Doğan ÇİZMECİ/TURGUTLU (Manisa), () - MANİSA'nın Turgutlu İlçesi'ndeki Çaldağı'nda vahşi yöntemle çıkartılacağı ileri sürülen nikel madeni için şirketinin yeni ÇED başvuru raporu, çevreciler tarafından masaya yatırıldı.
Turgutlu'da Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP) ve sivil toplum kuruluşlarınca ilçede düzenlenen panelde, 'İkinci ÇED süreci ve Turgutlu'yu bekleyen tehlikeler' ele alındı ve Çaldağı'ndaki nikel maden işletmesinin yaratacağı tehditler konuşuldu. Moderatörlüğünü TURÇEP bileşenlerinden Mimarlar Odası Temsilcisi Mahir Ek'in yaptığı panelin açılışında konuşan TURÇEP Dönem sözcüsü Yıldız Aktaş, Soma'daki maden faciasına değindi. Soma faciasının sadece bir maden kazası olmadığını, 'vahşi madenciliğe' prim veren bir anlayışın sonucu olduğunu belirten Aktaş, "Soma'daki facianın ardında yatan neden alın yazısı veya kader değil, vahşi madencilik anlayışıdır. Çünkü, tıpkı Turgutlu Çaldağı'nda uygulanmak istenen madencilik projesinde olduğu gibi, en yüksek kar elde etmek için en düşük yatırımı yapma anlayışı yer almaktadır" dedi.
Çaldağı'nda uygulanmak istenen madenciliğe dünyanın hiçbir ülkesinde izin verilmediğini öne süren Aktaş, "Şirket önce isim değiştirdi, tabela değiştirdi, sonra kimlik değiştirdi, el değiştirdi. Halkımızın sağduyusu, birlik ve mücadele anlayışı karşısında her defasında başarısızlığa uğradılar. Artık halkımızın gözünde hiçbir inandırıcılıkları ve güvenilir tarafları kalmadı" diye konuştu. Maden şirketinin şansını son bir defa daha deneyebilmek için yeni bir oyun peşinde olduğunu öne süren Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maden şirketi, şimdi de 7 yıldır çok bilimsel ve çok güzel diye savunduğu ÇED raporundan vazgeçip, bu defa da ÇED değişikliği yapacaklarını söyledi. İyice köşeye sıkışan maden şirketi şimdi de böyle bir manevrayla sıyrılmaya çalışıyor. 'ÇED değişikliği' adı altında yaptıkları şey, mevcut ÇED raporu üzerinde bir takım rötuşlar yapıp, sonra da bu vahşi madencilik projesini yeni bir ambalaja sarmak. Yaptıkları değişiklikler ise sadece işletmeyi kendileri açısından daha karlı bir hale getirmek için."
Turgutlu'da uygulanmak istenen madencilik projesinin artık kamuoyunda 'Gediz vadisi cinayeti' olarak adlandırıldığını söyleyen Aktaş, "Bütün Gediz Havzası'nı çöle çevirecek bir tehlike potansiyeli taşıyan bu madenciliğe bazı bilim adamları 'Gediz vadisine bir Çernobil faciası yaşatabilir' gözüyle bakıyor" dedi.
"BU YALANLARI SÖYLEYENLER BAŞKA YERDE SOPAYLA KOVALANIR"
Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür de Turgutlu Çaldağı'ndaki nikel işletmesinin 'İkinci ÇED Süreci' diye adlandırdığı, 'Yeni ÇED Başvuru Raporu' hakkındaki bilimsel inceleme ve gözlemleri aktardı. Maden şirketince hazırlatılan böyle bir ÇED raporunun askıya çıkarılmasının bile yanlış olduğunu belirten Öngür, "500 sayfayı aşkın bu raporun neredeyse her sayfası yalanlar ve yanlışlarla dolu. Ama, 'Nasıl olsa bu raporu onaylatırız' diye güvendiklerinden bu kadar yalanı söyleyebilmişler. Bu kadar yalan söyleyenleri başka yerlerde sopayla kovalarlar" dedi.
Raporda uygulanacak madencilik projesinin yaratacağı tehlikelerin gözlerden ustalıkla gizlenmeye çalışıldığını savunan Tahir Öngür, bir jeoloji uzmanı olarak ÇED raporunda yer alan bir haritayı gösterip, "İşte bu konuda çok büyük titizlik göstermişler. Bakın normalde burada bir fay hattı olması gerekiyor. Ama hazırlanan ÇED raporundaki bu harita fay hattını göstermiyor, çünkü ortadan kaldırmışlar" dedi.
Yaklaşık bir saat süren sunumun ardından soru-cevap bölümünde ise, panele katılanların Çaldağı'ndaki madencilik projesinin yaratacağı tehditler ve hazırlanan ÇED raporuna ilişkin sorularını yanıtladı.

DÇ(AÖ/ESM) (FOTOĞRAFLI)