BAKAN YILMAZ: İYİ İNSAN YETİŞTİREN ÜLKELER KALKINIR Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Sinop Valiliği tarafından düzenlenen 1'inci kalkınma Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kalkınma hamlesi 10'ncu Kalkınma Planı hakkında değerlendirmelerde bulundu. 2023'ün Türkiye için çok önemli bir tarih olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, "Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıldönümü ve bizim ülke olarak çok önemli iddialı hedeflerimiz var. 2023 yılında ülkemizi 10 büyük ekonomiden biri haline getirmek istiyoruz. Daha yüksek standartlarda demokrasisi olan kişi başına geliri 25 bin dolarlara ulaşmış, toplam milli geliri 2 trilyon doları aşmış, ihracatı 500 milyar dolara ulaşmış, araştırma geliştirme harcamalarının milli gelire oranı yüzde 3’lere yükselmiş, sağlıkta, eğitimde, ulaşımda her alanda standartlarını artımış bir ülke vizyonumuz var. Bu yakalanabilir bir vizyon. Planlamalarda biz hep şunu söyleriz, 'Hedefleriniz iddialı olmalı, ama gerçekleştirilebilirz olmalı.' Yani ikisini aynı anda içermeli ve Türkiye geçtiğimiz dönemde gösterdiği performansla bunu başarabileceğini ortaya koyan bir ülke" diye konuştu. TÜRKİYE DAYANILIKLILIĞINI ORTAYA KOYDU Son küresel kriz ortamında bir çok ülkede çok ciddi problemler yaşanırken Türkiye'nin dayanıklılığını ortaya koyduğunu ve ekonomisinin gücünü kanıtlamış bir ülke olduğunu belirten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Genç, dinamik nüfusu olan bir ülke. İnşallah bu hedeflere el birliğiyle yürüyeceğiz. Bu kapsamda 10'ncu 5 yıllık kalkınma planımızı hazırladık. Geçen yıl sağolsun milletvekillerimiz de burada, meclisimizin onayıyla 2014-2018 dönemini kapsayan planımız kabul edilmiş oldu ve bu yıldan itibaren yürürlüğe girdi. Bu planda da Türkiye’nin 2023 perspektifinin ilk 5 yıllık dilimini daha detaylı bir şekilde ortaya koyuyoruz. 4 tane eksenimiz var planda. 4 temel sütun üzerine inşaa ettik planımızı. Birincisi nitelikli insan, güçlü toplum. İnsan odaklı bir kalkınma anlayışına dayalı olarak biz bütün stratejilerimizi geliştiriyoruz. Sinop için de daha farklı düşünemeyiz. Türkiye'nin elbette doğal kaynakları var. Önemli bir takım fiziki avantajları var. Fakat en büyük gücümüz aslında insanımız. En büyük değerimiz aslında insanımız. İlk defa bir kalkınma planına ekonomik konulardan değil, sosyal konulardan başladık. Bu ilk oldu kalkınma planlaması tarihinde diyelim" diye konuştu. NİTELİKLİ İNSAN, GÜÇLÜ TOPLUM 10'ncu 5 yıllık kalkınma planının ilk bölümünde 'nitelikli insan, güçlü toplum' konusunun yer aldığını dile getiren Bakan Cevdet Yılmaz, "Burada eğitim politikalarından sağlık politikalarına, adalet sisteminin işleyişinden sosyal güvenliğe bir çok konuyu ele aldık. Çünkü şuna inanıyoruz. Bunu bir kalkınma bakanı olarak da ifade etmek istiyorum. Bir il veya bir ülke en kestirmeden nasıl kalkınır diye sorarsanız. Ben şunu söylerim. İyi insan yetiştiren, yetiştirdiği insanı muhafaza eden, koruyan, dışarıdan da nitelikli insanı cezbedebilen ülkeler hızlı kalkınır. Bunu yapamayanlar, bu cazip ortamı oluşturamayanlar da yeterince rekabet edemezler, yeterince ön plana çıkamazlar kalkınmada. Dolayısıyla bunu söylediğiniz andan itibaren bir çok konu kendiliğinden gündeme gelir. Biz insana nasıl uygun bir ortam oluştururuz, temel soru bu aslında. Nitelikli, donanımlı insanı nasıl yetiştiririz, girişimci insanı yetiştiririz ve buna uygun bir ortamı nasıl oluştururuz. Burada trafik meselesinden, şehir mimarisine, kültürel faaliyetlerinden eğitim sağlık hizmetlerine kadar ortamı düşünmemiz lazım" diye konuştu. EKONOMİDE YENİLİKÇİ ÜRETİM YAPISI Planda ikinci eksenin 'Ekonomide de yenilikçi bir üretim yapısı' olduğunu dile getiren Bakan Yılmaz, "Yüksek katma değerli bir üretim diyoruz. Türkiye geldiği noktada orta üst noktaya gelmiş durumda. Biliyorsunuz 3’e ayrılıyor dünyadaki gelir durumuna gore ülkeler. Bir düşük gelirli ülkeler var. Orta gelirli ülkeler var, yüksek gelirli ülkeler var. Orta gelir de ikiye ayrılıyor. Alt orta gelir, üst orta gelir. Türkiye üst orta gelir grubunda olan bir ülke. Geçtiğimiz 10 yılda alt ortadan üst ortaya terfi ettik. Fakat orta gelir tuzağı denen bir hadise var. Yani buralarda uzun süre kalma riskimiz var. Dünya tecrübesinden de bunu biliyoruz. İşte bu ortadan yükseğe geçiş için olmazsa olmaz unsur, bilgiye ve teknolojiye dayalı bir kalkınma süreci. Katma değeri daha yüksek bir kalkınma. Bunun da yolu belli, daha çok araştırma geliştirme yapmak. Daha çok bilgi üretmek. İnsan gücümüzün niteliğini daha çok artırmak. Üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek" dedi. CHP'Lİ ALTAY: HÜKÜMETİMLE İFTİHAR ETTİM Toplantının açılış bölümünde konuşma yapan CHP Grup Başkanvekili ve Sinop Milletvekili Engin Altay, nükleere parti olarak karşı olmadıklarını söyleyerek, "Dünyadaki gelişmeleri Japonya'daki gelişmeler başta olmak üzere Almanya'daki ve batı ülkelerindeki gelişmeleri takip etmeliyiz" dedi. Hükümetin bu konuda teknolojideki gelişmeyi ve kırılmaları mutlaka takip etmesi gerektiğini belirten Engin Altay, lazım. Benim çok övündüğüm, milletvekili hayatımda Boyabat barajını açarken iftihar ettim. Devletimle de iftihar ettim, milletimle de iftihar ettim, hükümetimle de iftihar ettim. Sinop'a böyle bir yatırım, Boyabat HES müthiş bir olay. Keşke bunları daha da çoğaltabilsek. Ama işte nükleerle ilgili böyle bir kaygı duyuyoruz. Kaygı hepimizindir. Sinop'ta bu kaygıyı taşıyan insanların da şüphesiz rahatlatılması lazım" dedi. Açılış bölümünün ardından programda panellerin gerçekleştirileceği bölümü geçildi.