ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "HSYK Kanunu'nda değişiklik öngören teklif anayasaya aykırı değildir. Anayasanın 159. Maddesinde halkımızın referandumda kabul ettiği temel ilkeler korunmaktadır" dedi. Bozdağ, Yozgat’ın Sorgun, Yenifakılı ve Yerköy İlçesi'nde partisinin Seçim irtibat bürolarının açılışlarına katıldı. sorularını yanıtlayan Bozdağ, HSYK Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin TBMM’de görüşülmesi sırasında çıkan tartışmaları değerlendirdi. Bozdağ, şöyle konuştu: "Milletin temsil edildiği yerde milletin temsiline uygun müzakerelerin olması bizim arzu, dileğimizdir HSYK Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifi TBMM’de yapılan müzakere sonucunda kabul edildi. Kanunun teklifinin müzakereleri sırasında yaşanan tartışmalarda görüşlerin ifade edilmesinde bütün partiler kendi görüşlerini açıkça söylediler. Ancak bu sırada yaşanan bazı üzüntü verici hadiseler keşke yaşanmamış olsaydı. Onlardan dolayı hepimiz üzgünüz. Çünkü parlamento fikirlerin, görüşlerin değerlendirildiği ve neticesine göre kararlar verildiği bir yerdir. Orada şiddetin olması kabul edilemez. Milletin temsil edildiği yerde milletin temsiline uygun müzakerelerin olması bizim arzumuzdur, dileğimizdir. İnşallah bundan sonra parlamento görüşmeleri sırasında fikirler yarışır, görüşler yarışır, orada değerlendirmeler olur. Herkes dağarcığındakini ortaya kor, ama asla şiddet ve şiddet görüntüleri olmaz." KARA PROPAGANDA YAPILIYOR HSYK Kanunu'nda değişiklik öngören kanun teklifinin Anayasaya aykırı olmadığını ifade eden Bozdağ, Anayasa'nın 159'uncu maddesi ve diğer maddelerinin gayet açık olduğunu anlatırken, şöyle dedi: "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu'nda değişiklik öngören teklif anayasaya aykırı değildir. Anayasanın 159. Maddesinde halkımızın referandumda kabul ettiği temel ilkeler korunmaktadır. Kamuoyuna şöyle bir hava veriliyor, sanki 12 Eylül 2010 tarihinde referandumda halkımızın kabul ettiği esaslarda yasa ile değişiklik yapılıyormuş, halkın referandumda 'evet' dediği şey yasayla geri alınıyormuş gibi büyük bir kara propaganda yapılmaktadır, büyük bir çarpıtma yapılmaktadır. Bir defa halkımız, herkes bilmeli ki Anayasanın 159'uncu Maddesi ile halkımızın 12 Eylül 2010’da kabul ettiği düzenlemelerden geriye gidiş yoktur. Burada kabul edilen esasların değişmesi, değiştirilmesi söz konusu değildir. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlerini hangi esaslara göre yapacağı Anayasada açık ve net olarak ifade edilmiştir. Bu görevler aynen Anayasaya uygun şekilde yasada da mevcuttur. Yani Anayasanın kabul ettiği temel esası ortadan kaldıran, değiştiren en küçük bir düzenleme bu teklifte yoktur. Ama maalesef Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri bunu çarpıtarak, sanki halk oylamasında kabul edilmiş olanı, Anayasa değişikliği ortadan kaldırılıyormuş, oradan geri adım atılıyormuş gibi bir hava oluşturmaktadır. Bunun gerçekle bir alakası yoktur. Yapılan değişiklikler Anayasanın yasama yetkisine bıraktığı alanlarda Anayasanın diğer hükümlerine uygun HSYK hükmü ve diğer hükümlerine uygun düzenlemeleri içermektedir." CUMHURBAŞKANI ONAYINDAN SONRA SÜREÇ TAMAMLANIR CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesinin, Anayasanın tanıdığı bir hak olduğunu söyleyen Bekir Bozdağ, bunun Cumhurbaşkanı'nın yasayı onaylayıp, yasanın Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra işleyebilecek bir süreç olduğunu anlattı. Bozdağ, "Gidebilir, o kendi takdirleridir. Anayasa Mahkemesi kararı kendi verecektir, ona dair bir şey söylememiz doğru olmaz. Yasa değişikliğinin resmi gazetede yayınlanmasından önce Anayasa Mahkemesi'ne müracaat etme imkanı yoktur. