Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemizde yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, üretimi düşürecek, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum. Ülkemizi asırlardır bir cendereye hapsederek yerinde saydıranlar tarihi bu defa tekerrür ettiremeyecekler. Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katılanların cenneti olmayacak, artık bu ülke ithalat cenneti olmayacak. Artık bu ülke kendi alın teriyle elde ettiği kazancıyla başkalarının istihdamını, refahını finanse eden bir ülke olmayacak” dedi.

Geçtiğimiz hafta Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin geniş bir katılımla gerçekleştiğini ifade eden Erdoğan, zirveden önemli kazanımlar elde edildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Salgın şartlarına rağmen başarıyla icra ettiğimiz bu zirveyle birlikte şirketlerimiz Afrika genelinde toplam değeri 78 milyar doları geçen bin 686'‘dan fazla proje üstlendi. Ülkemizdeki ve Batı'daki kimi oryantalistler gibi Afrika'yı sorun ve tehditler yumağı olarak görmüyoruz. Bilakis kıtayı uluslararası sistemde ağırlığı giderek artan, yükselen bir güç olarak görüyoruz. Tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir millet olarak eşit ortaklıkla ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Afrika ile ticaretimizi 5,4 milyar dolardan bu senenin ilk 11 ayında 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi hedefimiz ticaretimizi önce 50 milyar dolara, ardından da 75 milyar dolara taşımaktır" dedi.
TBMM Genel Kurulundaki görüşmeleri tamamlayarak kabul edilen 2022 yılı bütçesinin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Meclisteki bütçe maratonu 15 Ekim'de başlayıp, 17 Aralık'ta sona eren oldukça uzun, zorlu ve yüksek tansiyonlu bir süreçtir. Cumhurbaşkanlığı adına Cumhurbaşkanı Yardımcımız Fuat Oktay'ın nezaret ettiği 225 kamu idaresinin bütçesinden oluşan görüşmeler 385 saati aşkın sürmüştür. Bütçemiz üzerine oturttuğumuz 67 stratejik programda Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim yoluyla büyütme hedefimize katkı sağlayacaktır. Gelecek projemizin odağını oluşturan 2053 vizyonumuzun en iddialı hedefi olan yeşil kalkınma devrimine uygun adımları içeren bütçemiz yenilikçi yönleriyle öne çıkmaktadır. 2022 bütçesini de belirlediğimiz gelir gider tabloları çerçevesinde ülkemizin hedeflerine ve milletimizin refahına hizmet edecek şekilde hayata geçireceğiz. Bütçede tarımsal desteklere 26 milyar, kurumlara verilecek görev giderlerine 23 milyar lira, yatırım harcamalarına 148 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Kalkınma planımızda öncelik verilen, tahsis edilen ödenekler ortalama bütçe artışlarının üzerinde tutulmuştur. Bütçe hazırlık sürecinde emeği geçen kurumlarımızla teklifleri, tenkitleri, değerlendirmeleriyle sürece katkı veren milletvekillerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

"Herkese dudak ısırtacak adımları attık"

Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yılda ortalama yüzde 5,1'lik büyüme başarısı göstermiş bir ekonomiye sahip olduğunu aktaran Erdoğan şunları söyledi:
"Küresel finans krizi etkisiyle 2009 yılında yaşadığımız yüzde 4,8'lik küçülme dışında her yıl ekonomimizi büyüterek Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attık. Salgının tüm dünyayı kasıp kavurduğu 2020 yılında biz büyüdük. İnşallah 2021'i de çift haneli rakamlara dayanan büyümeyle kapatacağız. Ülkemizin nüfusu 84 milyona çıkmasına rağmen istihdamımızı yükseltmek suretiyle milletimizin iş ve aş sahibi olmasını sağladık. Ülkemizin her karış toprağını kapsayacak şekilde yaptığımız 3 buçuk trilyon dolarlık altyapı ve üst yapı yatırımı sayesinde bölgesinde ve dünyada yıldızı parlayan bir Türkiye inşa ettik. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, dış politikada tüm dünyada her alanda gerçekten herkese dudak ısırtacak adımları attık."

