MERSİN'in Erdemli İlçesi'nde, 12 Eylül 1980 darbesinde gözaltına alınan köylülerin hikayesini anlatan 'Netekim Karakolu' filminin çekimlerinde işkence sahnelerinin çekimi yapıldı. Almanya'daki bir yakınından aldığı emanet kamera ile 1970'da macera filmi çekmeye çalışan Zeynel Korkmaz, 12 Eylül 1980 darbesinden 6 ay sonra evinde yapılan aramada filme dair parçalar ve fotoğraflar bulunması üzerine 'Gerilla eğitimi yapmak ve örgüt oluşturarak suç işlemek' iddiasıyla köylülerle birlikte gözaltına alındı. Korkmaz'ın gözaltına alınma hikayesini anlatan 'Netekim Karakolu' filminin çekimlerine Erdemli İlçesi'ne bağlı Limonlu Beldesi'nde başlandı. Bölgedeki köylülerin rol aldığı film için beldedeki eski okul binası karakola çevrildi. KÖYLÜLER GÖRDÜKLERİ İŞKENCELERİ ANLATTI Çekimleri devam eden Netekim Karakolu'nda, 12 Eylül'de yaşanan işkence sahneleri sırasında ilginç bir olay yaşandı. O dönemi yaşayan köylüler, 'Bak biz böyle işkence gördük, sen de öyle çek' diyerek yönetmen Yasin Korkmaz'a yaşadıklarını anlattı. O dönem işkence görenler, filmlerdeki sahneleri ve oyunculukları inandırıcı bulmadıklarını ifade ederek, işkence yapılmasının daha etkileyici olacağını söyledi. Sahnelerin inandırıcı olması için köylülerin isteğini haklı bulan amatör oyuncular ise kendilerine gerçekten işkence yapılmasını istedi. Bu gelişmenin ardından oyuncular neredeyse gerçekten işkence gördü. Yönetmen Yasin Korkmaz, işkence gören köylülerin ve oyuncuların bu talebinin kendilerini duygulandırdığını söyledi. Korkmaz, "Sinema tekniği oyuncunun gönüllüğü ile bir araya gelince gerçeğinden farksız sahneler yakaladık. Soğuk suyla ıslatılma, falakadan geçirilme, kaba dayak ve askıya alınma gibi işkence sahnelerini çektik. Soğuk algınlığı geçirmeyen kimse kalmadı. Bazı oyuncularımızın ayağı şişti. Ama herkesin sağlık durumu iyi. Anlattığımız sıkıntılardan çok daha fazlasını yaşamış olan yöre halkı, bu filme verdiği destekle, o günlerin rövanşını alma duygusu yaşıyor. Bu yüzden yapılan işkencelerin inandırıcı olması konusunda da yerel oyuncular büyük özveri gösteriyorlar" dedi. İŞKENCE GÖREN OYUNCU 15 GÜN HASTANEDE YATTI Başlangıçta sinema ve tiyatroda kullanılan tekniklerle işkence sahnelerini çektiklerini kaydeden Korkmaz şöyle devam etti: "Filmde muhtar karakterini oynayan ve falakadan geçen Orhan Kır, çekilen sahnelerin inandırıcılık konusunda sorunlu olduğunu ifade ederek, korkak davranmamamızı istedi. Diğer arkadaşlar da bu konudaki kaygılarını dile getirdiler. Sahnelerin yeniden çekilmesinin daha doğru olacağını, bu konuda fedakarlıktan kaçınmayacaklarını bildirdiler. Konuyu mizahi dille anlatmaya çalışmamıza rağmen işkence kelime olarak bile hoş gelmiyordu. Oyuncu arkadaşlarımızın inanılmaz özverileri bizim de arayıp bulamadığımız bir gerçekliği elimize verdi. Bütün işkence ve dayak sahneleri gerçektir. En çok Zeynel karakterini canlandıran arkadaşımız güçlük yaşadı. Üç günde 40 saat boyunca yapılan çekimlerde sürekli ıslaktı ve çekimlerden sonra 15 gün hastanede yattı. Özellikle oyuncular insanüstü bir azim ve özveri gösterdi." Filmde, dönemin ideolojik olayları ile ilgisi olmayan, davası ekmek olan sıradan insanların yaşadıklarını da anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Korkmaz şunları söyledi: "Film o dönemde anarşik olay yaşanmayan bir Akdeniz ilçesinde geçiyor. Darbe öncesi gayet insancıl biri olan komutan, gücü ele geçirdikçe gaddarlaşıyor. Keyfi uygulamalarla halka yapmadığını bırakmıyor ve tam bir korku egemenliği kuruyor. Bütün bunların mizahi bir dille anlatıldığı filmimizde halkın seveceği birçok karakter var; Avşar Ali, Ali Lenol, Koreli Kazım, Hamza Emmi, Cevriye Şen ve Çello bunların başında geliyor."