TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, AK Parti iktidarından önce Türkiye'de yüzde 70 olan tutukluluk oranının şu anda yüzde 22 olduğunu söyledi. Elbistan İlçesi'nde Genç Girişimciler ve İş Adamları Derneği tarafından düzenlenen 'Türkiye'de Kuvvetler Ayrılıkları ve Çözüm Önerileri' konulu konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Kahramanmaraş'a gelen TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Kahramanmaraş Valiliği'ni ziyaret etti. Vali Şükrü Kocatepe tarafından karşılanan Kuzu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Tutukluluk sürelerinin 5 yıla indirilmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Kuzu, AK Parti iktidarından önce yüzde 70 olan tutukluluk oranının yüzde 22'lere gerilediğini belirterek şunları söyledi: "Anayasa'da tutukluluk süreleri yok. Tutukluluk konusunda Anayasa’da işte yakalamayla alakalı süre var, yani poliste geçen süre var. O süreyle ilgili olarak 48 saati en çok ama toplu suçlar için ise 4 güne kadar; eskiden 15 gün olan bu süreyi biz 4 güne indirdik. Tutukluluk daha başka bir şey, daha uzun sürebiliyor. Bununla alakalı Türkiye’de maalesef uygulamada sorunlar var. Ama bir şeyin altını çizmek istiyorum; biz hükümet olduğumuzda, yani 2002 yılı öncesindeki iktidar olduğumuz rakamı vereyim: İçeride yatanların yüzde 70'i tutuklu, yüzde 30’u mahkum. Halbuki gelişmiş ülkelerde durum bunun tam tersi. Yani içeride yatan 100 kişinin 30'u tutuklu, 70’i mahkumsa normal sayılıyor oradaki standart, bizde tam tersiydi. Şu an rakamı vereyim, belki şaşıracaksınız, tutuklu sayısı yüzde 22. Ergenekon, Balyoz gibi kimi davaları kenara bırakırsak bunu böyle söylüyoruz. O davalarda tutukluluk ayrı bir durum. Biz bununla alakalı son günlerde 'Tutukluluk süresini 10 yıldan 5 yıla indiriyorsunuz, kendinize sıra gelince' şeklinde eleştiriler alıyoruz. Böyle bir şey yok. Süre indirimi var, Anayasa Mahkemesi iptal etti süreyi. 10 yıllık süre çok dediği için, bir defa zaten mecburuz." '10 YIL SONRA 'ÖZÜR DİLERİM, PARDON' DESENİZ BU, BİR ŞEYİ ÇÖZMEZ' Burhan Kuzu, tutukluluk şartlarını netleştirdiklerini ve salı günü konunun Adalet Komisyonu'nda görüşüleceğini ifade ederek şöyle devam etti: "İkinci bir husus ondan da öte biz tutukluluk konusunda süreden öte, şartlarını çok netleştirdik. Daha ağır şartlara bağladık tutuklulukla alakalı. Ama mahkemelerimiz maalesef uygulamada bunu dikkate almıyorlar. Biz de gidip de mahkemeye 'Biz kanun çıkardık, bunu tutukla ya da bırak' diyecek bir konumumuz olamaz. Çünkü yasama, yürütme, yargı ayrımında böyle bir şey yok. Demek ki; siz ne yazarsanız yazın, kanunları uygulayan hakimler, savcılar ve idare dikkate çok fazla almaz bir yorumla başka tarafına geçerse çok sonuç alınamıyor. Bu manada tutuklulukla alakalı artık en son gelecek süre 5 yıl olacak. Yani 5 yıl dolduğu an otomatik olarak bırakılacaksın. Bir de 2 yıllık tutukluluk ayrıca var. Onu mevcut 1 sene arttırabiliyorsun. Bu 5 yıllık süre toplu, büyük davalar için. Zor yani. Orada da tutukluluk elbette ki; yurtdışına kaçma yasağı vesaire koyarsın, belli zaman imza kararı getirirsin dışarıdan yargılarsın. Çünkü cezaya dönüşünce kötü olur. Bir adamı siz 10 sene içeride tuttunuz. Sonunda bir delilde sıkıntı varmış; 'Beraat' dediniz. 