"Nice engelleri aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik"

Türkiye'nin ekonomisini başarıya ulaştırmada kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, "Bu süreçte attığımız her adımda hangi engellerle karşılaştığımızı en iyi aziz milletimiz biliyor. Vesayetin tuzaklarından darbe girişimine, terör saldırılarından uluslararası ambargolara kadar nice engelleri aşarak ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik. Şimdi de Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkararak, biz her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna medeniyetimizden ve tarihimizden aldığımız güçle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele bulunmadığına, üstünlüğümüzün buradan geldiğine inanan insanlarız. Demokraside, kalkınmada, diplomaside, güvenlikte hak ettiği yere getirdiğimiz Türkiye'yi ekonomide de aynı başarıya ulaştırmakta kararlıyız. Ekonominin rasyonel işleyişiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan finans hareketlerinin, buna bağlı fahiş fiyat artışlarının açtığı sıkıntılar elbette hepimizin canını yakıyor. İnancı, onuru, vatanı, onlar kadar aziz bildiği değerler uğruna gerektiğinde hayatını ortaya koyan bir millet olarak bu sıkıntılarla başa çıkacak iradeye sahibiz" dedi.

Stokçulukla mücadele

Stokçulukla mücadelenin devam edeceğine vurgu yapan Erdoğan, "Hükümet olarak bu çerçevede gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk ve fahiş fiyatlarla milletimizin günlük hayatını zorlaştıranlar hakkında bakanlıklarımız, ilgili kurumlarımız harekete geçmiştir. Meclisimiz stokçuluk yapanlara cezaları artıran bir kanunu geçtiğimiz hafta kabul ederek bu mücadeleye katkı sağladı. Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmeme sözümüzü yerine getiriyoruz. Asgari ücrette yüzde 50 üzerinde artış yaparak en düşük gelir rakamını 4 bin 250 liraya çıkardık. Asgari ücretten alınan vergileri kaldırarak işveren yükümüzü 450 lira azalttık" diye konuştu.

"Yeni araçlar devreye alıyoruz"

Üretimi ve istihdamı desteklemek için çeşitli başlıklar altında çok sayıda paket hayata geçirildiğini bildiren Erdoğan, "Kurdaki dalgalanmaları durdurmak için serbest piyasa ekonomisi içinde yeni araçları devreye alıyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki günlerde hayata geçireceğimiz tedbirleri başlıklarıyla ifade etmek istiyorum. Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz. Dövizin muhtemel getirisine Türk lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak bu yeni araç şöyle işleyecektir. İnsanlarımızın bankadaki Türk lirası varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Üstelik bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak. Ayrıca Türk lirası varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın kur daha yüksek olacak diye mevduatını Türk lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak" ifadelerini kullandı.

"Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek"

İhracatçılar için bir müjdeyi paylaşan Erdoğan, "Bir müjdemiz de ihracatçılarımıza var. Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise Türk lirası olarak ihracatçı firmamıza ödenecek. Fon büyüklüğü 250 milyar liraya ulaşan bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 artırarak yüzde 30'a çıkartıyoruz. Halihazırda euro faiz gelirlerinde stopaj gelirleri yüzde sıfırken, devlet iç borçlanma senetlerinde bu oran yüzde 10 olarak uygulanmaktadır. Devlet, iç borçlanma senetlerine talebi artırmak için buradaki stopajı da yüzde sıfıra indiriyoruz. Kurun kazançları üzerindeki vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek, yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde bir puanlık indirim planlıyoruz. Katma değer vergisini etkinliği, adaleti, basitleştirmeyi sağlamak amacıyla yeniden düzenliyoruz. Bu adımla amacımız kayıt dışı ekonomiyi azaltmak, iş ve yatırım ortamını iyileştirmek, ihracatı özendirmek, firmalarımızın KDV iadesi yoluyla finansmana hızlı erişimini sağlamaktır" açıklamasında bulundu.

"Kar payı üzerinden yapılan vergilendirme ve bu gelirin beyanı yatırımcılar açısından caydırıcı bir mahiyet arz eder hale gelmiştir" diyen Erdoğan şunları kaydetti:
"Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için şirketler tarafından yapılacak temeddüh ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10'a indiriyoruz. Yatırım fon ve ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon ve ortaklıklardan elde edilen kar paylarının iştirak kazançları istisna kapsamı dışındaydı. Bu farklılığı ortadan kaldırıyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartılarak yatırımcıların Türk Lirası bazlı varlıklara yönelimleri teşvik edilecektir. Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip beş bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir."

"Uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir"

Kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir oranının şeffaf bir şekilde her yıl ilan edileceğini ve öncelikli sektörlere kullandırılmasını sağlayacak bir yapı kurulacağını söyleyen Erdoğan, "Kredi Garanti Fonu desteği ile uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir. Proje bankacılığı konusunda atılacak adımlar hızlandırılacaktır. Ülkemizdeki istikrar ve güven iklimini güçlendirecek tüm bu tedbirleri ilgili kurumlarımızla, meclisimizle birlikte süratle hayata geçireceğiz. Bu tedbirlerin ekonomimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye'yi geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakmaya yönelik hiçbir oyuna, hiçbir tuzağa itibar etmedik, etmeyeceğiz. Hedeflerimiz doğrultusunda cesaretle, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" dedi.

"Memurlarımızı da bu kapsama dahil ederek fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz"

Memurlarla ilgili bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan, "Bilindiği gibi asgari ücretin gelir vergisi ve damga verdisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı kapsayacak şekilde genişletmiştik, böyle aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret miktarı kadarki kazancının gelir vergisi ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştik. Memurlarımızı da bu kapsama dahil ederek fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Bu kararın memurlarımıza hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

"Sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz"

Ekonomiye yönelik eleştirilerin dikkatle incelendiğini ifade eden Erdoğan şunları söyledi:
"Ekonomi programımıza yönelik her eleştiriyi dikkatle dinliyor, inceliyor, önüne arkasına bakıyoruz. Kurdaki dalgalanmadan ve fahiş fiyat artışlarından canı yandığı için söylenen vatandaşlarımızı anlıyoruz. İyi niyetle yapılan her eleştiriyi saygıyla karşılıyoruz. Her teklifi samimiyetle değerlendiriyoruz. Bununla birlikte sureti haktan görünen, Türkiye'nin siyasette, diplomaside ve güvenlikte olduğu gibi ekonomide hak ettiği konuma gelmesinin önünü kesmeye yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin ve milletin hayrına yapılan hiçbir işe destek vermemiş, desteği bir kenara bırakalım şöyle yarım ağız bir takdir ifadesi kullanmamış olanların, insanımızın derdi ile dertleniyor edasıyla yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur. Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet devirip, hükümet kurmayı alışkanlık haline getirenlerin 'genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli' diyerek sergilediği karın ağrısının sebebini gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde ülkenin içinden geçtiği tarihi dönüşüm sürecine destek vermesi gerekirken piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınması çağrısıyla olumsuzluğu körükleyerek safını şaşıranları da yakından takip ediyoruz. Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararıyla dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için yaptığı müdahaleleri aynı paranteze alarak kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz."

"Bu felaket tellalı muhterislerin her sözlerini, her beyanlarını alınlarına yaftalayacağız"

