BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, Kürtlerin neredeyse 150-200 yıl kendi içinde paramparça olduğunu, kardeşin kardeşe, köyün köye, aşiretin aşirete düşman hale getirildiğini öne sürerek, "Bu bizim kaderimiz değildir" dedi. Demirtaş ve yanındakileri Yüksekova'ya 15 kilometre uzaklıkta bulunan Keremağa Köprüsü'nde 'Pinyanişi Aşireti'nin ileri geleni Osman Zeydan, Büyükçiftlik Beldesi Belediye Başkanı Rüştü Zeydan ve Yüksekova ilçe yöneticileri, partililer karşıladı. Demirtaş'ı karşılamaya gelen yaklaşık 500 araçlık konvoy, Büyükçiftlik Beldesi Belediye Başkanı Zeydan'ın verdiği dayanışma yemeğine katıldı. Demirtaş, belde meydanında toplanan yaklaşık 5 bin kişiye seslenirken bir süre önce BDP'ye katılan Pinyanişi Aşireti'nin ileri geleni Osman Zeydan ve aile fertlerine teşekkür etti. Demirtaş, halkın birlik ve beraberliğinin önemine değinerek şöyle konuştu: "Bizim açımızdan halkımızın kendi içindeki kardeşliği, ittifakı her şeyden önemli, her şeyden kıymetlidir. Allah'ın izniyle bizler bir arada durdukça, birbirimize güç, birbirimize destek verdikçe, asla bu halkın sırtı yere gelmez. Yüzyıldır bizim en büyük eksikliğimiz halkımızın birliği, beraberliğiydi. Ben hep söylüyorum. Osmanlı; Bedirhan Bey döneminden beri Kürt halkı, Kürt aileleri kendi birliği için mücadele ediyor ve çaba sarf ediyorlardı. Bedirhan Bey döneminden bu yana maalesef birliğimizi sağlayamamışız. Osmanlı, Cumhuriyet döneminde, neredeyse 150-200 yıldır Kürtler kendi içinde paramparça, kardeş kardeşe, köy köye, aşiret aşirete düşman hale gelmiştir. Bu bizim kaderimiz değildir. Bu gidişatı düzeltmek için attığımız bu bütün adımların seçim çalışması, seçim ittifakı, işbirliğinden çok bir halkın ulusal birliği, bir halkın kenti ittifakının, kendi kaderinin tarihi adımları olduğunu görülmesi lazım." Hakkari ve ilçelerindeki bütün ailelerin bir arada durmalarının, bu halk için 'Olmazsa, olmazlarından' biri olduğunu ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: “BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ KENDİMİZ TAYİN EDECEĞİZ” "İnşallah bizler bu topraklarda bir daha kardeş ne kanının döküldüğünü, ne savaş, ne de çatışma göreceğiz. Bu birliğimizin Kürdistan'da, anavatanımızda, köylerimizde, şehirlerimizde daha güçlü bir barışın vesilesi olmasını istiyoruz. Yakın zamanda Kürt halkı kendi içinde büyük acılar yaşamıştır. Kendi içinde yaşadığı sorun, sıkıntıları, büyük bir ailenin kendi içinde gördüğü sorunlar olarak görüyoruz. Bizler büyük bir aileyiz. Kürdistan'da aşiretten çok büyük bir aile vardır; O da Kürdistan ailesi. Her yerde istiyoruz ki; ailelerimiz, halkımız birbiriyle barış içinde kardeşçe yaşasın. Çok şükür, uzun süredir devam eden bu çalışma da sonuç vermiştir. Zaten yüreği gönlü bizimle olan ailelerimiz bugün resmi olarak kendi halkıyla bütünleşmiş, halkımız daha fazla güçlenmiştir. 'Partimiz' demiyorum; halkımız daha çok güçlenmiştir. Ayrımız- gayrımız yoktur. Bu topraklardaki her insan canımız- ciğerimizdir. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Kürtler olarak artık birliğimizi, beraberliğimizi kendimizi, kendimiz tayin edeceğiz. Kürd'ün köle olmayacağını, 'Alavere-dalevere Kürt Mehmet nöbete' döneminin geçtiğini herkes görecek. Dünyada her onurlu halk gibi Kürt halkı da onuru, şerefi, dili, diniyle yaşayacak. Kürdistan’n dört bir parçasına bu birlik ve beraberliğimizle cevap vereceğiz. Bugün Mahabat'tan, Kamışlı'ya; Amed'ten Van'a bütün dünya Kürtler'in tek yürek olduğunu görecektir. Önemli olan partinin değil, halkın birliğidir." BDP lideri Demirtaş, daha sonra Osman Zeydan'ın evinde yanına oturarak yer sofrasında verilen yemeğe katıldı. Demirtaş, daha sonra Yüksekova İlçesi'nde bir süre önce çıkan olaylarda ölen Reşit ve Veysel İşbilir ile Bemal Tokçu'nun ailelerini de ziyaret edecek.