Türkiye'nin Afşin Elbistan'dan sonraki en büyük linyit kömürü sahası olarak ifade edilen Konya'nın Karapınar ilçesindeki linyit rezervinin çıkarılması ve termik santral yapılması halinde meydana gelebilecek etkiler TEMA Vakfı tarafından açıklandı. İstanbul'daki basın toplantısında konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Konya-Karapınar'ın TEMA Vakfı açısından ilgi çekici ve çalışma yapmak istenilen bir bölge olduğunu aktardı. Deniz Ataç, söz konusu bölge için TEMA Vakfı tarafından iki proje gerçekleştirildiğini anlattı. Ataç, projeler gerçekleştirilirken bölgedeki linyit kaynaklarının varlığının ortaya çıktığını aktararak, "Yatırım planları gündeme gelmeye başladı. Dolayısıyla biz dedik ki, bu bölge zaten çok kırılgan, hassas bir bölgeyken birden bire linyit kaynaklı termik santrallerinin buraya kurulması acaba bu bölgede ne yapacak?" dedi. Ataç, bölgede kurulacak termik santrallerin bölgeye olası etkileri üzerine bir çalışma yaptıklarını belirtti.
"1.83 MİLYAR TON LİNYİT, AKLI BAŞTAN ALICI"
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kimya Metalürji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman, Karapınar'ın ekolojik açıdan çok hassas bir yer olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'nin önemli buğday ve bakliyat üreten yerlerinden biri" dedi. TEMA Vakfı tarafından bölge için gerçekleştirilen iki projeden söz eden Duman, "Bu projeler çok örnek, dünya çapında başarılı projeler oldu. Tam, 'Daha ne yapılabilir, daha nasıl iyileştirilebilir' diye düşünürken, bir haber Maden Tetkik Arama'dan (MTA), Karapınar'ın altında 1.83 milyar ton linyit kömürü var. 1.83 milyar ton linyit çok büyük bir miktar. Göz kamaştırıcı, aklı baştan alıcı. Bu kadar kömürden 30 yıl boyunca her yıl 5 bin 850 megavat elektrik üretilebilir. Şu an linyite bağlı üretilen elektriğin yaklaşık 2 katı" diye konuştu.
"DAHA 2 YIL GEÇMEDEN ORADAKİ BÜTÜN SİSTEM ALTÜST OLUR"
Prof. Dr. Duman, söz konusu linyitin elektrik enerjisine çevrilmesi için kurulacak termik santrallerin toplam gücünün 6 bin megavat civarında olması gerektiğine işaret ederek, "Ya 10 tane 600 megavatlık, ya da 6 tane bin megavatlık linyit santrali, düşünebiliyor musunuz; Konya Kapalı Havzası'na böyle bir şey yapıyorsunuz, bir tanesi bile o kadar duyarlı ekosistemi mahvetmeye o kadar kolay yeter ki, 30 yıl beklemeye gerek yok. Daha 2 yıl geçmeden oradaki bütün sistem altüst olur" dedi.
"İŞ YAPTIĞINI ZANNEDENLER, SADECE GÜNAH İŞLİYOR"
Linyit kaynaklarının, Konya Karapınar Havzası'ndaki yeraltı sularının altında bulunduğunu anlatan Duman, "Konya Karapınar Havzası'nın, Ereğli Havzası'nın bütün yeraltı suyunu hep beraber çekmeniz lazım. 1.5 milyar metreküp suyu alıp, dışarıda bir yere depolayıp, ondan sonra toprağı açıp, linyiti çıkarıp toprağı geri koyup, suyu da geri salmak, bu olacak iş değil. Doğayı bu kadar hırpalayarak, iş yaptığını zannedenler, sadece günah işliyor, başka bir şey değil. Bu suyu boşalttığınız anda, nerede hangi obruğun çökeceğini bilmiyorsunuz. Bir gece bir okul binası, bir gündüz bir kışa binası, bir öğle vakti bir apartman olduğu gibi yerin altına gömülebilir. 'Orası zaten çöl, bunun için ne patırtı çıkarıyorsunuz' diyebilirler TEMA Vakfı'na. Habuki çöl falan değil. Orası son derece duyarlı bir ekosistem ve orası Türkiye'nin gelecekteki gıda güvenliğini sağlayabilecek tek yer belki" diye konuştu.
"KARAPINAR BİR DAHA GERİ DÖNMEZ"
Termik santral yapımını "Yokoluş" diyerek değerlendiren Duman, "Tehlikede sadece risk seziliyor, bu yokoluş. Karapınar bir daha geri dönmez, burada bu girişim yapılırsa. Çünkü, çok büyük bir doğal dengeyle oynamaya kalkıyorsunuz. Bundan 50 tane yok dünyada. Yeraltı döngüsüyle, üst görünüşü çöl ama aslında çok verimli toprak. Bu yapılmaya çalışılan şey, buğday ambarını ateşe vermek . Taammüden cinayet" dedi.
"HER YIL KARAPINAR'DA BİR SÜLFÜRİK ASİT FABRİKASI ÇALIŞIYOR GİBİ OLACAK"
İsmail Duman, termik santralin hayata geçirilmesiyle kömürün dörtte birinin bacadan çıkacağını söyleyerek, "Toplam kükürt yüzde 2.78. Bu kükürt ne demektir? Yılda bu kükürt, bacadan atılırsa, her yıl Karapınar'da bir sülfürik asit fabrikası çalışıyor gibi olacak. 5 milyon ton yılda sülfürik asite karşılık gelen bir kükürttür bu kömürün içindeki. Bacadan çıkacak olan yılda 5 milyon ton sülfürik asittir. Yani 330 bin kamyon dolusu asit tankeri demektir havaya atılacak olan" diye konuştu.
"BİZİM KÖYDEN PEYNİR GELMEZSE TÜRKİYE BATAR"
Adıyaman Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve CROP-MAL (Marjinal Kurak Alanların Korunmasına Yönelik Rasyonel Fırsatların Yaratılması) Proje Uzmanı Doç. Dr. Erhan Akça ise, "Petrolün fiyatı artabilir, arabasız yaşayabilirsiniz ama yiyeceksiz yaşayamazsınız. 1990'larda bin tane kriz oldu ama biz Yunanistan'ın durumuna niye düşmedik? Çünkü, hala Anadolu'da bulgur, tereyağımız, peynirimiz üretiliyor. Biz, bunu kaybetmek üzereyiz. Sıkıntı burada. Eğer bizim köyden peynir gelmezse Türkiye batar, size açık açık söyleyeyim. Siz, yiyeceğinizi kaybettiğiniz zaan yaşayamazsınız. Karapınar, bir çocuk, evlat, çok kırılgan bir evlat ama. İyi bakarsanız, size dünyanın en büyük keyfini verir, ama en ufak bir kırılganlıkta hastaneden çıkmaz ve bütün paranızı yer Karapınar" dedi.
ENERJİ BAKANLIĞI HAREKETE GEÇTİ
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Tetkik ve Arama Kurumu (MTA) yaz-kış aralıksız 4 yıl süren çalışmaların ardından Konya Karapınar’da 1.8 milyar tonluk linyit rezervi keşfettiği belirtilmişti.
5 bin megavat (MW) gücündeki termik santrale yaklaşık 30 yıl yetebilecek rezerve sahip sahanın ekonomiye kazandırılması için harekete geçen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın burada 2 bin 400 MW kurulu güce sahip Atatürk Barajı’nın iki katı elektrik üretilmesini hedeflediği ifade ediliyor.