Mehmet YENEN/ SİMAV,(Kütahya),() - KÜTAHYA’nın Simav İlçesi’ne gelen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye’de 50 milyon kişinin açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşadığını söyledi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Simav İlçesi Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingte halka seslendi. Türkiye’de 75 milyonun 50 milyonunun yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşadığını dile getiren Destici, bunun sorumlusunun hükümet üyeleriyle Başbakan Erdoğan olduğunu söyledi. Hükümetin ülkeyi iyi yönetemediğini iddia eden Destici, "Başbakan Erdoğan halkı kandırıyor. Artık yeter. İktidar ve ana muhalefet partisi bir kayıkçı kavgasına tutuşmuşlar. Milletin ve ülkenin gündemi konuşulmuyor. Sadece kendi belirledikleri gündemi konuşuyorlar. Maalesef esas gündemleri gözden kaçırıyorlar. Milletin önemli problemi işsizlik, yoksulluk. Çiftçinin, esnafın, tüccarın problemi var. 12 milyon emekli var. 8 milyonu açlık sınırının altında yaşıyor. Sayın Başbakan senin bundan haberin var mı?" dedi.
Türkiye’deki 12 milyon çalışanın, 6 milyonunun asgari ücret aldığını söyleyen Destici, aileleri ile birlikte 20 milyona yakın kişinin açlık sınırının altında yaşadığını açıkladı. 1 milyondan fazla taşeron işçi bulunduğunu sözlerine ekleyen Destici şunları söyledi: “Modern köle olarak çalıştırılıyor. Hiçbir güvenceleri yok. İşverenin iki dudağı arasında. İktidar partisinin il ve ilçe yöneticilerinin iki dudağı arasında. Bakın 5 milyona yakın işşizimiz var. Sayın Başbakan meydanlarda, paralel devletten sıra gelirse, ’IMF’ye 20 milyar dolar borç vardı. Bunu ödedik’ diyor. Sen Başbakan olduğunda bu devletin iç dış, özel, kamu toplam borcu 220 milyar dolardı. Peki şu anda ne kadar? 588 milyar dolar. Peki sen bunu neden söylemiyorsun? IMF’ye ödediğin borcu söylüyorsun da borcun üstüne 350 milyardan fazla borç eklendiğini neden söylemiyorsun?"
ÇÖZÜM SÜRECİNE ELEŞTİRİ
Devletin varlığı ve milletin birliğinin önemli olduğunu hatırlatan Destici, "Bakın PKK ile bir çözüm süreci diye bir şey başlattılar. Bu bir çözüm süreci değil. Bu bir müzakere ve pazarlık süreci. Bakın bu gün ne kadar haklı olduğumuz ortada. Keşke haksız olsaydık. PKK’nın siyasi temsilcilerini her gün televizyonlarda izliyorsunuz. Bu bir seçim değil, bu bir referandum diyorlar. Neyin referandumu? Özerkliğin referandumu diyorlar. Seçim çalışmaları için Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerine gidiyoruz. Adamlar, iş, aş, yol ve su vaat etmiyor. Tabelalara ’Öz yönetim’ yazmışlar. Seçim vaadi olarak ’kendi okulum, kendi kitabım, kendi güvenlik güçlerim, kendi vergi sistemlerim’ gösteriliyor. Zaten düzeni kurmuşlar. Dönüp de bir cevap verildiğini duyuyor musunuz? Varsa yoksa, paralel devlet" diye konuştu.

MY (İÖ/RT) (FOTOĞRAFLI)