10 yıl sonra 'Özür dilerim, pardon' deseniz bu, bir şeyi çözmez. Aileler yıkılmış, dağılmıştır, çocuklar perişan olmuştur vesaire. Çünkü sen kararı verdiğin zaman bu adam neticede yatacak. Yani tutuklamamak buna ek bir şey getirmiyor. Ama nedir; özgürlüğünü kesinleşene kadar kullanmış oluyor. Biz bunu önemsiyoruz. O yüzden de zannediyorum salı günü Adalet Komisyonu'nda bu mesele görüşülecek. Bir paket de benim komisyonumda ayrıca var. Orada da çok önemli şeyler var." 'RUHLAR ALEMİ MİDİR, CİNLER ALEMİ MİDİR, NEDİR BİLMİYORUM' Kuzu, meclisten geçen ve kamuoyunda 'Torba Yasa' olarak bilinen içerisinde özel hayatın gizliliğinin ihlali durumlarında internete erişimin TİB tarafından önlenmesinin de öngörüldüğü yasa tasarısıyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı: "İnternet konusu denetimi zor bir alan. Çünkü yazdığı anda işin bitti. Bir tarafa kopyalıyor ondan sonra yayılıyor zaten, ondan sonra sen çırpın dur. Gezi olaylarından sonra bu alana girdik; ruhlar alemi midir, cinler alemi midir, nedir bilmiyorum? Sanal bir şey, nerede olduğunu bile bilmiyorsun. Yazıyoruz gidiyor bir yere, nereyi gittiğini de bilmiyoruz. Tepkisi sonradan çıkıyor tabi, duyanlar oluyor demek ki. Buna tabi prensip olarak karşı olmak doğru olmaz. Dünya çünkü çok yaygın bir alan, hele Avrupa gençliği, bizde de hakeza. Bu alanda şu anda 32 milyon insan dolaşıyor. Ama bu alanı da yolgeçen hanı gibi görmemek lazım. Yani önüne gelen bir tivit attım kaçtım Maraş’a, ne güzel beni bulsunlar bulabilirlerse. Böyle bir şey yok." AMERİKA İLE GÖRÜŞÜLEREK İNTERNET BİRİMİ KURULUYOR İnternette işlenen suçların yargılanmasıyla ilgili sorunlar olduğunu anlatan Kuzu, Türkiye ile Amerika arasında yeni bir birim kurulduğunu kaydederek, "Şu anki yargılamayla alakalı sorunlar var. Niye var? Bugün yargılamak isterseniz belli bir suç işlemiş, hakaret, küfür filan; Amerika’daki merkezden izin almanız gerekiyor, bir hayli sıkıntı. Şimdi onlarla da görüşerek yeni bir birim kuruluyor. Diyelim ki insanın özel hayatını mahveden görüntü yayınlanıyor. Hemen onu kısa zamanda bununla alakalı birimin el atması ve durdurması. Ama elbette ki bunun devam etmesi için mahkemenin kararı gerekiyor ayrıca. Ama kısa durdurmalarda ben bunu çok önemsiyorum. Yani çok önemli bir husus bu" şeklinde konuştu. 'BAŞBAKAN BİNALİ BEYE 'DERHAL BU REZİLLİĞİ DURDUR' DEDİ' Özel hayatın gizliliğiyle ilgili dönemin CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'dan örnek veren Kuzu, şöyle devam etti: "Mesela Deniz beyin hadisesi gündemi geldiğinde ben o gün meclisteydim. Ben bizzat şahidim, saat 1 buçuk falandı; sayın Başbakan hemen Binali beyi çağırdı 'Derhal bu rezilliği durdur, derhal hemen' dedi. Binali Bey, koşarak gitti ama o günün şartları daha zordu. Alan sürekli gelişiyor, yani o açıdan sansürdür, yok bilmem görüşlerimizin yasaklanmasıdır, ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasıdır bence bunlara çok fazla takılmamak lazım. İnsanların özel hayatı çok önemli, bu konuda hassas olmamız lazım. Çünkü bir tek orada kalmıyor; o insanı yıprattığın zaman ailesini de etkiliyor." Kuzu, Valiliğin ardından partisinin Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nı ziyaret etti.