BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin meclis grup toplantısında, 'Mersin'de validen belediye başkanına, bütün partiler dinlenmiş ve kaydedilmiş' sözleri kentte günün konusu olmayı sürdürüyor. Kentte siyasi partilerden sivil toplum örgütlerine kadar toplumun her kesiminden insanın kendi arasında konuşup tartıştığı konuda Sosyal Demokrasi Partisi (SDP) MYK Üyesi Serkan Kaya'nın harekete geçerek BİMER'e 'Telefonum dinlendi mi?' diye sorduğu ortaya çıktı. Kaya, 17 Aralık'tan sonra İçişleri Bakanı'nın dinlemelerle ilgili açıklamalarda bulunduğuna dikkat çekerek, BİMER üzerinden yaptığı başvurusunda sadece kendisinin dinlenmesinin değil, dinlenen ilin neresi olduğunu, yaşanan süreçte sorumluları hakkında bir soruşturmanın başlatılıp, başlatılmadığını, kimlerin dinlendiğini sorduğunu kaydetti. SORUMLULAR AÇIKLANMIYORSA BAŞBAKAN'A DA ŞANTAJ YAPILIYOR Kaya, BİMER Başvuru Sonucu Sorgulama Belgesi'nde verdiği dilekçenin yaklaşık 20 günde, 27 kurumu dolaştığını belirterek, şu bilgiye verdi; "Dilekçem, Siber Suçlardan, Organize Suçlara, Kaçakçılıktan Ulaştırma Bakanlığı'na, Terörle Şube Müdürlüklerine ve İstihbarata kadar bir dizi yeri gezmiş. Sonuç olarak Mersin Cumhuriyet Başsavcı Vekili ifadeye çağırdı. Kendisi de burada, dinlenip dinlenmediğimize dair böyle bir bulgu bulunursa şikayetçi olup olmadığımızı sordu. Biz de eğer böyle bir durum varsa şikayetçi olacağımızı ve sonuçları ile beraber tarafımıza iletilmesi gerektiğini anlattık. Aynı gün bir karar verilmiş. Bir soruşturma yapılmış olmadan, tarafımıza verilen yazı da, 'Adli anlamda teknik bir dinlemeye tabi değilsin ancak önleyici hizmetler, istihbari anlamda dinleme hakkında da bilgi veremiyoruz' deniliyor. Bu durum aktif siyaset yapan insanlar olarak dinlendiğimizin net bir kanıtıdır. Mersin'i kimin dinlediğine, kimin yalan söylediğine dair kamuoyunu aydınlatıcı nedenler bekliyoruz. Başbakan, bilindiği gibi bütün bu dinlemelerin şantaj maksatlı olduğunu anlatıyor. Şimdi kendisine de sormak lazım, eğer sorumlular açıklanmıyorsa Başbakan'a da bir şantaj var. Ya da bu kentte çeşitli düzeylerde adayların, bürokratların, siyasi parti yöneticileri çeşitli biçimlerde şantajlar yapılıyor mudur? Bunların da açıklanması demokratik ülkenin teamülleridir." Başbakan Erdoğan'ın Mersin'de uzunca bir zamandır yasadışı bir biçimde validen belediye başkanına, siyasi parti yöneticilerine kadar bir dizi dinlemenin yapıldığını, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın da 'Güneyde bir ilimiz tamamen dinlenmiş' dediğini hatırlatan Serkan Kaya şöyle devam etti: "Başbakan ve İçişleri Bakanı, yasa dışı dinleme yaptığını açıkça söylüyorlar. Buna rağmen herhangi bir soruşturmanın açılmaması düşündürücüdür. Başbakan ya süreci maniple etmeye yönelik açıklama yapıyor, gerçekten böyle bir durum yok sanal bir gündem yaratıyor. Ya da bunlardan hesap sorabilecek bir iktidara, bir güce, kuvvette, yargıya çıkabilecek muktedir değil. Eğer muktedir değilse istifa etmelidir. Çünkü bir kentte dinleme yapan devlet memurları aynı zamanda ülkenin İçişleri Bakanlığı'na ait memurlardır. Sadece görev yerlerinin değiştirilerek sonuçlanacak bir süreç değil. Neredeyse bir yıldır bu dinlemelerden dolayı açılan davalar yapılan gözaltılar hepsinin de gayri meşru olduğu ilanı gerekmektedir." BAŞBAKAN İŞ ÜSTÜNDE YAKALANMIŞTIR CHP İl Başkanı Faruk Akar ise İçişleri Bakanı Ala'nı yaptığı açıklamaya vurgu yaparak şunları söyledi: "İçişleri Bakanı bir açıklama yaparak, güneydeki bir ilin dinlendiğini, özellikle CHP ve belediye başkanının dinlendiği ile ilgili açıklama yapıldı. Aradan 2 aylık bir süre geçti. Hükümetten hiçbir ses çıkmadı. İki ay sonra Başbakanımız, kendi grup toplantısında CHP'nin ve MHP'nin dinlenme mağduru olduğunu, kendilerinin ise bu işten önlemlerini alarak sıyrıldıklarını söyledi. Ak Parti nasıl bir şeyler öğrendi ki, kendi önlemlerini aldı. Ülkede yaşayan insanların hayatından ve güvenliğinden sorumlu olan Başbakan kendi partisinin ve kendi partisine mensup insanların güvenliğini alırken, diğer partileri ve partilerin başkanlarını, belediye başkanlarını diğer kamu kuruluşlarını nasıl bu kadar önlemlerden yetersiz bırakır bunları korunaksız hale getirir ? Sorulması gereken soru budur. Başbakan çok yanlış davranmıştır. Kendisi iş üstünde yakalanmıştır. Bu yapılan dinlemelerin, bizzat kendisi tarafından yapıldığını açık itirafıdır. Çünkü bildiği bir konuda önlem almıştır, bilinçsiz bir şekilde de deklare etmiştir." BÜYÜK BİR SKANDAL MHP İl Başkanı Sebahattin Kılıç ise, dinlemelerin endişe verici bir durum olduğunu kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı; "Özel hayatın mahkeme kararı olmaksızın dinlenmesini, kayda alınmasını sonra da siyasi spekülasyona malzeme yapılmasını kesinlikle mazur göremeyeceğimiz bir ahlaki düşüklüktür. Kanunsuz şekilde kişilerin dinlenip, haklarında arşiv düzenlenmesi büyük bir skandal, çok ciddi bir handikaptır. İnsanın gündelik hayatına böcek iliştirmek, en özelini deşmek, bu yolla da bilgi istiflemek hepimizin ortak mücadele etmesi gereken bir düzeysizlik ve seviyesizlik halidir." Temiz Toplum Hareketi Derneği Başkanı Mustafa Müderrisoğlu da yasal olduğu sürece dinlemeleri normal karşıladığını ancak dinlememelerin bu kadar çirkinleşmesini yadırgadıklarını söyledi.