Erdoğan, "Kambiyo rejimi türü tartışmalar açarak ülkesini ve milletini sırtından hançerlemeye çalışanların hangi sinsilikler peşinde koştuklarının farkındayız. Swap anlaşmalarının önceden belirlenmiş kur düzeyinden yapıldığı dedikodularını ortaya yayanların hangi alçak hesaplara hizmet ettiğini de biliyoruz. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetleri, yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri, yönetimleri, gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz. İnşallah bir süre sonra dengeler yerine oturup ülkemiz hedeflerine bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı muhterislerin her sözlerini, her beyanlarını alınlarına yaftalayacağız. Biz her zamanki gibi milletimize bakıyoruz, milletimizin ne dediğine, ne istediğine bakıyoruz. Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız. Aksini iddia eden ve ya düşünen dönüp kendini sorgulamalıdır. Bunca zamandır faizlerin yükseltilmesinden başka tek bir çözüm teklifi sunmayanların Türkiye'yi de dünyayı da doğru okuyamadıkları ortadadır. Amerika'ya baksınlar tüm Batı'ya baksınlar şu anda onların faiz politikaları nasıl çalışıyor onu izlesinler. Çin'e baksınlar, Hindistan'a baksınlar onların faiz politikaları nasıl çalışıyor onu görsünler. Görecekler ki Amerika başta olmak üzere sıfır faiz, eksi bu tür faizler var. Öbür tarafta bakıyorsunuz Çin, Hindistan, buralarda 6-7-8, aynı şekilde faiz politikaları var. Biz şu anda faizdeki indirimle beraber evelallah zaman bunu gösterecek. Birkaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak bunu hep beraber yaşayacağız" dedi.
"Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yıl nereden nereye geldiğini ve artık böyle bir ekonomik dönüşüme hazır olduğunu her fırsatta teorik çerçevesiyle, verileriyle, örnekleriyle anlatıyoruz" diyen Erdoğan, "Dün bu ülkede yönetime gelmedik. 19 yıl önce göreve geldiğimizde faiz neredeydi, enflasyon neredeydi ve biz faizi nereden nereye indirdik. Enflasyonu nereden nereye çektik lütfen şöyle bir geçmişi incelesinler, baksınlar bunu da hangi yönetim yaptı bunu da görsünler. Şimdi yine aynısını biz yapacağız. Biz burada kalkıp da evet ülkedeki ekonomi nedir bundan anlamayanların ağzına bakacak halimiz yok. Biz yaşadık, uyguladı ve yaşayışımızla, uygulayışımızla faizi de, enflasyonu da nereden nereye çektiğimiz ortada. Milletimize söz verdiğimiz şekilde ülkemizi eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda işte bu günler için hazırladığımızı ifade ediyoruz. Ülkemizde durum buyken dünyadaki vaziyet nedir. Tekrar ediyorum, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçler yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını veriyor" dedi.

Küresel finans krizinin yaşandığı 2008 yılından bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacının kendi ülkelerindeki istihdamı korumak olduğuna dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi:

"Çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebi budur. Avrupa Merkez Bankası'nın da, Amerika Merkez Bankası'nın da, Japonya Merkez Bankası'nın da, Çin Merkez Bankası'nın da diğerlerinin de para politikaları istihdamı koruma merkezli olarak belirlenmektedir. Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulmadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyor. Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliği'ne girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik şekilde bu sürece uyum sağlamasıyla umdukları kadar vakit kazanamamışlardır."

"Biz zamanın ruhunu okuyarak milletimize yeni bir vizyon teklif ediyoruz"

Avrupa ülkelerinin euroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 develüe ederlerken Türkiye'nin bunun dışında tutulmak suretiyle sanayiye ve ticarete görünmez engeller koyulduğunu söyleyen Erdoğan, "Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler, yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz. Enflasyonlarıyla faiz oranları arasında 10 kata varan farklar bulunan ülkeleri görmezden gelerek bizdeki tabloyu bir felaket habercisi olarak anlatanların niyetlerini sorgulamak bizim de hakkımızdır. Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizi ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan, siyasi ve ekonomik sorunlara çözüm bulmakta zorlanan bir sisteme umut bağlayanları bu hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Hazinemizin borçlanma faizlerini belirleyen risk birimlerinin yükselişinin Türk ekonomisinin gerçekleriyle hiçbir ilgisinin olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim etmelidir. Dünya ekonomisinin önündeki riskler artarak sürerken Türkiye'nin önündeki fırsatları değerlendirmesini engelleyecek yaklaşımlardan herkes kaçınmalıdır. Küresel ekonominin değişen yapısı içinde üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken hala eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz zamanın ruhunu okuyarak milletimize yeni bir vizyon teklif ediyoruz. Yegane malzemesi istemezuk olanların milletimize teklif ettikleri tek şey eski Türkiye'yi geri getirmektir. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil, 2023 hedefleri, 2053 vizyonu Türkiye'si doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Elimizdeki imkanlara bakacağız, potansiyelimize bakacağız, gerçekleşmelere bakacağız, verilere bakacağız, dünyaya bakacağız, ihtiyaçlara bakacağız. Tüm bunların ışığında politikalarımızı sürekli geliştirerek yolumuza devam edeceğiz. Döviz kurunu da bu şekilde istikrara kavuşturacağız. Hedeflerimize de bu şekilde ulaşacağız" dedi.

"Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların cenneti olmayacak"

Vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz, siz de bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz ve 19 yıl Türkiye'nin altyapısıyla, üstyapısıyla nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz. Küresel ekonomide bir süredir yaşanan gelişmelere baktığımızda karşımıza şu tablo çıkıyor. Dünyada para bolluğu önce maliyetleri, sonra da fiyatları artırmaya başlamıştır. Amerika ve Avrupa yakın tarihlerinde görmedikleri enflasyon rakamlarıyla yüzleşmektedir. Buna rağmen hiçbir ülke Türkiye'ye teklif edildiği, hatta dayatıldığı şekilde faiz düzeyini enflasyonun üzerine çıkarmıyor. Küresel metal, enerji ve gıda hammaddelerin fiyatlarında son dönemde gözlenen aşırı artışlar para bolluğunun yol açtığı tehditlerden kaçınma refleksinin ürünüdür. Bizim ekonomide de dünya beşten büyüktür dememizin sebebi tüm bu sorunların merkezinde kendilerini büyük olarak tarif eden ülkelerin yer almasıdır. Sözde büyük ekonomiler kendi aralarındaki kavganın faturasını diğer ülkelere kesmek istiyorlar. Biz işte bu oyuna gelmeyeceğimizi söylüyoruz. Bunun için yatırım diyoruz. Bunun için istihdam diyoruz. Bunun için üretim diyoruz, bunun için ihracat diyoruz, bunun için cari fazla diyoruz, bunun için cari fazlayla büyüme diyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemizde yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, üretimi düşürecek, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum. Artık bu ülke yüksek faizle parasına para katanların cenneti olmayacak. Artık bu ülke ithalat cenneti olmayacak. Artık bu ülke, kendi alın teri ile elde ettiği kazancıyla, başkalarının istihdamını, refahını finanse eden bir ülke olmayacak. Artık bu ülke IMF programları yoluyla ekonomisini ve siyasetini dışarıya rehin veren bir ülke de olmayacak" dedi.

"Projeye bağlı her türlü yatırıma destekte varız"

Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Göreve geldiğimizde IMF'ye olan borcumuz neydi hep söylüyorum, yine söyleyeceğim 23 buçuk milyar dolar. 2013 Haziran'ında ne yaptık. Biz bu 23 buçuk milyar dolar, IMF olan borcu sıfırladık. Bizim şu anda IMF'ye borcumuz yok. Bay Kemal, hadi bakalım, nereden aldık biz bu borç yükünü? Sizlerden aldık. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27 buçuk milyar dolardı. Hamdolsun şimdi 120 milyar dolar civarındayız. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara çıkmıştık. Bu ara malum bir düşüş var ama biz yine o 135‘leri, 150'leri yakalayacağız. Biz buna inanıyoruz, buna güveniyoruz. Bizim bu gücümüz, bu imanımız var. Artık bu ülke sıcak para hülyası ile avutulup ekonomisi asıl ihtiyaç duyduğu atılımlardan uzak tutulan bir ülke olmayacak. Bunun yerine kaynaklarımızı yatırımcılarımızın, sanayicimizin, turizmcilerimizin, girişimcilerimizin, çalışanlarımızın emrine vereceğiz. Buradan sesleniyorum. Bütün yatırımcılarımız lütfen kamu bankaları onların her zaman yanındadır, emrindedir. Ama kamu bankasından krediyi alıp bunu bir başka yere aktarmak suretiyle paradan para kazanma yoluna, yöntemlerine başvuranların alnını karışlarız. Projeye bağlı her türlü yatırıma destekte varız. Proje bazlı olacak. Buyursunlar yatırımlarını yapsınlar, TÜSİAD hadi gidin yatırımlarınızı yapın bakalım. Biz önünde miyiz, yoksa destekçi miyiz? Bunları da göreceksiniz. Üretimimizin bir kısmı ithalata bağımlı olduğu için sanayimizin ve tarımımızın henüz arzu ettiğimiz esnekliğe ulaşamadığını biz de biliyoruz. İnşallah adım adım bunları da çözeceğiz. Tabii bu topyekun bir inanmışlığı, topyekun bir mücadeleyi, fedakarlığı gerektirir. Ülkemizde bir kesimin hala döviz kurundan kazanç elde etme peşinde koştuğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Onun için de başta Hazine ve Maliye Bakanımız buraları iyi takip ederek buradan taviz vermeyeceğiz. Yeter ki yatırımcı karşımıza bu tür spekülatif adımlar atmak için gelmesin. Samimi olarak projesiyle gelsin ve biz bu proje bazlı adımlara destek vermekte her an hazırız. İnşallah bu kötü alışkanlıkların sonunu getireceğiz. Körfez sermayesi başta olmak üzere çeşitli kaynaklarla ciddi miktarlarda yatırım ve işbirlikleri yapıyoruz. Son dönemde sadece iki ülkeyle yaptığımız yatırım anlaşmaları 30 milyar dolarlık bir hacme sahiptir. Yerli ve uluslararası yatırımcılar milyar dolarla ifade edilen projeleri hayata geçiriyor."

