Hakime TORUN/ ANKARA, () - OĞLUNU ve eşini yitiren Mevlüt Can, "Benim oğlum kayıt dışı yakalanmış, işkence görmüş, serbest bırakılmış, bu süreç sonrasında da intihara sürüklenmiştir. Hiçbir cumhuriyet savcısının oğlumun yakalandığından, serbest bırakıldığından haberi olmamış. Oğlum, vekalet verdiği avukattan 24 Haziran'da tekrar ifadesine başvurulacağını öğreniyor. Tekrar polisin eline düşmemek, çırılçıplak soyulup işkence görmemek için kendisini bulunduğu 4'ncü kattan çırılçıplak kendisini maalesef atıyor" dedi.
Esrar satın aldığı iddiasıyla 4 yıl önce nezarete götürülüp işkence gördüğü ileri sürülen ve ardından yaşadıklarına dayanamayarak intihar eden ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can'ın annesi Hatice Can'ın da önceki gün oğlunun acısına dayanamayarak intihar etti. Oğlunu ve eşini yitiren Mevlüt Can, CNN Türk'te yayınlanan 5N1K programına konuk olarak Gazeteci Cüneyt Özdemir'in konuya ilişkin sorularını yanıtladı. İstanbul 8. İdare Mahkemesi'nin kararını okuyarak konuşmasına başlayan baba Mevlüt Can, "Benim oğlum kayıt dışı yakalanmış, işkence görmüş, serbest bırakılmış bu süreç sonrasında da intihara sürüklenmiştir. Hiçbir cumhuriyet savcısının oğlumun yakalandığından, serbest bırakıldığından haberi olmamış. 2 Haziran 2010 yılında bir torbacı ile görüşme yapmış. Esrar almak üzere. Bu konuşma, teknik takibe takılıyor bunun üzerine oğlum suç üstü yakalanıyor. Bu aşamadan itibaren hukuksuzluk başlıyor. Yakalayan şahıslar, verilen bütün dosya ifadelerine baktığınızda onların yakalamadığı, ancak bir başka ekibin yakaladığı. O ekibin hiç teknik dinlemeden yakalamadığı ortaya çıkıyor. Oğlumun nereye götürüldüğünü bilmiyoruz" dedi.
ONUR 3 KİŞİLİK EKİP TARAFINDAN, CANINA KIYANA KADAR, TAKİP EDİLİYOR 
Yaşananlara ilişkin olarak Mevlüt Can şunları söyledi: "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden mahkeme dosyasına gönderilen yazıda, oğlumuzun nezarethaneye konulmadığı, gözaltına alınmadığı tespiti yapılmıştır. Asıl itiraf ettirmek istedikleri torbacının telefon numarasını kimden aldığı. Bundan önce zaten çırılçıplak aranıyor. İnce aramaya tabii tutuluyor. Kaç paralık mimarsın deniliyor. Hakaret ediliyor. Bir süre sonra itirafı alamıyorlar ve doktora götürülüyor. Doktor raporu sadece bir darp raporu. Götüren kişiler de işkenceyi yapan 3 kişilik bir ekip. Savcılık gözaltına alınmama kararı veriyor. Ertesi gün iyi polis rolü oynayan bir polis memuru Onur'un bilmediği bir polis memuru. Soner diye bir polis memuru. Oğlumuzu arıyor ve diyor ki; senin imzaladığın tutanaklarda bir takım hatalar var. Bunları düzeltmemiz gerekiyor. Lütfen gelir misiniz? Onu da diyor ki çok saf yani, acaba hafta sonu gelsem olur mu diyor. Cumartesi günü, Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'nün girişindeki bir kafeteryada bir polis memuru tarafından karşılanıyor. Loş, karanlık çok iyi okumadığı tutanaklar yeniden imzalattırılıyor. Korkutarak, telaşla yaptırıyorlar. Sonrasında imzaladığı tutanak örnekleri verilmiyor. 'İşte arkadaşlarla uçuyorduk' gibi bir takım ilave bilginin ifadesine konulduğunu okuyor. Bunun başına büyük bir bela olacağını düşünüyor. Kendisini şüphe altında hissediyor. Sonra Onur, 3 kişilik ekip tarafından, canına kıyana kadar, takip ediliyor." 
550 GRAM ESRAR YAKALIYORLAR
Onur'un takip edildiğine ilişkin arkadaşlarıyla paylaştığı konuşmalarını da aktaran Mevlüt Can, "Onur bu kadar izlendikten sonra bunalıyor ve 21 Haziran'da bir avukata vekalet veriyor. Vekaletten sonra 13 Nisan'da başlayan ilk mahkeme kararı ile başlayan ve 22 Haziran'da iki mahkeme kararı varken yeni teknik takip kararı varken operasyon sonlanıyor. Çete üyeleri yakalanıyor. 550 gram esrar yakalıyorlar. Koskocaman çete. Onlarca polis bu operasyona dahil oluyor" dedi.
ÇIRILÇIPLAK SOYULUP İŞKENCE GÖRMEMEK İÇİN 4. KATTAN KENDİSİNİ ATIYOR
Onur'un tekrar işkence görmemek için intihar ettiğini ileri süren baba Mevlüt Can, "Onur vekalet verdiği avukattan 24 Haziran'da tekrar ifadesine başvurulacağını öğreniyor. Onur, tekrar polisin eline düşmemek, çırılçıplak soyulup işkence görmemek için kendisini bulunduğu 4. kattan ama çırılçıplak kendisini maalesef atıyor. Bu süreçte dava açmamız kolay olmadı. Soruşturmamızda 3 cumhuriyet savcısı değişti. Son olarak atanan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, işkence cinsel saldırı, kötü muamele nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığını, ancak iki polis memurunun resmi evrakta sahtecilik yaptıklarından dolayı haklarında iddianame açılmasına ilişkin bir karar veriliyor. Yargılama sonrasında, 2 polis memuruna 2,5 yıl hapis ve devlet memurluğundan men cezası veriliyor" diye konuştu. 

HT (GD/RT)