Eski ve yeni başkan “şüpheli” oldu
 

Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, "İBB’nin seçilmiş vakıflara desteği" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme almıştı.

Çiğdem Toker, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, sivil toplum kuruluşlarına yaptığı yardımları gösteren raporu, ayrıntılarıyla aktarmıştı. Toker'in aktardığı rapora göre, en yüksek katkıyı, 74.3 milyon TL ile Yüksek İstişare Kurulu’nda Bilal Erdoğan’ın görev yaptığı Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) alıyordu. 41 dernek ve vakfa toplam 15.6 milyon TL'lik destek aktarıldığını da belirten Toker, "İBB'nin STK'lara sağladığı desteklere dair bu raporundan 'okunabilen' bir gerçeklik daha mevcut: O da gıda, ulaşım, eğitim malzemesi, bilişim, mefruşat, bakım onarım gibi alanlar üzerinden yapılan bu yardımların yüzlerce firmayı ayakta tuttuğu" diye yazmıştı.

Çiğdem Toker’in bu yazısının üzerine Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) harekete geçti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde “Şüpheliler” şöyle yer aldı:

1.     Kadir TOPBAŞ İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı

2.     Mevlüt Uysal İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yeni Başkanı

3.     Suçun işlenmesine oylarıyla katkı veren Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri,

4.     Suç işlenmesine onay veren zamanın İl Genel Meclisi üyeleri.

5.     Ensar Vakfı Yöneticileri

6.     Türgev Yöneticileri

7.     Türkiye Gençlik Vakfı Yöneticileri

8.     Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı Yöneticileri

9.     Okçular Vakfı

10.    T3 (Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Yöneticileri)

11.    Rapordan tespit edilecek diğer Vakıfların Yöneticileri

Suç duyurusu dilekçesinde “suç” ise şöyle özetlendi:

“Görevi kötüye kullanma (TCK.257/1,2), görevinden kaynaklı kişi ve kurum kayırma (ayırımcılık- TCK.122/1-a), bilerek ve isteyerek kamu zararına sebep olmak (İrtikap- TCK. 250/1), Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılığa neden olmak (TCK. 158/1-d-e), Nüfuz Ticareti (TCK. Md 255)”

Dilekçede, “Şüphelilerin hakka, hukuka, hakkaniyete ve yasaya en küçük bir saygı duymadan, paravan vakıfları aracılığıyla kamu mallarına sahip olmalarının önüne geçilmek zorunluluğu vardır.

Türkiye’nin en Yurtsever, Halkçı ve Kamucu Partisi olan müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi, ‘tüyü bitmemiş yetimin hakkı’ olan kamu mallarının göz göre göre, devlet başkanının çocuklarına, akrabalarına ve siyaseten işbirliği içinde olduğu kişi ve oluşumlara peşkeş çekilmesine seyirci kalmamaktadır. Halkına olan sorumluluğu nedeniyle işbu şikâyetin yapılması zorunlu olmuştur. Baştan beri anlatıldığı gibi kuvvetli şuç şüphesinin varlığı da gözetilerek soruşturmanın acilen başlatılması gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.