Aslen Salihlili olan Tezcan Şentürk, 1994 yılında üniversite eğitim için Kırgızistan'a gitti. Burada Kırgızistan Cumhuriyeti Jimnastik Enstitüsü'nü bitiren Şentürk, beden eğitimi öğretmeni olmaya hak kazandı. Uzun yıllar, buradaki erkek yurtlarında çalıştı. Şentürk, 16 yıl yaşadığı Kırgızistan'dan iç savaş nedeniyle 6 Şubat 2011'de, bu ülkenin vatandaşı olan eşi Nigar Şentürk ile kaçarak Türkiye'ye geldi. Beş yıllık evli olan Şentürk, Kırgızistan'da aldığı diplomanın Türkiye'de denkliğinin olmaması nedeniyle beden eğitimi öğretmenliği yapamadı. Yakınlarının yardımıyla Soma'daki bir kömür madeninde iş bulan Şentürk çalışmaya başladı. Ancak, iki ay sonra çalıştığı işletme kapatılınca Şentürk, bu defa başka bir madende işe girdi. Bir sürede burada çalışan Tezcan Kasım entürk, geçen 14 Mart'ta, Eynes Mevkisi'ndeki facianın yaşandığı madene geçiş yaptı. Şentürk, 13 Mayıs sabahı gittiği madenden bu defa dönmedi. Türkiye'yi yasa boğan madenden 300 arkadaşıyla birlikte Şentürk'ün de cenazesi çıkartıldı. Çaresizlikten girdiği madende yaşamını yitiren Şentürk, Kula'da gözyaşları içinde toprağa verildi.
Tezcan Kasım Şentürk'ün gözü yaşlı Kırgız eşi Nigar Şentürk, muhubirine şunları arnlattı:
"Canımızı kurtarmak için iç savaştan kaçıp, Soma'ya geldik. Hayat mücadelesi için eşim mecburen madende işe başladı. İşe her gün korkuyla gidiyordu. bana hep, can güvenliklerinin olmadığını söyleyip, 'İş çıkış saatinden yarım saat geç kalırsam hemen hastaneye git' derdi. Olay gün mesaisi 17.30'da bitmesine rağmen eve dönmedi. Televizyondan olayı duyup, hastaneye koştum. Hastane önünde bekledim ama kendisinden bir haber alamadım. Ertesi gün akşam acı haber geldi. Oysa hep umutla sağ olarak döneceğini beklemiştim."
Nigar Şentürk, acısını Kırgızistan'dan gelen annesi Mahabat Mirzababayeva ve kardeşi Nadir Mirzababayeva paylaştığını da belirterek, oturduğu evin kira olduğunu ifade ederek "Ben şimdi ne yaparım" diye konuştu.
BG (İÖ/AK) (FOTOĞRAFLI)
