KADIN Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri ve Muhterem Göçmen'in yakınları Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki alanda toplandı. "Kadınları Korumak İçin Devlet Göreve" yazılı pankart açan grup, "Kadınlara koruma katillere ağır ceza" sloganı attı. "PROVOKASYONU BIRAK" TEPKİSİ Kızı Nargül Türkyılmaz'ın aile içi şiddet nedeniyle intihar ettiğini iddia eden baba İrfan Tuzcuoğlu, "Kendi adamlarının hepsini hapisten çıkardılar. Ayakkabıların içinde paraları sakladıkları için. Kadınları niye korumuyorlar acaba? Bir Arap gelmiş işadamıymış. Ne işadamı? Bütün devleti, bankaları soyuyorlar" şeklinde konuştu. Bu sırada açıklamayı dinleyenlerden bir vatandaş, "Provokasyonu bırak" diyerek Tuzcuoğlu'na tepki gösterdi. Vatandaş, "Polis kadınları korumak için gitti Maltepe'de canından oldu. Tek taraflı yorum yapma" şeklinde konuştu. Gruptakiler de vatandaşa "Bilmeden konuşma" şeklinde tepki gösterdi. Karşılıklı tartışma ve sataşma yaşanırken araya gire polis vatandaşı gruptan uzaklaştırdı. BAŞBAKANA ELEŞTİRİ Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil de "Başbakanımız Kabataş'ta çocuğu yanındayken tartaklanan bayanın 'türbanlı benim bacım, benim bacıma saldırdılar' deyip savunmasına, burdaki ölen bir çok kadın türbanlıydı. Muhterem türbanlı değildi ama annesi, ablası türbanlıydı. Yani biz türbana girip de hayatımızı öylemi kurtaracağız. Ben vatandaş olarak görüyorumki ayrım en baştan yapılıyor, 'türbanlı bacım, türbanlı kardeşim.' Öldürülenler bizim bacımızdı, bu memleketin evlatlarıydı. Onun için neden açıklama yapılmadı. 'Bu kadınlar niçin öldürülüyor?' diye niye çıkıp konuşmuyor. Biz aslan kesiliyormuşuz. Gerekirse en yırtıcı hayvan olup kardeşlerimiz için adalet isteyeceğim" ifadelerini kullandı. "BU KAMERA KAYITLARI BİZE GELİNCE PEK ÇALIŞMIYOR" Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Sözcüsü Gülsüm Kav da hem Başbakan'ı eleştirdi hem de dün Maltepe'de polisin şehit edildiği olayı hatırlattı. Kadın yerine polisin bıçaklandığını hatırlatan Kav, "Ne yazıkki hayatını kaybetti. Ailesine başsağlığı dliyoruz. Mehmet Emin Aydın adlı polis memuru bu anlamda bir kadının hayatını, hayatını vererek kurtardı. Bu bakımdan önemlidir ve aslında kadın cinayetlerinin geldiği noktayı gösteriyor" dedi. Kav, "Devlet yapması gerekenler zamanında ve yerinde yapılsa ölüm tehdidi altında yaşayan kadınların hayatı kurtulacak hem de dünkü yaşanan acı olay yaşanmayacak. Bizlerin tepki vermesi için polislerin ölmesini beklememiz gerekmiyor. Ama şimdi bu tepki de neden bu hafta böyle verildi. İlginç bir şey oldu. Bir haftada üç kez kadınların hayatını toplum ve toplumun bir polisi kurtarır hale geldi. Bir, bir mücadelenin sonucu bu hale geldi. Ama bununla beraber bu hafta Başbakan her seferinde hiç bıkmadan usanmadan Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddia edilen başörtülü kardeşimiz için nasıl bir araştırma yürütüldüğünü ortaya koymuş oldu" şeklinde konuştu. Kabataş'taki olayı inclemek için 80'e yakın kamera kaydının incelendiğini belirten Kav, "Genellikle bu kamera kayıtları bize gelince pek çalışmıyor. Bir kadına yönelik şiddet iddiasında bu kadar didik didik inceleme yapılması çok iyidir. İşte Kabataş ile ilgili ayrıntılı inceleme bütün kadınlar için eşitçe geçerli olmalıdır" diye konuştu. SAVCI 24 YILA KADAR HAPSİNİ İSTEDİ Eylemin ardından grup Muhterem Göçmen'in öldürülmesine ilişkin İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmayı izlemek üzere adliyeye girdi. Duruşmada ise Savcı Abdüllatif Çakır mütalaasını açıkladı. Savcı Çakır mütalaasında maktule Muhterem Göçmen'in sanığın kendisini tehdit ettiğinden, emniyete başvurarak şikayetçi olduğu, sanığın emniyete giderek savunmada bulunduğu ve akabinde serbest bırakıldığına değinilen mütalaada, sanığın çocuğunun okuluna yakın bir yerde ev tutmak için araştırma yaptığı sırada eşini yeniden arayarak barışmak isteğini yenilediği, ancak maktülenin sinirlenerek bu civardan ev tutmasını istemediği aktarıldı. Mütalaada, sanık Serdar Göçmen'in eşi Muhterem Göçmen'in İstanbul'a taşınmasını istemediğini dile getirmesi üzerine memleketine gitmek üzere ayrıldığını anımsatılarak, Beşiktaş'a varınca vazgeçip sabaha kadar içtiği, eşi ile görüşemeyince sanığın bir süre daha içmeye devam edip olay saatinde maktülenin çalıştığı işyerine gittiği belirtildi. Sanığın eşiyle konuşmak için dışarıya çağırması üzerine maktülenin "Çocuklar senden değil ş.." diye cevap vermesi üzerine sanığın yanında bulundurduğu bıçakla maktuleye rastgele vurarak ağır şekilde yaraladığı, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve sanığın da kaçarak olay yerinden uzaklaştığı aktarıldı. Savcı Çakır, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanık Serdar Göçmen'in fiilini haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatı Mustafa Murat Tuncer'e esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları bakımından talepleri de dikkate alınarak süre verilmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi.