Yaşar ANTER/BODRUM (Muğla), () - MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde, kitabının imza gününe katılan Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, sert mesajlar verdi, "Anayasa Mahkemesi verdiği son kararlarla Türk yargısının namusunu kurtardı. Bu kumpası kuranlar polislerdir" dedi.
Ergenekon davası kapsamında 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklanan, İstanbul 20'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin oybirliğiyle verdiği kararla tahliye olan Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, iki haftadır tatilini geçirdiği Bodrum'daki yazlığından çıkarak, 'Suçlamalara Karşı Gerçekler' kitabının imza gününe katıldı. Turgutreis D Marin Marina'daki d-way Kitap Evi'nde bugün saat 18.00'de düzenlenen etkinlikte, İlker Başbuğ'a kitap imzalatmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Kitabevi gelişinde İlker Başbuğ, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganları ile karşılandı. Neşeli olduğu görülen İlker Başbuğ, etkinlikten önce basın mensuplarına açıklamalar yaptı.
CASUSLUK DAVASI TUTUKLULARINI HATIRLATTI
Cezaevinden 7 Mart'ta çıktığını belirten Başbuğ, "Son silah arkadaşım cezaevinden çıkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğim dedim. Bugün 21 Haziran 2014, mutluyum. Tabi bu mutluluğumun nedeni değerli arkadaşım Hurşit Tolon, iki gün önce Balyoz davasından tutuklu bulunan 236 silah arkadaşım. En son da Hanefi Avcı'nın tahliyesi" dedi. Tahliyelerin bütün Türkiye'ye sevinç ve mutluluk getirdiğini kaydeden İlker Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu açıdan gerçekten mutluyuz. Ama unutmayalım ki şu anda halen kamuoyunda 'casusluk davası' olarak bilinen davalarda İzmir ve İstanbul olmak üzere, özellikle İzmir davasında 13 silah arkadaşım halen tutuklu ki bunlar gençler. Üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı rütbesinde olan genç subaylar. Ümit ediyorum ve bekliyorum ki en kısa zamanda bu arkadaşlarımız da hürriyetlerine kavuşacaklar. Mart 2014'te yaptığım konuşmada ayrıca şunu söylemiştim. O gün için yargı alanında ayakta kalan tek kurum Anayasa Mahkemesi dedim. Anayasa Mahkemesi belki kararlarında geç kaldı diyebilirler ama buna rağmen, Anayasa Mahkemesi gerçekten bu dönemde tarihi bir görevi icra etti. Bunun altını çizmek gerekir. Bu bir borçtur. Daha açık ve net söylemem gerekir ise Anayasa Mahkemesi Türk yargısının namusunu kurtardı."
"BİZLER ADALET İSTİYORUZ"
Anayasa Mahkemesi'nin son kararının Yargıtay'a bir ders niteliğinde olduğunu söyleyen İlker Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Verdiği karar bir noktada Ergenekon davası için de geçerlidir. Bakın Balyoz davasında Yargıtay'ın 9. Ceza Dairesi 17 duruşma yaptı. Ama kamuoyunun dikkatine bir noktayı sunuyorum 17 duruşmada avukatlara tek bir soru dahi sormadı. Şimdi soruyorum acaba Yargıtay'ın özellikle 9. Ceza Dairesi'nin başkanlığı ve üyeleri bugün ne düşünüyorlar. Ben bunu çok merak ediyorum. Bunu ifade etmek isterim, Yine 7 Mart'ta şunu söylemiştim. Benim ve silah arkadaşlarımın, hepimizin elleri de temiz, yürekleri de temiz. O gün şunu söyledim, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Bizler adalet istiyoruz. Adalet deyince neyi istiyoruz bu kumpası kuranların bulunup yargı önüne çıkartılıp gerekli cezaların verilmesini istiyoruz."
