DİYARBAKIR'da İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, (Mazlum-Der) Şubesi, Mardin'in Nusaybin ile Suriye'nin Kamışlı İlçesi arasında tekrar örülmeye başlanan güvenlik duvarıyla ilgili Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve Bakanlara 'Ey siyasi irade Allah'ın da sınırı var' başlıklı bir mektup gönderildi. Mektupta, "Toprağa sınır, sınıra duvar, duvara tel Filistin'de çizilip örülürken ayaklanan ve sınırların ümmeti böldüğünü her fırsatta dilinden düşürmeyen sizler, mevzu Kürdistan olunca neden Kürtler'i ümmetten hariç tutuyorsunuz?" denildi.
Diyarbakır'da Postahane önünde bir araya gelen Mazlum-Der üyeleri, Mardin'in Nusaybin ile Suriye'nin Kamışlı ilçelerinde arasında görülen duvarla ilgili hazırladıkları 'Ey siyasi irade, Allah'ın da sınırı var!' başlıklı mektubu okudu. 'Ümmeti bölen sınırlar gayrimeşru, ama Kürdistan ümmetten hariç' yazılı pankart önünde Mazlum- Der Şube Başkanı Abdurrahim Ay tarafından okunan mektupta, Allah'ın sınırlarını parçalara bölen gayri meşru sınırların mahiyetinin son zamanlarda duvar ile pekiştirilmek istendiğini belirtilerek şöyle denildi:
"Aşağısı Kürt, yukarısı Kürt olan bir şeride çizilen düşmanlık nişanesi sınırlar, yüzyıldır kardeşi kardeşe düşman edemedi. Bilakis aşağı ile yukarısı yaktınlaştıkça sınırlar anlamsızlaşıyor. Ama bu durum sizleri memnun etmemiz olacak ki sınıra duvar örüyorsunuz."
Nusaybin'de her 5 kişiden 4'ünün oyunu alarak seçilen belediye başkanının, kardeşleri, tarlaları ayıran sınıra birde duvar örülmesine karşı ölüm orucuyla girişimde bulunduğunun belirtildiği mektupta, şunlar yer aldı:
"Başkan, ölüm orucuna yattı ve kendisine duvarın yapılmayacağı söyleninde eylemine son verdi. Fakat hemen iki gün sonra beton dökülmeye başlandı. Sizin devlet ciddiyeti dediğiniz şey böyle bir şey midir? Ey siyasi irade; Berlin’de Almanlar'ı ayıran duvarın yıkılmasını takdirle karşılamakla, İsrail’in Filistinliler arasına ördüğü duvarı 'utanç duvarı' diye nitelemekle, Kürtler'i Kürtler'den ayıran sınıra bir de duvar örmek nasıl aynı kalbin ve aklın işi olabiliyor? Geçenlerde Kamışlı’dan Nusaybin’e geçmek isteyen 3 kişi, askerler tarafından öldürüldü. Üzerlerinden; bayram şekeri, ilaç, tesbih çıktı. Belki kardeşlerine geliyor, yeğenlerine şeker getiriyorlardı. Sınır tellerini insan canından değerli gören bir sistem daha ne kadar can alacak? Daha kaç insan ekmek parası peşinde, akraba ziyaretinde sınırlar uğruna öldürülecek? İçişleri bakanınız 'Ne duvarı?' diyordu. Söyler misiniz; bir asır önce gayrimeşru yöntemlerle oraya çizilen ve kardeşleri birbirinden ayıran sınıra inşa edilen duvar ne duvarı? Ey siyasi irade; Allah’ın da sınırları var. Biz ona 'Gayretullah diyoruz. Allah’a inanıyor, imani ve insani bir vazife bilerek sizi uyarıyoruz: kardeşler arasına örülen duvarı tarih de affetmeyecektir, haki renkli sınırları olmayan Allah da."
Mektup daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çicek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlara gönderildi.