KILIÇDAROĞLU, HÜKÜMETE YÜKLENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin programı kapsamında Silifke İlçesi'nin ardından merkez Mezitli İlçesi'ne geçti. Burada Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan'ı makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında Başkan Tarhan, Kılıçdaroğlu'na çalışmaları ile ilgili olarak brifing verdi. Brifingin ardından Tarhan, Kılıçdaroğlu'na günün anısına bir ibrik, Mezitli Bezi'ni dokumasıyla dikkat çeken Muazzes Özer dokuduğu bir dokumayı hediye etti.
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra gazetecilerin 22 Temmuz operasyonu ile ilgili sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Ak Parti iktidarı ile birlikte Türkiye'de derin bir huzursuzluğun yaşandığına dikkat çekerek, "Son operasyonlar, Balyoz ve Ergenekon'da veya o operasyonlar sonrasında hazırlanan sahte belgelere veya insanlara yapılan haksızlıklara yönelik değil. Bu operasyonun temel amacı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi ile 4 bakanı, devleti soyup soymaları ve bu soygunun ortaya çıkarılmasına karşı yapılan bir karşı operasyondur. Bu bizi rahatsız ediyor. İşin doğrusu bu. Bir ülkenin başbakanı, ailesiyle beraber gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşmışsa, bu ülkenin başbakanı ailesiyle beraber bunun hesabını vermekten kaçıyorsa, bir ülkenin başbakanı ailesiyle beraber adaletin önüne çıkmaktan korkuyorsa o insan siyaset yapamaz, yapmamalıdır. Ahlaki değerleri yüksek olan toplumlarda insanların siyasetten çekilmesi, aklanması ve ardından tekrar siyasete gelip devam etmesi gerek. Hem aklanmayacaksınız, hem kirliliğinizi sürdüreceksiniz, hem de sizin yolsuzluklarınızı ortaya çıkaranlara karşı operasyon yapacaksınız. Bu bizi rahatsız ediyor" dedi.
Polislerin gözaltına alınmasına da değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Hukuk devleti diyoruz, gözaltı süresi doldu ya tutuklarsınız ya serbest bırakırsınız. Sizin yasa dışı olarak bunları daha fazla uzun süre gözaltında tutmaya hakkınız var mı? Bunu yapamazsınız, hukuk devletinde bunlar olmaz. Hukuk devleti bugün benim için var yarın onun için var. Bir grup toplantısında söylemiştim 'Adaletin kantarını bozmayın. Bozduğunuz kantar gün gelir sizi tartar.' Gün gelir bunları da tartacak, bunlar istediği yere kaçsınlar, bu mümkün değil, bu tabloyu Türkiye'nin kaldırması mümkün değil. Bu kadar ahlaksızlığa bu toplumun tahammül etmesi de mümkün değil. Yolsuzluğa batmış bir insanı, hala belli insanların üzerine baskı kurarak o baskıları sürdürerek topluma adalet dağıtacaksa bunun adı adalet değildi, onun adı diktatörlüktür. Dikta yönetimlerine özgü bir uygulamadır. Yargı kararını verirken siyasi otoritenin beklentilerine göre değil vicdanına göre vermesi gerek. Yargıç kararını vicdanıyla vermeli. Eğer bir hakim vicdanıyla karar verirse bir sorunumuz yok, vicdanıyla karar değil de Erdoğan'dan gelen talimata göre karar verirse o mahkeme, mahkeme değildir. O mahkemenin adı geçmişte sıkıyönetim mahkemesiydi, ondan sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi oldu, ondan sonra özel yetkili mahkeme oldu. Bakın bunları hiç birisinde değişmeyen tek kural vardı, o kural da şudur; siyasi otoritenin verdiği talimata göre hakim kararıdır. Bunun için bu mahkemeler adalet dağıtan mahkemeler değildir."
Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından belediye tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Burada vatandaşlardan büyük bir ilgi gören Kılıçdaroğlu, yemekten sonra yaptığı konuşmada yaklaşık 5 bin kişiye hitap etti. Kılıçdaroğlu 10 Ağustos'ta yapılacak seçimlere dikkat çekerek, şunları söyledi: "Sandığa gideceğiz, söz mü? Türkiye Cumhuriyeti’ni bayrağımızı temsil edecek bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Yüksek ahlaki değerlere sahip olan bir Cumhurbaşkanı, batıda ve doğuda saygısı olan bir Cumhurbaşkanı, çok konuşan değil az konuşan ve yerinde bir Cumhurbaşkanı. Konuşurken öfke dilini değil sakinliği kullanan bir Cumhurbaşkanı, geçmişi temiz olan bir Cumhurbaşkanını seçeceğiz. Cumhurbaşkanı koltuğunda oturup oğluna 'Oğlum paraları sıfırla' demeyecek bir kişi seçeceğiz. Bu topraklar bereketli topraklardır, neyi ekerseniz onu biçersiniz. Gelin bu topraklara güzelliği barışı, birliği, kardeşliği ekelim. Ekmek için Ekmelettin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı seçelim."
ABD Başkanı Obama’nın Başbakan Erdoğan’ın telefonuna çıkmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sen nasıl bir dünya liderisin ki hiç kimse telefonuna çıkmasın. Lider dediğin adamın saygınlığı olur, sen telefon açıyorsun öbürü diyor ki ben senin telefonuna çıkmıyorum. Sonra gidiyorsun Abdullah Gül’e yalvarıyorsun 'Ben telefon ediyorum çıkmıyor, bari sen telefon et.' Sonra bu adam diyor ki; Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı olurum. Hiç kimsenin lider kabul etmediği kişi Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanı olamaz."
Sandığa giderken düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı: "Mersin’de çok sayıda Suriyeli insanımız var. Kimisi aç, kimisinin durumu iyi. Oy kullanırken şunu düşünün hangi gerekçeyle bu Suriyeliler topraklarını bırakıp Türkiye’ye geldiler. Oradaki Müslüman kanının akmasına yol açan siyasi irade kimdir? Hangi gerekçelerle biz oraya silah gönderiyoruz. Kardeşi kardeşe kırdırıyoruz. Bunları düşünmek zorundayız. Türk siyasi tarihinde ilk defa 9 siyasi parti bir aday için uzlaştı. 'Parti önemli değil, Türkiye önemli' dedi. Biz Türkiye’mizi, bayrağımızı, çocuklarımızı seviyoruz. Beraber sandığa gidip oylarımızı kullanacağız. Türkiyenin saygınlığı için, demokrasimiz, özgürlüğümüz, barışımız için. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine sahip, devrimlerine sahip, bayrağa sahip çıkan sözü geçen bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Ağırlığı olan bir Cumhurbaşkanı, Ortadoğu'daki facialara son verecek bir Cumhurbaşkanı için ekmek için Ekmelettin İhsanoğlunu seçelim."

FOTOĞRAFLI