POLİSİ İŞARET ETTİ
Kendilerine kumpas kuranların ortada olduğunu söyleyen İlker Başbuğ, "İşte başlayın Zekeriya Öz'lerden, başlayın Ali Yılmazer'lerden. Bu görev her şeyden evvel iktidara hükümete ve TBMM'ye düşen bir görev olarak görüyorum. Bugün mutluyum. Niye mutluyum; Genelkurmay Başkanı iken yaşanan olaylara ilişkin o günlerde söylediğim bütün hususlar, bugün gerçek çıktı. Bu açıdan gerçekten mutluyum. Hatırlayın dedim ki; 'Allah Allah diye ordusuna taarruz ettiren bir silahlı kuvvetler, Allah'ın evi camiyi bombalayamaz' dedim. Ne oldu bugün. Bu iftira ve iddianın yalan olduğu ortaya çıktı" dedi. İlker Başbuğ, şöyle devam etti:
"Genç Teğmenler kalkıp kendi komutanlarına suikast içine girmezler dedim. Ne çıktı. İddianamede bile bu suçlamalar bu teğmenlere yöneltilmedi ve bugün hepsi serbestler. Ama bunların hepsi eziyet çekti. Ne dedim 'Poyrazköy'de boş lav silahlarını asker gömmez' dedim. 'Bunu birisi gömdü' dedim. Hanefi Avcı dün ne dedi dikkat ettiniz mi? Tecrübeli bir polis şefidir. Avcı dedi ki 'Bunları bulanlar bunları gömenlerdir' dedi. Bundan daha açık bir ifade olur mu işte buyurun. 'Komploları arayacağız bulacağız' diyenlere bundan daha iyi ipucu olur mu? Daha iyi ifade olur mu? 'Bu silahları bu mühimmatı gömenler bunları aynı zamanda bulanlardır' dedi. Kim gömdü, kim buldu? Biliyoruz polis buldu."
Kendisi ve arkadaşlarının Türk milletinin gözünde farklı bir yerde olduğunu gördüğünü, bunun hiçbir şeye değiştirilemeyeceğini belirten Başbuğ, şöyle devam etti:
"Genelkurmay Başkanlığı dönemimde yine şu ortaya çıktı. İrtica ile mücadele eylem planı diye bir planın hazırlandığı iddia edildi. Nerede? Genelkurmay'da. Bu özel yetkili mahkemede bu konuyu inceledi. Herkes inceledi ama böyle iddia edilen bu planın Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlandığına dair en ufak bir emareye bugüne kadar erişilemedi. 'İnternet andıcı değildir, bir suç belgesi değildir' dedim. Bugüne kadar kimse çıkıp ta internet andıcı bir suç belgesi diyemedi. Bakın ben 7 Mart 2014 günü cezaevinden çıktım. O süreçte çeşitli yerlerde, burada olduğu gibi bu insanlarımızla halkımızla Türk milleti ile karşı karşıya geldim. Ve halkımızla milletimizle karşı karşıya geldiğimiz her yerde gerçekten yakın bir ilgi sevgi gördüm, saygı gördüm. Bugün o kadar mutluyum ki! Bugün halkımı, milletimi ben silahlı kuvvetlerde temsil eden bir kişi olarak görüyorum. Bugün görüyorum ki ben ve silahlı kuvvetlerimiz Türk milletinin gönlünde yüreğinde çok güzel bir yerde. Öyle bir yer ki, ben bu yeri başka hiçbir yere, başka hiçbir makama değişmem. Bunu da bu vesile ile sizlere ifade etmiş oluyorum."
İHSANOĞLU İLE İLGİLİ NET BİR GÖRÜŞ YOK
CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekmelettin İhsanoğlu ile ilgili soruya Başbuğ, "CHP ile MHP tarafından ortak aday olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tabi isim olarak tanıyorum. Son bulunmuş olduğu görev nedeniyle tanıyorum" dedi. Bugün bulunulan nokta itibariyle İhsanoğlu'nun düşünce yapısını, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarına yönelik neler düşündüğünü, eğer Cumhurbaşkanı olarak seçilirse gerçekten nasıl bir Cumhurbaşkanı olarak davranacağına yönelik bilgisinin olmadığını kaydeden Başbuğ, "Bu nedenle İhsanoğlu ile ilgili ne aleyhte ne lehte yorum yapmak istemem. Gerçekten düşünce yapısını bilemiyorum. Değer ölçülerini bilemiyorum. Özellikle önümüzdeki süreçte Türkiye ciddi iç ve dış sorunlarla yüz yüze. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı makamı önemli bir rol oynayacak buna dikkat etmemiz lazım. Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Normal bir cumhurbaşkanlığı süreci değil. Ciddi iç sorunlarınız var, ciddi dış sorunlarınız var. Cumhurbaşkanı bu sorunlara yönelik olarak elbette önemli rol oynayacak" dedi.
BAŞBUĞ'A YOĞUN İLGİ
Basın mensuplarına açıklama yapan ve sorularını yanıtlayan Başbuğ, ardından kitabını imzaladı. Yaklaşık 3 saat süren etkinlikte Başbuğ'a yoğun ilgi gösterildi. İlker Başbuğ'un önümüzdeki günlerde tekrar imza günü düzenleneceği belirtildi.

FOTOĞRAFLI