BALYOZ Davası'nda 16-20 yıl  hapis cezalarına çarptırılan, rütbeleri de 'er' düzeyine indirilen amiral ve subayların eşleri ile yakınlarının oluşturduğu Vardiya Bizde Platformu bugün yine Gölcük'te 'Sessiz Çığlık' adını verdikleri buluşmada biraraya geldi. Tutuklu yakınları, bu davalar süresince bunun bir 'Kumpas', 'dellilerin sahte' olduğunu çığlık çığlığa söylemelerine rağmen kimsenin kendilerini dinlemediğini savunurken, "Bunu nihayet itiraf ettiler" dedi.  Bir tutuklu eşi ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın miting alanında savcıya seslendiği gibi 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin savcısına da "Kimin savcısıydın da bunları dinlemedin? Tutuklattınız. Ondan sonra da hiç adil olmayan şartlarda yargıladınız" diye seslenip sormasını istedi. 
Gölcük'ün Değirmendere semtinde Çınarlık Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı önünde toplanan ve ellerinde yakınlarının fotoğraflarını taşıyan 50 kadar tutuklu yakını her zamanki gibi sessiz protestoda bulundu. 
"3 YILDIR SÖYLÜYORUZ"
Tutuklulardan Deniz Kurmay Albay Önder Çelebi'nin eşi Gonca Çelebi, bu davalar süresince kumpas olduğunu 3 yılı aşkın süreden bu yana 'Çığlık çığlığa' söylediklerini söyledi. Çelebi, şöyle dedi;
"Eşlerimiz 21 tane bilirkişiden rapor aldı. Delillerin sahte olduğunu hükümetten bir sürü insan demeye başladı; 'Kumpas' diye. Yeniden yargılanma değil bizim amacımız. Direkt tahliye, beraat istiyoruz" dedi. Gonca Çelebi, şöyle devam etti:
"Bunu yıllardır söylüyoruz. Yani bunu nihayet itiraf ettiler. Ben itiraf ettiklerini düşünüyorum. Malesef acı acı gülümsüyorum ben şu olanlara; 'Filler tepişiyor çimenler eziliyor' diye çok güzel bir lafımız var bizim. Yine birilerine bir şeyler oluyor. Ama biz tahliye ve arkasından da beraat bekliyoruz. Çünkü eşlerimiz, ağabeylerimiz, babalarımız suçsuz. Bunu 3 yılı aşkındır haykırıyoruz. Artık madem hükümetten de oradan- buradan da, gazete köşelerinde 2 yıl önce neredeyse 'Bunlar asılmalı' lafını getiren insanlar, onlar bile  artık diyorlar ki 'Kumpasmış'. 'Askere kumpas kuran hükümete de kurmaz mı?' diyerek şimdi komik, acınası şeyle söylüyorlar. Madem öyle diyorlar tekrar bizi 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin ellerine teslim edeceklerine, çünkü biz orada adalet görmedik. Hukuksuzluk gördük. Hukuk'un H'si yoktu o davalarda. Silivri Davaları; Nazi kamplarındaki gibiydi. Adaletin 'A'sını hukuk'un 'H'sini göremedik biz orada. Tekrar yargılanma beklemiyoruz. Ben kendi adıma en azından bunu söylüyorum. Ben beraat bekliyorum eşime ve diğer dava arkadaşlarına. Çünkü bunlar suçsuz üstüne basa basa söylüyorum."
"BAŞBAKAN 10'UNCU AĞIR CEZA SAVCISINA DA SESLENSİN"
Gonca Çelebi konuşmasında, halkın büyük bir bölümünün kendilerine inandığını, yeniden yargılama değil, tahliye ve beraat kararı beklediklerini vurgularken, "Başbakan bugün savcıya miting alanlarında 'Kimin savcısısın?' diye sesleniyor. 10'uncu Ağır Ceza'nın da savcısına seslensin 'Kimin savcısıydın da bunları dinlemedin? Tutuklattınız. Ondan sonra da hiç adil olmayan şartlarda yargıladınız' diye lütfen sorsun 10. Ağır Ceza'ya" dedi.
Deniz Kurmay Albay Ümit Metin'in eşi Berna Metin de açıklamasında, 5 yıldan bu yana süren davalar bulunduğunu, saçma sapan şeylerle insanların yaşamlarının karartıldığını, yinede ayakta olduklarını ifade ederken, "Çünkü biz haklıyız, onlar suçsuzdu. Bas bas bağırdık; Ama sesimizi kimseye duyuramadık. Malesef yolsuzluktan bir sürü kişi içeri alındı. Niye hiç kimse bizim çocuklarımızın göz yaşını dinlemedi? Çocuklarımızın incinmesinin cevabını kim verecek?" dedi.