattı. Mikrofonun kapatılmasına tepki gösteren avukatlar, "Mikrofonu kapatamazsınız" diyerek bağırdı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Kapatırım" diye cevap verdi.
Gerginlik çıkması üzerine ayağı kalkan sanıklar ve yakınları mahkemeyi alkışlarla protesto etti. Bazı avukatların, "Anayasaya dahi tahammül edemiyorsunuz" demesi üzerine avukatların da mikrofonları kapatıldı.
ASKERLER SALONA GİRDİ
Bu sırada salonda alkışlı protesto ve gerginlik yaşanması üzerine mahkeme salonuna askerler girerek güvenlik önlemi alındı. Askerlerin avukatların önünü kapatması üzerine yeniden gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı bunun üzerine askerler salondaki boş bir yere aldırdı. Yaşanan gerginlik mahkeme tarafından tutanağa geçirilerek sesli olarak kaydedildi. Mahkeme Başkanı savunma metninin savunma kapsamında olmadığı anlaşıldığından mikrofonun kapatıldığını belirtti. Başkan, sanık, siviller ve avukatların alkış tutmak suretiyle mahkemeyi protesto ettiklerini de belirtti. Bunun üzerine sanık avukatları mahkeme başkanına yönelik olarak, "Bu size yakışmıyor" diyerek bağırdı. Daha sonra söz alan avukat Mustafa Özer, "Bu kadar zamandır bu insanlar içeride yatıyorlar. Size bunu izah etmeye çalışıyorlar. Ama buna izin vermiyorsunuz" dedi.
Avukatların yeniden tepki göstermesi üzerine mahkeme başkanı, "Konuşulanlar iddianame kapsamında değil" diyerek ikinci kez avukatların mikrofonlarını kapattı. Avukat Sabahattin Güngör, "Savunma sınırını belirlemeniz hukuki değildir. Bari bu hakkı kısıtlamayın. Suç unsuru varsa gereğini yapın" dedi. Bu sırada sanık avukatları mahkemeye yönelik olarak, "Cemal Temizöz'e yaptığınızı, yapın. O burada saatlerce konuşup kahramanlıklarını anlatıyor" dedi.
Avukat Fırat Epözdemir, "Mahkeme hukuki yargılama yapmadığı müddetçe, bizden sınır bekleyemezsiniz. Burada 1924 Anayasası'ndan bahsediliyor, siz bunu bile sınırlıyorsunuz. Dosyalarınızın sesi artık Pensilvanya,'dan geliyor. Meşruiyetinizi kaybettiniz artık davadan çekilin" dedi.
Daha sonra tekrar söz hakkı verilen sanık Hasan Hüseyin Erdem, sıkıyönetim mahkemeleri ve DGM'lerde yargılandığını ancak bu tavırla ilk kez karşılaştığını söyledi. Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı, "Savunma iddianameyi karşılayan bir şeydir. Bunu da başkan belirler" dedi. Sanık Erdem, "1920'lerde Kürdistan'da bulunan İstiklal Mahkemeleri nasıl bir katliam uyguladıysa bu mahkemelerde aynı şeyi yapıyor. Zihniyet ve amaç aynıdır. Bu tablo ancak bir darbe ortamında yaşanır. Cemaatin emniyetteki unsuları bu davanın staretejikleridir. Bu şartlar altında yargılamayı kabul etmiyoruz. Bizim tavrımız özel yetkili mahkemelere karşıdır. Yargılamayı kabul etmiyor ve mahkemeyi boykot ediyoruz" dedi.
SALON BOŞALTILDI
Bu sırada sanıklar ve yakınları tarafından alkışlı protesto yapıldı. Mahkeme başkanı sanıkların duruşma düzenine uymadıkları için salonun boşaltılmasına karar verdi. Mahkeme sanık ve avukatlarının mahkemenin davadan çekilmesi talebine yönelik karar vermek üzere duruşmaya ara verdi. FB,BB(GG/AK)