ANADOLU'nun önemli Selçuklu eserlerinden olan Çifte Minareli Medrese'de 3 yıl önce başlatılan restorasyonun yüzde 80'i tamamlandı. Müze Müdürlüğü'nün denetimindeki 761 yıllık medresenin restorasyonu için çiniler İznik'ten, tuğlalar Merzifon ve Tokat'tan getiriliyor. Restorasyonda görev alan 5 kişilik bilim heyeti ve uzmanlar, çalışmaları büyük bir titizlikle yürütüyor. 
Anadolu Selçuklu Sultanı 1'inci Alaeddin Keykubad'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından 1253 yılında yaptırılan medresedeki onarım çalışmalarının yüzde 80'i tamamlandı. Tarihi Çifte Minareli Medrese'nin önümüzdeki yılın Ocak ayında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne teslim edileceğini söyleyen Şantiye Şefi Mimar Mustafa Sezer, tüm imalatların tarihi bilinç, restorasyon ilkelerine bağlı kalınarak onaylanan projeler doğrultusunda fen ve tekniğe uygun olarak yapıldığını bildirdi. Yapının en önemli bölümlerinin adını aldığı çift minareler olduğunu sözlerine ekleyen Sezer şunları söyledi:
"Tarihsel süreç içinde minarelerde meydana gelen statik problem ve malzeme kayıpları restorasyon faaliyetleri kapsamında değerlendirmeye tabi tutulmuş, minarelerin statik durumları Prof. Dr. Tuğrul Tankut tarafından incelenerek rapor edildi. Minarelerin boğumlarında kullandığımız çinileri İznik'te yaptırdık. Çinileri yaptırmadan önce 20 adet numune çalıştık. Bunun arkasında kullanacağımız asıl bisküvi denilen malzeme, üstündeki sığ ve renk tabakası ile ilgili numuneler hazırlattık. Her bir numune İstanbul Teknik Üniversitesi'nde teste tabi tutuldu. Yapılan testler sonucunda çinilerin dona dayanıklı oldukları ortaya çıktı. Hiçbir deformasyon ya da hasar oluşmadı. Gerek malzeme içeriği, gerek çinilerin yüzeyindeki dokunun verilmesi açısından ve gerekse renk uyumu açısından orijinallerine yakın bir şekilde çalışıldı. Tüm bu uygulamalar öğretim üyelerinden oluşan 5 kişilik bilimsel heyet ile İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuar Müdür yardımcısı ve çini uzmanı Şenay Onuk tarafından yapıldı." 
Çiniler gibi minarelerde kullanılacak tuğlaları da özel olarak hazırlattıklarını vurgulayan Mimar Mustafa Sezer, tuğlalardan bir bölümünün Merzifon'da diğer bölümünün ise Tokat'ta imal edildiğini belirtti. Her iki minarede deformasyon oluştuğuna işaret eden Sezer, "Süreç içerisinde geçirmiş olduğu depremler neticesinde minare boğumlarında deformasyon, parça kayıpları ve burulmalar meydana gelmiş. Biz öncelikle bu burulma ve deformasyonları gideriyoruz. Bu çalışmaları yapmadan önce Orta Doğu Teknik Üniversitesinden Prof. Tuğrul Tankut ile statik değerlendirme yaptık. Statik bozulmaların meydana gelmiş olduğu kısımlarda çini ve tuğlaları numaralandırmak suretiyle sökülmesi sağlandı. Bunlar sayesinde düzgün bir şekilde her bir çininin ve tuğlanın yerine koyulmak suretiyle tekrar minarenin imalatını gerçekleştirdik. Bu sayede minarelerde var olan burulma hareketlenmeler giderilmiş oldu. Ayrıca daha önceki restorasyonlarda yapılmış olan bu statik problemlerden dolayı takviye amaçlı konulmuş olan beton dolgular da söküldü. Yerine testlerini yaparak olumlu sonuçlar aldığımızı tuğla malzemeleri kullandık. Ayrıca tarihi yapının kirlenen tüm taşları da temizleniyor" diye konuştu.


FOTOĞRAFLI