"Birileri yatırımcıları tehdit ederken biz bu tür projelerle ülkemize yeni eserler kazandırmanın mücadelesini veriyoruz"

Erdoğan, TÜSİAD'a tepki göstererek, "Buradan milletime sesleniyorum 8 milyar 555 milyon avro ile en yüksek teklifi veren girişim grubu kazanmıştır. Türkiye burada, Türkiye çökmedi. Ey TÜSİAD bak Türkiye nerede. Bu ihalenin içinde yerlisi var, Fransa'sı var, Almanya'sı var. Siz hala acaba bu iktidarı nasıl indiririz diye bunun hesabını yapıyorsunuz. Bir taraftan da utanmadan sıkılmadan Bay Kemal ile bir araya gelip hala erken seçim konuşuyorsunuz. Boşuna sayıklamayın bunlar rüyadır, rüya. Haziran 2023'ü bekleyeceksiniz. İfade ettiğim rakamın KDV'si ile birlikte 2 milyar 138 milyon avroyu bulan yüzde 25'i 90 gün içinde peşin olarak ödenecektir. Biz bu ülkeyi böyle yönettik. Bay Kemal diyor ki bu nedir. Bize bunu neden açıklamıyorlar. Hani senin ekonomistlerin vardı. Sor onlara yap-işlet-devret ne öğren onlardan. Biz bu ülkeyi bugünlere böyle getirdik. Bugün birçok yerde havalimanlarımızdan tutunuz tüm otoyollarımıza varıncaya kadar bunları bu sistemle yaptık. Hala bu şekilde yapmaya devam ediyoruz. Bunları o zaman siz yapsaydınız. CHP iktidarları dönemlerinde neden bu işleri yapmadınız. Aklınız o işlere ermez onun için. Antalya'da bütün liderlere yap-işlet-devreti örnekleriyle anlattım. Kaynak üreteceksiniz, para kaynaklarını çeşitlendireceksiniz. Eğer lider olarak bu para kaynaklarını çeşitlendiriyorsanız netice alırsınız. Sağlıkta bu şehir hastanelerini neden yapılmasını istemiyorlar. Çünkü, benim halkım benim vatandaşım modern bu hastanelere kavuşmasın. Biz bunları yaptık. Hala yapmaya devam ediyoruz. Şu an da önümüzde 5- 6 tane yapılmakta olanlar var. Altyapıyla ilgili devam ediyor, şu anda 5 havalimanı var önümüzde. Daha yapacağımız çok şeyler var. Bunları hazır kasadan yapmaya kalkarsanız orada tıkanırsınız. Biz bu konuda kaynakları çeşitlendirerek yol alıyoruz. Buna muhalefetin aklı ermez. İş bilenin kılıç kuşananınındır. Birileri yatırımcıları tehdit ederken biz bu tür projelerle ülkemize yeni eserler kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Geçtiğimiz günlerde ülkemizin uzaydaki aktif 8. Uydusu olarak Türksat 5B ‘yi semalardaki yolculuğuna uğurladık. Son bir yılda uzaya 2 uydu fırlatan ülke haline geldik. Türksat 5 B geniş bir alan hizmet verecektir. Modern Türkiye bu. Biz bunun altyapısını oluşturduk, oluşturuyoruz. Türkiye ne patinaj yapıyor, ne geriliyor, tam terine sürekli yeni ataklarla hedeflerine doğru ilerliyor. Kurdaki dalgalanmanın yol açtığı belirsizlik ülkemizin gerçek görünümünü yansıtmıyor. Vatandaşlarımızın ve firmalarımızın bankalarda yüzlerce milyar dolarlık mevduatları bulunuyor. Yastık altındaki dövizi saymıyoruz bile. Ülkemizde döviz kıtlığı değil döviz bolluğu var. Sorun ekonomik gerekçelere dayanmayan kısa vadeli kazanç gayesi güden kimi daha farklı amaçlar taşıyan döviz taleplerinin dönemsel yükselişidir. Hali hazırda böyle bir süreç yaşıyoruz. Döviz alımına yönelik psikolojik eğilim ortadan kalktığında hep birlikte bu bolluğun nimetlerini görmeye başlayacağız. Belli kesimlerin dövizdeki yükselişi bahane ederek kurdaki ne küresel mal fiyatlarındaki artışla orantılı olmayan fiyatlandırmalar yapmak suretiyle haksız kazanç peşinde koştuklarını görüyoruz. Birilerinin canını yakma pahasına bunların da önünü keseceğiz. Dün vesayetle mücadele ederken darbecilere karşı koyarken, terör örgütlerinin başını ezerken nasıl kimsenin gözünün yaşına bakmadıysa şimdi de ekonomide aynı yöntemi izleyeceğiz. Buradan ilan ediyorum. Her kim kur spekülasyonuyla, fahiş fiyat oyunuyla, faiz baskısıyla dünyadaki gelişmeleri ters yüz ederek ülkemizi artık geçerliliği kalmamış ekonomi modellerine yönlendirerek bizi yolumuzdan döndüreceğini sanıyorsa yanılıyor, bu yoldan dönüş yok. Yatırımlar artıyor, parası finansa erişimi olan herkesi yatırıma, üretime davet ediyorum. İstihdamımız artıyor" dedi.

