KIYI Ege Belediyeler Birliği ve Foça Belediyesi Danıştay'da dava açarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Sulak Alanların Korunması Hakkındaki Yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptalini istedi. Egeli belediyeler, koruma altındaki sulak alanların daraltırılarak yerli ve yabancı yatırımcılara tahsisinin amaçlandığını ileri sürdü.
Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın 4 Nisan'da yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Hakkında Yönetmelik'i mahkemelik oldu. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Foça Belediyesi yönetmeliğin tümünün ve özellikle sekiz maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptalini talep etti.
Yönetmelik hükümlerinin Anayasaya, genel hukuk ilkelerine ve uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu öne sürüldü. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Foça Belediyesi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın koruma ödevini ihlal ederek, anayasa ile koruma altına alınan sulak alanların daraltılması, yerli ve yabancı yatırımcılara tahsisi amacı taşıdığını ileri sürdü.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün sulak alanların korunması, geliştirilmesi, rehabilitasyonu, restorasyonu, koruma bölgeleri ve yönetim planlarının hazırlanması gibi tüm iş ve işlemlerden sorumlu ve yetkili kurum niteliğinde olduğuna dikkat çekilen dava dilekçesinde şöyle denildi:
"Ancak yapılan düzenlemeyle, mahalli öneme haiz sulak alanlardaki yapılaşmaya dair izinleri, Bakanlık taşra teşkilatı verecektir. Mahalli komisyonlarda, bilimsel niteliğe sahip kişilerce sulak alanlarımızın kaderine karar verebilecektir. Koruma bölgeleri sadece 'ulusal öneme haiz' (Ramsar Alanı) sulak alanları kapsar hale getirildi. Bu nedenle, önemli biyoçeşitliliğe sahip olan, orman alanlarını, endemik türleri, bitkileri barındıran bölgelerde, imar çalışmaları yapılabilecek hukuki zeminin tamamlanması çalışması hukuka ve hakkaniyete aykırı mahiyettedir."
'YÖNETMELİK ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI'
Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Foça Belediyesi adına davayı açın Avukat Enis Dinçeroğlu, yönetmeliğin RAMSAR Su Kuşları ve Yaşam Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992-RİO), Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2000-FLORANSA), Akdeniz'de Özel Koruma Alanlarına İlişkin Protokol (1988), Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma (BERN) Sözleşmesi ve Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CİTES) (1975) aykırılıklar içerdiğini söyledi. Dinçeroğlu şöyle dedi:
"Dava konusu yönetmelik ile sulak alanlar ve endemik türlerin bulunduğu alanlar ve orman varlığı da yok edilecektir. Yönetmelik bu yönden Anayasa'ya ve Orman Kanunu'na aykırıdır. Ülkemizin dört bir yanı doğal yaşam ve tabiat varlıkları bakımından dünyada ender görülen bir coğrafyadır. Ve içinde birçok ülkeyi kıskandıracak güzellikte saklı ve narin oluşumları vardır. Her yıl binlerce turist bu ülkenin güzelliklerinden faydalanmak amacıyla ülkemizi ziyaret etmekte burada bulundukları süreler içinde bizi dünya kamuoyuna iyi bir şekilde tanıtmakta, ülkemizden güzel anılarla mutlu bir şekilde ayrılmaktadırlar. Dahası bu değerlerimiz ülkemize turizm gelirleri de getirmektedir. Bu yönetmeliğin uygulanması halinde geri dönüşü olmayan önlenemeyen çevresel felaketler oluşabilir."

FOTOĞRAFLI