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir yola tevessül ederse, kendisi Anayasanın ön gördüğü usulün dışına çıkmış olur. Anayasayı kendisi çiğnemiş olur" dedi. Bozdağ, Cumhurbaşkanının onayından önce Resmi Gazete'de yayımından önce CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesinden önce gitmesi halinde bunun yasama faaliyetine engel olma çalışması olacağını savundu. Bozdağ, şöyle konuştu: "Yasamayı durdurma çalışmasıdır. Halbuki yasalar mecliste görüşülür, kabul edilir. Cumhurbaşkanın bu görüşme ile ilgili onama süreci bu yasama faaliyetinin de bir yandan geçerliliğinin şartıdır, bir parçasıdır. Cumhurbaşkanının onayından sonra ancak süreç tamamlanır, resmi gazetede yayınlandıktan sonra da o herkesi bağlayıcı bir hale gelir. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanımızın onayından önce böyle bir yola gitmeyi düşünmesi veya gideceğini ifade etmesi yasama faaliyetini engelleme çalışmasıdır. Bu açık bir şekilde anayasanın ortaya koyduğu kurallara aykırıdır. Kaldı ki bu düzenleme içerisinde ne Anayasanın 159. Maddesine, ne anayasanın diğer maddelerine aykırı bir hüküm bulunmamaktadır. Yasamaya bırakılan alanlarda düzenleme yapılmıştır." TÜRKİYE DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİDİR Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yargı darbesiyle AK Parti hükümetini devirmek için yüksek yargı üyesi hakim ve savcılara yönelik talimatları içeren ses kayıtlarının bulunduğu yönündeki soruya ise, o ses kaydını kendisinin dinlemediğini belirtti. Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: "Türkiye, demokratik hukuk devletidir. Demokratik bir hukuk devletinde herkesin görevleri anayasa ve yasalarla belirlidir. Ona göre görevlerini yaparlar. Tabi o kaset doğru mu, o kasette konuşma yapan kişiler belli mi, değil mi onları bilmiyorum. Onların doğruluğunu teyit ettikten sonra ona dair bir değerlendirme yapmamız mümkün olabilir. Ama ben şunu söyleyebilirim. Demokratik hukuk devletlerinde iktidara gelmenin yolu da, iktidardan ayrılmanın yolu da tektir. O da sandıktır. Sandıkta millet iktidarı verir, iktidarı beğenmediği zaman da sandıkta iktidar değişikliğini bizzat millet yapar. Milletin dışında iktidar değişikliği demokratik bir ülkelerde yapan güç ve kuvvet yoktur, olması da mümkün değildir." "SANDIĞIN DIŞINDA İKTİDAR VEREN, ALAN YER YOKTUR" Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti'nin 2002’den itibaren milletin iradesiyle iktidarda olduğunu, 2004, 2007, 2009 ve 2011 seçimleriyle birlikte halk oylamalarında her daim milletle beraber yürümeyi ve birlikte hareket etmeyi başarmış ve birinciliği vermiş bir parti olduğunu söyledi. Bozdağ, bugünkü iktidarın sadece milletin dua ve desteğine dayandığının bilincinde olduğunu ifade ederken, şöyle dedi: "3 Kasım 2002’de seçime giderken başbakanımızın ismi milletvekili listesinden silindi, manşetler, aleyhte neler atıldı, neler söylendi ama milletin desteği ile iktidara geldik, ondan sonra da pek çok darbe teşebbüsleri, başkaca hadiseler ülkede yaşandı, ama AK Parti hala iktidardadır, bundan sonra da iktidarda milletimizin dua ve desteği ile devam edecektir. Ben sandık dışında iktidar arayanların hepsine buradan bir çağrı yapıyorum. Boşuna uğraşmayın sandığın dışında demokraside iktidar veren veya iktidar alan yer yoktur. Sandıkta iktidarı millet verir, istemediği zaman da verdiğinden de iktidarı geri millet alır, yerine kimi getireceğine de millet karar verir. Ak Parti hükümetleriyle ve Ak Parti ile uğraşanların bilmesi gereken gerçek budur. Ak Parti milletin dua ve desteği olduğu sürece iktidarda varlığını sürdürecektir."