BALYOZ ve Ergenekon Davası'nda 16-20 yıl hapis cezalarına çarptırılan amiral, general ve yüksek rütbeli subayların eş ve çocukları ile yakınlarının oluşturduğu 'Vardiya Bizde Platformu' üyeleri yine Gölcük'te bir araya geldi. Etkinlik sırasında 2009 yılından bu yana tutuklu Hadımköy Cezaevi'nde bulunan Deniz Kurmay Albay Tayfun Duman'ın mektubu okundu. Gölcük'ün Değirmendere semtindeki Atatürk Anıtı önünde bugün düzenlenen 'Sessiz çığlık buluşması'nda, eş ve çocukların büyük bölümü yakınlarını cezaevlerine ziyarete gittiklerinden, geçen haftalara oranla katılım daha az oldu. Ellerinde yakınlarının fotoğrafları ile onların suçsuz olduğu yazılı pankartlar taşıyan tutuklu yakınları, dosyalardaki belge ve hazırlanan CD'lerin sahte olduğunu tekrarladı. Hadımköy Cezaevi'nde tutuklu Deniz Kurmay Albay Tayfun Duman'ın yazdığı mektubunu ablası Deniz Özvural okudu. Albay Duman'ın, "Denizcilere yapılan kumpaslar 2009 yılında Poyrazköy Davası ile başlamıştır. İçlerinde benim de bulunduğum birçok subay ve astsubay 2009 yılından itibaren suçsuz olduğumuzu her ortamda haykırıyoruz" sözleriyle başlayan mektubu şöyle devam etti: "2009 yılından itibaren yapmış olduğumuz mücadelede, 'Bize dokunmayan yılan 1000 yaşasın' düşüncesiyle bizlerin tutuklanmasına kadar giden yolda haklarımızı savunmayan ve birçok subayının esir alınmasına müsade eden zihniyet, işin ucu kendilerine dokununca mağdur edebiyatı yapmaktadır. Bu tavırlarınızı şimdi değil, bizleri kurban verdiğiniz zaman gösterecektiniz. Şimdiye kadar ağlayarak sızlayarak hiç kimsenin önünde diz çökmedim, bundan sonra da diz çökmeyeceğim." Yargılamalar sonucu 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Tayfun Duman, mektubunda, "Şimdiye kadar attığım her imzanın verdiğim her sözün arkasında durdum bundan sonra da arkasında duracağım" diye yazdı. Mektubun son bölümünde şunlar yer aldı: "Silivri'de komutanlarımız bu yaşlarında orada dimdik duruyorlarsa, benim 'Bu ortamda askeri cezaevinde kalayım' diye ne bir derdim, ne de korkum var. Evelallah şimdiye kadar hiçbir şeyden korkmadım, bundan sonra da korkmam. Hasdal, Hadımköy'den sonra Silivri'ye gider cezaevi konusunda doktoramı yaparım. Silivri'deki suçsuz komutanlarımla birlikte oradaki cepheyi genişletirim. Bu süreçte en önemli husus ailelerimizin ve bizleri sevenlerin sağlığıdır. Bu duygu ve düşüncelerle hasta yatağında yatan Cem Aziz Çakmak'a (Tutuklu Tuğamiral) acil şifalar diliyor, 'Görecek günler var daha, Diren Cem Aziz Çakmak' diyorum. Sevgili dostlarım, hiç merak etmeyin cezaevine girmeden nasıl dimdik ayaktaysam, şu anda aynı şekilde dimdik ayaktayım."