SİİRT'in Pervari İlçesi'nde küçük yaşta dini nikahla evlendirilen Kader Erten'in ölümüyle yeniden gündeme gelen 'imam nikahı' ile ilgili konuşan Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Mehmet Sırrı Şık, resmi imamların  resmi nikahı bulunmayan kişilerin dini nikahını kıyma hakları olmadığını söyledi. Şık, "Dolayısıyla eğer imam nikahı diye bilinen bir takım dini nikahlar kıyılıyorsa, bu doğrusu Diyanet personelinin dışında, ama bölgede imam olarak bilinen bazı zatlar tarafından kıyılmış olan nikahlardır. Her dini nikah, resmi imamın kıymış olduğu nikah değildir" dedi.
Küçük yaşta evlilikler ve erken evlilik konusunun İslam hukukunda tartışıldığını belirten Diyarbakır Müftü Yardımcısı Mehmet Sırrı Şık,  "Yani çocukların evlendirilmesi caiz midir, değil midir meseleleri elbette ki tartışılmış teorik olarak. Ancak bu teorik tartışmalar, hatta bunun belki pratikte uygulamaları olsa bile, bütün bunların hepsi İslam'da erken evlilik veya çocuk yaştakilerin evlendirilmesi anlamına gelmez" dedi.
'BİRAZ DA ÖRFTEN KAYNAKLANIYOR' 
Küçük yaşta evlendirilmelerin biraz da örften kaynaklandığını kaydeden Şık şunları söyledi:
"İşte alışılagelmiş bir takım gelenekten kaynaklanıyor. Aslında şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Çocukların evlendirilmesi ile erken yaşta evlilik arasında ciddi bir fark var. Ama, maalesef bu anlaşılamıyor. İslam'da evet erken evlilik teşvik edilmiş. Ancak, bu erken evlilik demek, çocuk yaştakilerin veya ergenlik yaşına gelmemiş insanların evlendirileceği anlamına gelmiyor. İslam'daki erken evlilik anlayışı şu demektir. ilk fırsatta evlenin demektir. Tabi bu fırsatı da iyi değerlendirmek lazımdır. Fiziki şartlarınız ve mali durumunuz yerinde ise, ruhi yapınız bu müsait ise, evlilik sorumluluğunu taşıyabilecek bir hale gelmişseniz o zaman evlenin. Dolayısıyla bilerek bekarlığı sürdürmeyin anlamındadır bu. Bizde nasıl anlaşılmış? Erken evlilik denince sanki çocuk yaştaki insanların da evlendirilebileceği anlayışı ortaya çıkarılmış. Halbuki bu normalde yanlış. Çünkü, Peygamber efendimizin bir hadisi şerifi var. Buyuruyor ki 'Sizden evliliğe gücü yetebilenler evlensin, yetemeyenler de oruç ile kendilerini tatmin etsinler' diyor. Dolayısı ile Peygamberimizin dikkat etmiş olduğu husus şu; Evlilik sorumluluğunu taşıyabilme özelliğine sahip olmak, burası önemli."
'DİYANET PERSONELİNİN DIŞINDAKİLER KIYIYOR'
Resmi olan görevli imamların küçük yaştaki çocukların nikahlarını yasa gereği kıyma hakları olmadığını söyleyen Şık, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla eğer imam nikahı diye bilinen bir takım dini nikahlar kıyılıyorsa, bu doğrusu Diyanet personelinin dışında ama bölgede imam olarak bilinen bazı zatlar tarafından kıyılmış olan nikahlardır. Dini nikah demek, imamın kıymış olduğu her nikah demek değildir. Çünkü dini nikah demek, dinin şartlarını taşıyan nikah demektir. Bu bir anlaşmadır sonuçta. Dolayısı ile bu nikahı kıyan Belediye Başkanı da olsa, nüfus memuru da olsa, yine aynı şekilde dinin nikahını şartlarını taşıdıktan sonra buna dini nikah deriz. Ancak, diğer taraftan diyelim ki bir taraftan evlilik şartlarını, akdini yerine getirmeme halinde bile bir imamın imam sıfatı ile kıymış olduğu bir nikah olsa bile, her ne kadar onu imam dahi kıymış olsa bile yine de dini nikah denmez buna. Çünkü, dini şartlarını taşımıyor. Onun için bölgemizde imam nikahı derken dini nikah anlaşıldığından dolayı, sanki imamların kıymış olduğu her nikah dinen de geçerlidir gibi bir anlayış var. Maalesef bu noktada bir bilgi kirliliği vardır diyebilirim."
'AÇIK OLAN HER KAPIDAN İLLA GİRİLMESİ GEREKMEZ'
Diyarbakır Müftü Yardımcısı Mehmet Sırrı Şık, her ne kadar fıkıh ve ilmihal kitaplarında bu nikah ile ilgili 'caizdir' şeklindeki anlayışlar söz konusu ise de, açık olan her kapıdan illa girilmesi gerekmediğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla o açık kapıdan girildiği zaman arkasında ne tür sıkıntılar var hesap edilmesi gerekir. Günümüz şartlarında Türkiye'de ve Güneydoğu'da düşünelim, bir küçük kız çocuğunun evlendirilmesinin doğurmuş olduğu sonuçlar şimdi herkesçe malumdur. Hem kızın mutsuzluğu söz konusudur, hem ciddi tehlikeler söz konusudur. Kader örneğinde olduğu gibi sağlık sorunları ortaya çıkıyor, canlara mal oluyor. Dolayası ile böyle sıkıntılı ve sakıncalı durumlar söz konusuyken bile, insanların bile bile o açık düşündükleri kapıdan girmeleri doğrusu anlaşılabilir bir şey değildir. Onun için sosyal konumu ve doğurduğu sonuçlar itibariyle olayın ele alınması ve ikna edici yöntemlerle artık herkesin bu noktada olaya el atması gerektiğini düşünüyoruz."