İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na önümüzdeki günlerce geçeceği HDP’den aday gösterileceği öne sürülen BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, bütün bileşenler ve özellikle forumlarla gösterilecek adaya hiç kimsenin itiraz edemeyeceğini, belirtirken, “Bu ben de olabilirim bir başla yoldaşımız da olabilir. Ama benim adayım ben değilim.gerçekten” dedi.
Uydu aracılığı ile yayın yapan İMÇ TV’de ‘Gündem Müzakere’ programına konuk olan Önder, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Salıcı’nın aynı zaman hemşehrisi olduğunu, onunla hiçbir kişisel sorunu olamayacağını belirtirken, “Muhalefete muhalefet etme” gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Salıcı’nın Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında ‘Gaz arkadaşı’ olmasının bazı konularda yetmediğini belirten Önder, “Bir seçim ittifakı ya da güç birliği öneriyorsa; daha Kürd’ü adıyla birlikte parti olarak kabul edemiyorlar. Kürd’ü adıyla çağırmaya tenezzül ederlerse bir gün oturur, işbirliğinin eğer zemini var mı bunu da araştırırız” dedi. Salıcı’nın kendisini ‘Saldırgan’ olarak nitelendirmesine katılmadığını, duruşun ‘Kararlılık’ olarak nitelendirilebileceğini belirten Sırrı Süreyya Önder, CHP milletvekillerinin arkadaşlarına TBMM kürsüsünden “Bir halk değilsiniz” diyerek küfürler ettiğini söyledi.
BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, ‘Çözüm süreci’nde 1 yıla yakın süreden bu yana gençlerin ölmediğini, politikacıya düşen görevin bunu sürekli kılmak olduğunu kaydederek, hükümetin ‘Her şeyi ben belirlerim’ düşüncesiyle hareket ettiğini, Kürtler’in aktif rol almamasını, BDP’yi itibarsızlaştırmayı, Kürtler’in oyunu almayı düşündüğünü bunun mümkün olmadığını söyledi. Önder, 1 yıla yakın süreden bu yana çocuklar için ‘kara haber almadıklarını’ ifade ederek, “Bir siyasetçiye düşen bunu sürekli kılmak” dedi. Barışın ‘Güven işi’ olduğunu belirten Sırrı Süreyya Önder, şöyle konuştu:
“Güveneceksiniz; yanılmayı göze alıp güveneceksiniz. Kimse yöneticilere ya da siyasal partilere “Niye yanıldınız” diye sormaz. Niyetiniz halisse, siz barışı esas alıyorsanız, bu uğurda aldatılmışsanız bu halk bunun faturasını size çıkarmaz, sizi aldatanlara çıkarır. Yarın bir evladımızın burnu kanarsa bu anaya ‘Senin oğlunu biz bu projeyi seçim sonrasına erteledik diye kaybettik’ diyebilecek var mı bu memlekette? Bu ertelenemeyecek kadar acildir. Ekstra ya da fantezi bir durum yok ortada. Doğuştan sahip olduğu bir hakkı istiyor. Ötekinin sahip olduğu hakkı istiyor. Ne eksik, ne fazla. Ne mani buna? Bunun yerine getirilmesine. Üstelik bunu bütün ülke için istiyor.”
Sırrı Süreyla Önder, çatışmaların yeniden başlaması konusu ağzına bile almak istemediğini, bunu lügat, ortak terminolojimizden çıkarmak istediğini belirterek, “Bir çatışma başlarsa kendimi gidip orada canlı kalkan yapmak istiyorum. İki tarafın ortasında durup önce bizi öldürün, sonra ne yapacaksanız yapın. Denedik, gördük, başarabiliyoruz kardeşim. Bizim gücümüz yetmiyorsa yanımıza başkalarını alalım. İşte sosyal demokratlar geleceklerse tam zamanı..Gelin kardeşim; kandan ekmek devşirilir mi? CHP gelsin bu sürecin korunması konusunda fikirlerini ortaya koysun. Şu ana kadar bir hayrını görmedik” diye konuştu.
Hükümetin daha önce görevlendirdiği akil insanlardan oluşan bir heyeti İmralı’ya göndermesini öneren Sırrı Süreyya Önder, kendisinin Gezi direnişine katıldı, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ‘Süreç Bitti’ dediği için İmralı’ya götürülmediğini ifade ederek, “Gitmeseydim bence parti suçu işlerdim. 40 yıldır savunduğum her şey orada vücut buluyordu. Gitmesem kendime ihanet ederdim. Ahmet ağabey bu süreçten neden kesiliyor? Nevruz’da ‘Hem barış istiyorsun hem bomba atacaksın’ dedi. Ahmet ağabey, en yetkin temsilcisi, bilge bir insan. Ahmet ağabeye reva mı bu? O heyetlerin demirbaşı olmak zorunda. Kendisi koca bir tarih” dedi.
Önder, “Biz duyduğumuzu düşündüğümüzü söylemeyecek miyiz Siz buna tahammül edemeyecekseniz bizden bu konuda işlev görmemizi rol oynamamızı üstlenmemizi nasıl beklersiniz Biz sizin azabınız mıyız ? Günlükçü mü tuttunuz bizi? bütün bu insanların bir şahsiyeti var.temsiliyeti, tarihi var” diye konuştu.
Sırrı Süreyya Önder, adaylığı ile ilgili soru üzerine şu yanıtı verdi:
"Bütün bileşenlerimizle özellikle forumlarla bu meseleyi paylaşacağız ortaklaştıracağız. Ortaya çıkan adayşa hiç kimsenin itirazı olamayacak bu ben de olabilirim bir başla yoldaşımız da olabilir. Ama benim adayım; ben değilim..Gerçekten buna uygun ve yatkın bir insan olduğumu düşünmüyorum. Bir insan kendisi hakkında böyle konuşur mu? Bu kenti yönetmeye aday kapasite olarak kent bilgisi deneyim olarak benden çok daha uygun bir nefeste 100 tane isim sayabilirim. Bunları hep getireceğiz bu ülke ve efsane üzerinde kimin üzerinde odaklaşırsa odaklaşalım biri diğerinden 3 oy fazla oy almaz. O devir de geçti."