DİYARBAKIR'ın Kulp İlçesi'nde 1993 yılında gözaltında kaybolan 11 köylünün öldürülmesinden sorumlu olduğu iddiasıyla, hakkında 11 kez ömürboyu ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan dönemin Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tarafından da bu olaydan sorumlu tutulduğu ortaya çıktı.
Olayı 2004 yılında araştıran TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, olayın General Yavuz Ertürk komutasındaki operasyon sırasında gerçekleştiğinin anlaşıldığını belirtmişti. Hem TBMM Komisyonu'na, hem de o dönemde yürütülen soruşturmada savcıya ifade veren emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk'ün, 11 kişinin kaybolduğu Alaca Köyü'nde operasyon yapılmadığını, kaybolanları tanımadığını ve olayın hayal ürünü olduğunu söylediği saptandı. 
'KAYIP KİŞİLERİN PKK İLE İLGİLERİ TESPİT EDİLEMEDİ'
Dönemin Komisyon üyeleri Cavit Torun, Mesut Değer ve Hakan Taşçı, Diyarbakır ve Kulp İlçesi'nde incelemelerde bulunmuş ve olayla ilgili rapor hazırlamıştı. Raporda, gözaltına alındıktan sonra kaybolan kişilerin, PKK ile resmi ve özel anlamda herhangi bir ilgileri bulunduğunun tespit edilemediği belirtilerek şöyle denilmişti:
"Gözaltında kaybolan kişilerin çoğunun yaşlı, evli ve çok çocuk sahibi olmaları dikkate alındığında örgütsel irtibatlarının söz konusu olmadığı, resmi kayıtlarda da böyle bir irtibata rastlanmadığı ve hatta böyle bir iddianın olmadığı ortaya çıkmıştır. Kulp İlçesi Alaca Köyü Kepir bölgesinde hadisenin cereyan ettiği, kaybolanların yakınlarının ve tanıkların beyanları ile ortaya çıkmış, toplu mezarın da aynı yerde bulunmasının, bu iddiaları doğrulayıcı nitelikte bulunduğuna heyetimizce kanaat getirilmiştir. Delillerin toplanması sırasında Kulp Cumhuriyet Savcılığı'nın yeterli özeni göstermediği, olaydan haberdar olduktan sonra olay mahalline gitmediği, olay mahallinde maktullere ait kemik ve diğer eşyaların köylüler tarafından toplanarak getirilmesini istediği, köylülerce bu delillerin çuvallara konularak getirilmesinden sonra ulusal basın eşliğinde olay mahalline gittiği anlaşılmıştır. İnceleme imkanı bulduğumuz Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki dosya, mağdur yakınlarının Avrupa Komisyonu'na ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptıkları başvurular sonucunda verilen karardaki belirlemeler, olayın Bolu'dan gelen General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Komando Dağ Taburu'nun operasyonu sırasında gerçekleştiği anlaşılmıştır." 
GENERAL ERTÜRK: OLAY HAYAL ÜRÜNÜDÜR
Suçlanan dönemin Bolu 2'nci Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk, hem TBMM komisyonu, hem de soruşturma yürüten Kulp Cumhuriyet Savcılığına o dönemde verdiği ifadelerde olayın hayal ürünü olduğunu söylemişti. Ertürk ifadesinde, olay tarihinde Muş ilinde 2'nci Komando Tugay Komutanı olarak görevli olduğunu, Komando Tugayının belirtilen tarihlerde Şenyayla bölgesinde operasyon yaptığını, operasyon görevini Jandarma Asayiş Komutanlığı'nın verdiğini, Alaca köyünde operasyon yapılmadığını, kaybolanları tanımadığını ve olayın halay ürünü olduğunu söyledi. 
ARŞİV KAYITLARI BULUNAMADI
Kayıp 11 köylü ile ilgili hazırladığı soruşturmada görevsizlik kararı vererek dosyayı 2006 yılında 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri savcılığına gönderen Kulp Cumhuriyet savcılığının görevsizlik kararında ilginç detayların yer aldığı ortaya çıktı. Sivil savcılığın görevsizlik kararında, Bolu 2'nci Komando Tugayı'ndan olayla ilgili bilgi ve belge istendiği, buna karşılık gelen cevapta, Bolu- Düzce depreminde Tugay arşivinin bulunduğu binanın sular altında kalması nedeniyle bilgiye ve belgelere ulaşılamadığının belirtildiği ifade edildi. Yine Van Jandarma Asayiş Komutanlığı'ndan 2000 yılında gelen yazıda, 1993 yılının Ekim ayında Kulp ilçesi Alaca köyünde geniş bir alanı kapsayan operasyon yapıldığının belirtildiği görevsizlik kararında, 2005 yılında yine Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığından gelen başka bir yazıda ise, söz konusu bölgede ve tarihte operasyon yapıldığına dair arşiv kayıtlarında her hangi bir belgenin bulunmadığı belirtildi.