"Sanayimiz harıl harıl çalışıyor, ihracatımız artıyor"

Sanayisi, tarımı, turizmi, hizmet sektörü ile her alanda istihdamın güçlü şekilde desteklendiğini kaydeden Erdoğan, "Sanayimiz harıl harıl çalışıyor, ihracatımız artıyor. Açık söylüyorum, milletimize sesleniyorum. Araçlarınızla Anadolu'ya giderken herhalde otobandaki tırları görüyorsunuz değil mi. Bu tırlar nereye gidiyor. Ne taşıyor, ne getiriyor. Bunların hepsi ihraç ürünlerini taşıyor. Yollarımız tırlarla dolu. Geçmişte tenhaydı bu yollar. İnşallah önümüzdeki yıl cari fazlaya geçmiş olacağız. Bütçe disiplininde en küçük sapma yok. Bankacılık sektörümüz sapasağlam. Hedeflerimize ulaşma noktasında umutlu olmak için her şeye sahibiz. Ülkemizi asırlardır bir cendereye hapsederek yerinde saydıranlar tarihi bu defa tekerrür ettiremeyecekler. Keşke dememek için şimdi risk alıyoruz. Milletin sancısını, sıkıntısını, derdini küresel baronların çıkarlarına meze etmeye çalışanlara aldırmadan yolumuza devam edeceğiz. Çalışacağız, sabredeceğiz, mücadele edeceğiz, Allah'ın izni ile başaracağız" açıklamasında bulundu.

Üniversite öğrencilerine müjde

Üniversite öğrencilerine de müjde veren Erdoğan, ”Ülkemiz devlet eliyle verilen en kapsamlı burs ve kredi sistemine sahiptir. 2021 yılında 449 bin 355 öğrencimize burs, 1 milyon 32 öğrencimize kredi verdik. Her yıl ortalama 150 bin yeni öğrenci burs almaya hak kazanıyordu, bu yıl 180 bin evladımız ilk defa burs imkanından faydalanacaktır. Buradan tüm gençliğe sesleniyorum. Bu ülkede üniversite harçlarını kim kaldırdı, biz kaldırdık. Geçtiğimiz yıl lisans öğrencilerine 650, yüksek lisans öğrencilerine bin 350 burs veriliyordu. Önümüzdeki yıl bu rakamları lisans öğrencilerine 850 TL, yüksek lisans öğrencilerine bin 700, doktora yapanlara 2 bin 550 liraya çıkartıyoruz” dedi.