Ezgi ÇAPA/İSTANBUL, () TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında İstanbul’un Çevre Sorunları raporunu açıkladı. Raporda, 7 Haziran’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın temelini atacağı 3. Havalimanı’nın İstanbul’un akciğerleri olan Kuzey Ormanlarını yok edeceğini ve projenin Marmara ekosistemi de dahil olmak üzere uluslararası ekosistemi etkileyecek boyutta bir proje olduğu belirtildi.

Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında İstanbul’un Çevre Sorunları raporunu kamuoyu ile paylaştı. 3. Havalimanı, Kanal İstanbul, kuraklık tehlikesi ve Melen Projesinin değerlendirildiği raporda İstanbul’un çevre sorunlarına yer verildi. Beyoğlu Makine Mühendisleri Odası’nda gerçekleşen basın toplantısında konuşan Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emine Girgin, 7 bin 650 hektarlık 3 havalimanı projesi için 2.5 milyon ağaç kesileceğini belirtti. Projenin yapılacağı Akpınar, Yeniköy ve Tayakadın köylerinde incelemelerde bulunduklarını söyleyen Girgin, projenin İstanbul’un temel su kaynaklarından biri olan Terkos gölüne olan yakınlığına dikkat çekti.

TATLI SULARI KARADENİZ’E BOŞALTIYORLAR
3. havalimanın bulunduğu bölgedeki göletlerin tehdit altında olduğunu söyleyen Girgin, “Bu göletleri boşaltmak üzere birbirine bağlantı kurulduğunu, daha sonra da Karadeniz’e bağlantı çalışmalarının yapıldığını gördük. Bu göletlerin yok olması ve doğal alanlardaki tahribat Terkos havzasını besleyen su varlıklarını olumsuz etkileyecektir. Şu anda tatlı suları Karadeniz’e boşaltıyorlar. Su kalitesi açısından hiçbir çalışma yapılmamış. Ama bu sular Terkos havzasındaki yer altını besleyen su kaynakları” dedi.

Bölgede bulunan maden ocaklarının kapatıldıktan sonra ağaçlandırılması gerektiğini belirten Girgin, “Orada ekolojik bir yaşamın oluşabilmesi için gerekli önlemlerin alınarak bölgenin terk edilmesi gerekirken, burada bu tür çalışmaların yapılmayacağı bilgisini aldık” diye konuştu.


3. HAVALİMANI ZEMİNİ ÇEKİNCE OLUŞTURUYOR
Alanda 70 metreye kadar yapılan sondaj çalışmalarında 20 metreden sonra tatlı su bulunduğu bilgisine ulaştıklarını söyleyen Girgin, “20 metreden sonra tatlı su, 70 metreye kadar sondaj çalışmaları yapılmış. Yeraltı su seviyesinin oldukça yüksek olduğu görüldü. Zeminin böyle bir proje için oldukça çekince oluşturduğu dikkatimiz çekti” diye konuştu.

PROJE İÇİN CİDDİ BİR DOLGU MALZEMESİNE İHTİYAÇ VAR
Zeminin su doygunluk oranının yüksek olduğunu ve arazinin kumluk zeminden oluştuğunu belirten Girgin, “Bölge maden sahası olduğu için yükseklik farkı çok fazla. Proje için çok ciddi bir dolgu malzemesine ihtiyaç duyacaklar” dedi.

KÖY YAŞAMINI YOK EDECEK
Bölgenin killi ve alüvyonlu toprak açısından zengin humuslu toprağa sahip olduğunu belirten Girgin, bölgede yaşayanların tarım ve hayvancılıkla geçindiğini belirterek, “Proje köy yaşamını ve buradaki faaliyetleri de yok edecek” ifadelerini kullandı.

PROJE TÜM EKOSİSTEMİ ETKİLEYECEK BOYUTTA
3. köprü ve 3. Havalimanı gibi projelerin yer aldığı Kuzey Ormanları’nın İstanbul’un akciğerleri olduğunu vurgulayan Girgin, 3. Havalimanı projesinin “tüm Marmara Ekosistemlerini ve uluslararası türler aracılığıyla tüm uluslararası ekosistemleri etkileyecek boyutta bir proje” olduğunu söyledi.

DOĞA TAHRİBATI OLMAKLA KALMAYACAK

 
Çevre Mühendisleri Odası’nın Teknik Gezi Raporu’ndan bazı satırbaşları şöyle:
“1. Akpınar Köyü, Yeniköy ve Tayakadın Köyleri sınırları içinde linyit maden sahaları bulunmaktadır. Maden sahalarının ilgili mevzuata uygun şekilde kapatılmadığını, ağaçlandırma çalışmalarının yapılmamış olduğunu, hali hazırdaki kapatma işleminin ise alanda bulunan sulak alan, sazlık ve ağaçlık alanların tahribinin göz önüne alınmadan yapıldığını gözlemledik. Bu sulak alanların göletlerinde turna, kadife sazan, yayın, aynalı sazan gibi balık türleri olduğu gözlemlenmiştir. Bu alanlar içindeki ormansızlaşma, göletlerin yok olması, ekolojik alanların kesintiye uğraması, türleri dar alanlara sıkıştıracak, direk yok edilme tehlikesi olmayan türlerinde zarar görmesine sebep olup tahribatın etkisini dalgalar halinde arttıracaktır.
2. 70 metreye kadar yapılan sondaj çalışmalarında 20 metreden sonra tatlı su bulunması ve sondaj devam ettikçe su muhtevasının sürdüğü bilgisine ulaştık. Alandaki bu durum yer altı su kaynaklarının zarar göreceğini göstermektedir. Terkos Havzası’na çok yakın bir alanda olan bu su kaynakları havzayı besleyen muhtemel su kaynaklarıdır.
3. Zemin çoğunlukla su doygunluk oranı oldukça yüksek kumluk zeminden oluşmaktadır. Madencilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan toprak tabakası muhtevası, zeminin sıvılaşmaya müsait kumluk tabakadan oluştuğunu göstermektedir.
4. Sahanın topoğrafik özellikleri oldukça büyük yükselti farkları olduğunu ve bu farkların aynı düzeye getirilmesi için makul olmayacak büyüklükteki rakamlarda dolgu malzemesi gerektirdiğini açıkça göstermektedir.
5. Geniş tarım arazileri haricinde her köylünün hem hayvancılık faaliyetinin olduğu hem de bostanlarının bulunduğu görülmüştür. Topraklar çok verimlidir. Hem killi toprak hem de alüvyon açısından zengin humuslu toprağın bulunduğu görülmüştür. Yöre sakinlerinin geçimini madencilikten öte tarım ve hayvancılıkla sağladığı gözlemlenmiştir. Bu derece zengin flora,fauna,biyoçeşitliliğin olduğu, geniş ve verimli tarım arazilerinin bulunduğu, etkin bir biçimde hayvancılık yapıldığı, insanların yaşam alanlarının bulunduğu üstelik tahribi dalga etkisi ile hem ekosistemler yolu ile hem de materyallerin /maddenin/kirliliğin dolaşımı yolu ile oldukça geniş alanlara yayılacak bu alanın bu şekilde tahrip edilmesi tedirginlik vericidir.
6. Bu ekolojik yıkımın Yalnızca İstanbul’un Kuzey Ormanlarını değil, tüm Marmara Ekosistemlerini ve uluslararası türler aracılığı ile de komşu uluslar arası ekosistemleri etkileyeceği öngörülmektedir. Bu tahribat İklim değişikliği ile geri dönüştürülemez sınıra dayanan ekolojik yıkımlar açısından oldukça büyük bir katkı sayılabilir. Bu tahribatın sadece doğa tahribatı olmakla da kalmayacağı, sosyolojik, hukuksal ve finansal problemleri oluşturacağı var olanları derinleştireceği aşikardır.”

EÇ (MK) (FOTOĞRAF)