DİYARBAKIR Ticaret ve Sanayi Odası, (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, Suriye'de Kürtler'in yaşadığı ve 'Rojava' olarak adlandırılan bölgeye yönelik uygulanan adı konlayan ambargonun kaldırılması için meclis karar aldıklarını söyledi. Sayar, "Sınırın doğu koridoruna uygulanan adı konulmamış ambargo ve fiili engeller, ticari açıdan haksız rekabet yaşanmasına neden olmuştur" dedi.
DTSO Başkanı Ahmet Sayar, Suriye'de Kürtler'in yaşadığı Rojava bölgesine adı konmayan ambargo uygulandığını, bu ambargonun kaldırılması için meclis kararı aldıklarını söyledi. Basın toplantısı düzenleyen Sayar, Suriye'deki savaşın, insani açıdan sebep olduğu ihlal ve mağduriyetlerin, aynı şiddette ticari alanda da yaşandığını belirterek, şöyle dedi:
"Suriye, gerekse Rojava bölgesinde yaşanan çatışmalar, ticaretin dayanaklarını oluşturan uluslararası kurallar, temel prensipler ve etik ilkelerin de ölçüsüz ihlal edilmesine yol açmıştır. Türkiye-Suriye sınırının Cizre'den başlayıp, Nusaybin, Kızıltepe ve Ceylanpınar'a ulaşan sınırın doğu koridorunda, adı konulmamış bir ambargo uygulanırken, Ceylanpınar'dan, Hatay'a uzanan sınırın batı koridorunda insani, hem de ticari geçişlerde önemli ölçüde esneklikler gösterilmiştir. Sınırın doğu koridoruna uygulanan adı konulmamış ambargo ve fiili engeller, ticari açıdan haksız rekabet yaşanmasına neden olmuştur."
"1 MİLYAR 850 MİLYON LİRALIK İHRACAT, 912 MİLYON LİRAYA İNDİ"
DTSO Başkanı Ahmet Sayar, çatışmalardan önceki dönem dikkate alındığında, Türkiye'nin, 2010 yılında Suriye'ye 1 milyar 850 milyon dolar ihracatının olduğunu, çatışmaların başladığı 2011 yılında ihracatın 1 milyar 591 milyon dolara, çatışmaların şiddetlendiği 2012 yılında 504 milyon dolara gerilediğini söyledi. Sayan, şöyle dedi:
"Bu rakamların da açıkça ifade ettiği gibi, siyasi otoritenin sınır hattının batı koridoruna yönelik pozitif tercihi, ticari olarak bir haksız rekabete yol açmaktadır. Sınırının, batı koridorunun karşı tarafındaki kontrol yapısı, yaklaşık her noktada istikrarsız, doğu koridoru daha güvenli olmasına rağmen, siyasi otorite, kendi angajmanlarına paralel olarak batı kapılarını açık tutmaktadır. Siyasi otorite, bu haksız yaklaşımıyla, uluslar arası kuralları temel alan bir yaklaşımla ticari ve insani geçişlere yön vermek yerine, siyasi angajmanlara bağlı bir refleks geliştirmektedir."
Daha önce bölgedeki 27 oda ve borsa temsilcileriyle yaptıkları toplantıda, bu konudaki hassasiyetlerini dile getirdiklerini söyleyen Sayar, şöyle konuştu:
"Ayrıca Diyarbakır iş dünyası temsilcilerinden oluşan işkonseyi de Rojava konusunu en önemli gündem maddesi olarak belirlemiş ve bu konuda oluşturduğumuz raporumuz ilgili bakanlıklara sunulmuştu. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalardan ve girişimlerimizden istediğimiz sonuçları alamadık. Bu nedenle, DTSO'nun 13 Ocak 2014 tarihli meclis toplantısında, sesimizi duyurabilmek için, daha etkin çalışmalar yürütülmesine ve yöntemler geliştirilmesine karar verdik. Bu kapsamda başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı ve Gümrük Ticaret Bakanlığı nezdinde görüşmeler yapmak üzere randevu talep ettik. Bir yandan Ankara nezdindeki girişimlerimizden somut bir gelişme beklerken, diğer yandan sınır kapılarına yönelik, yerinden çalışmalar yürütmek üzere, 23 Ocak Perşembe günü Nusaybin'de ilgili oda ve borsa temsilcileri ile basın toplantısı yapmayı kararlaştırdık. Bir yandan Ankara'ya yönelik taleplerimizi ısrarla sürdürürken, diğer yandan bizzat sahaya inip çalışmalarımıza ısrarla devam edeceğiz. Bu kapsamda, meclisimizin aldığı karar doğrultusunda hem Irak Kürdistan Bölgesi'ne, hem de Rojava'ya yönelik bir çalışma ziyareti düzenleyeceğiz."